English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ D ] / Diplomatlar

Diplomatlar traducir francés

158 traducción paralela
Surasi da diplomatlar için.
Par ici, le corps diplomatique.
Bir devrim başlamıştı. Diplomatlar umutsuzca barış istiyorlardı. Bu arada Tomanya ordusunun ön hatlarında görülmemiş bir savaş aleti deneniyordu.
Avec une révolution à l'arrière, elle implorait la paix, tandis qu'au front, l'armée se battait, persuadée qu'elle allait écraser l'ennemi.
Hayır, Yüzbaşı McOwen, benim yanlış bulduğum şey ülkelerimize büyükelçiler göndermek, büyükelçiler ve diplomatlar.
Non, Capitaine McOwen. C'est à mon avis une erreur d'échanger des ambassadeurs.
Aynı gece 4 Mart 1944'te bir Türk Bakan, diplomatlar topluluğu onuruna bir resepsiyon düzenlemişti.
Le même soir, le 4 mars 1944 un ministre turc donna une réception pour le corps diplomatique.
Tanıdığım tüm diplomatlar arasında, en iyisi yine sensin.
De tous les diplomates que je connaissent, vous êtes le meilleur.
İlk olarak, Müttefik, Mihver ve Tarafsız devletler diplomatlarının eşleri bu haftayı kıskançlıktan çatlayarak geçirdi..
Et bien, pour commencer, les minois des épouses du corps diplomatique De l'axe, des Alliés et des Neutres ont été bien eclipsés la semaine passée.
"Diplomatlar kendi işlerini yapsaydılar, böylesine büyük bir orduya ihtiyacımız olmazdı."
- Avec de meilleurs diplomates, pas besoin d'armée.
Dışişleri Bakanlığı'nı, Lola'nın kaldığı küçük oteli ziyaret eden harika diplomatlar kadar diplomat ziyaret etmiyordu.
Le ministère des affaires étrangères ne voit pas défiler autant de diplomates que l'hôtel de Lola sur la Côte d'Azur.
Bu nedenle size tavsiyemiz diplomatlar da dâhil olmak üzere bütün yabancıların yirmi dört saat içinde Pekin'i terk etmeleridir.
Je conseille donc à tous les étrangers, y compris les diplomates de quitter Pékin dans les 24 heures.
Dört İngiliz, iki Fransız, bir Avustralyalı hepsi diplomatların kızları.
Quatre Anglaises, deux Françaises et une Australienne. Ce sont toutes des filles de diplomates.
Diplomatlar. Bildiğim en iyi diplomat tümüyle aktive edilmiş fazer yığını.
Il n'y a pas meilleur diplomate qu'une batterie de phaseurs.
Buna bence en iyisi diplomatlar karar versin.
Ces décisions sont prises par les diplomates.
- Bu diplomatların kuyruğu dik tutmasına izin vereceksin bazen.
- Ces diplomates doivent sauver la face.
Bu herkesi kızdırmak için çok kötü bir zaman olacak, Kralın bütün o diplomatları kabulünü de hesaba katarsak.
Je ne vais pas déranger tout le monde alors que le roi reçoit.
Sadece diplomatlar, gazete yazarları, editörler ve ünlü aktörler gelir.
Réservé aux diplomates, éditeurs et acteurs célèbres.
Biz sadece asker değiliz, ülkemizin diplomatları sayılırız.
On n'est pas que des soldats, on est aussi les diplomates de notre pays.
Onlar, Üçüncü Dünya diplomatları. Rodchenko'yu onlara açıklayın.
Nous recevons le Tiers-Monde, expliquez-leur pour Rodchenko.
Başkanlar, diplomatlar, araştırmacılar...
Des présidents, des diplomates... des chercheurs.
" Diplomatlar Dungarees'de.
''Diplomates en treillis.
Baban, Attila Circle denilen bir grubun üyesiymiş. Bir grup yaşlı adamın oluşturduğu, ve aptal Komünist diplomatların buraya gelmekle yanlış yaptığını söyleyip duran bir grubun üyesiymiş.
Ce groupe auquel il appartient, le Cercle d'Attila, ce n'est qu'une bande de petits vieillards qui sortent les pancartes quand un diplomate communiste débile commet l'erreur de venir ici.
Ben, babamın çalışma odasında kilitli kaldım. O dünyanın elit diplomatları arasındaydı.
J'étais enfermé dans le bureau si intimidant de mon père, où il recevait le corps diplomatique de Londres, l'élite de la planète.
Uluslararası diplomatlar var.
Plus tard! Des diplomates.
O zaman, Bay Chekov, iş diplomatlarımızın maharetine kalacak.
Dans ce cas, M. Chekov, ce sera du ressort des diplomates.
Federasyon'un en şerefli diplomatlarından birine hiç uymayan bir son.
Quelle fin pour l'un des diplomates les plus honorés de la Fédération.
Mültecilerin, kaçakçıkların işadamlarının, diplomatların ve yüzlerce dünyanın gezginlerinin bir uğrak yeriydi.
Ce fut un port d'escale pour les réfugiés, les escrocs, les entrepreneurs, les diplomates et les vagabonds d'une centaine de mondes.
Haiti askeri birliklerinin başarılı bir müdahalesiyle diplomatlar ve gazeteciler...
Au cours d'une action orchestrée par les militaires haïtiens, diplomates et journalistes...
Diplomatlar, kanunsuzlar, müteşebbisler ve gezginler için bir uğrak yeri, evlerinden uzakta bir yuvaydı.
C'est un port d'escale, un foyer loin de chez soi... pour les diplomates, les escrocs, les entrepreneurs et les vagabonds.
Bir uğrak limanı, evden uzakta bir ev diplomatlar, dolandırıcılar, girişimciler ve maceracılar için.
C'est un port d'escale, un foyer loin de chez soi... pour les diplomates, les escrocs, les entrepreneurs et les vagabonds.
Diplomatlar veya başkanlar için telekinetik bir kalkan.
un bouclier télékinétique contre les armes à rayons, pour les diplomates.
Kim bu kadınlar? Diplomatlar mı?
- Ces femmes sont diplomates?
Alger Hiss eyalet departmanı diplomatlarından biri.... olmakla suçlanan serbest yazar WhittakerChambers... gizli dökümanları Sovyetler birliğine kaçırmakla suçlanan.
Alger Hiss était un diplomate au secrétariat d'État que le journaliste freelance Whittaker Chambers a accusé... de refiler des documents secrets à l'Union soviétique.
Diplomatlar Kulübü'nde buluşalım.
Rendez-vous au Club Diplomate.
Buraya döneceğim. Sonra havaalanında Diplomatlar Kulübü'nde Bridgette ile buluşacağım.
A 15 h. Je repars aussitôt, et je retrouve Bridgette au Club Diplomate.
Diplomatlar Kulübü'ne gidip Bridgette ile buluşmanı istiyorum.
Rejoins Bridgette au Diplomate.
Bilim insanları, diplomatlar, casuslar.
- Des scientifiques, diplomates, espions.
Diplomatlar için işe yarar bir özellik.
Ce qui est préférable pour un diplomate.
Sizi, diplomatlarımızdan birisi olarak görevlendirmeyi arzu ederdim. Sorunu çözmek konusunda daha fazla şans sahibi olabilirdiniz. Farklı şartlar altında...
Si vous étiez l'un de nos diplomates, vous arriveriez peut-être à résoudre le conflit.
Kendimce davet için bir yemek vermeye karar verdim ve önemli İngiliz yazar ve diplomatları davet ettim.
J'ai décidé de célébrer mon anniversaire et d'inviter d'importants aristocrates et diplomates anglais.
Diplomatlar kuşatma istiyor.
Les diplomates veulent faire un blocus.
Politikacıları, diplomatları eğlendirir.
Il divertit de hauts dignitaires.
Diplomatların öğrenecekleri ilk şey parmaklarını ait olmadıkları yerlere sokmamayı öğrenmektir.
Une des premières choses qu'un diplomate doit apprendre c'est ne pas fourrer c'est mains n'importe où. Capitaine.
Diplomatlarımızı korumak üzere tanınan haklarımızdan faydalanacağız.
Nous faisons valoir notre droit de protéger nos diplomates.
Bizim de ülkemizi diplomatlarınızdan korumaya hakkımız var.
Et nous, celui de protéger notre pays de vos diplomates.
...... Diplomatlar binerken biraz zaman öldürelim dedim.
Ça va te faire perdre tout ton temps pour prendre tes diplomates à bord.
Belki diplomatların taşıyamıyacakları bir şeyi götürmek istediler.
Peut-être qu'il veulent que les diplomates voient un truc qu'on ne pourrait pas transporter.
Diplomatları kaçış kapsüllerinde gönderiyorum.
David, j'ai ordonné l'évacuation des diplomates dans les capsules.
Tafeek diğer diplomatların panik olmaya başladıklarını söyledi kaçış kapsülüne atlayıp şanslarını dışarıda deneyeceklermiş.
Tafeek à dit que les autres diplomates commençaient à paniquer,... parlant de prendre les capsules et tenter leur chance dehors.
Oradaki diplomatlar bunu çok severler.
Nos diplomates l'apprécient.
Nicholas, İran temsilcilerinden Rus diplomatların öldürülmesine ilişkin bir özür mektubu aldım.
Nicolas Ier acceptant les excuses des émissaires persans pour le meurtre de vos diplomates...
Diplomatlarımız, ilişkilerimizi bu şekilde mi sürdürüyorlar?
Est-ce ainsi que nos diplomates agissent?
Diplomatlarımızı korumak üzere tanınan haklarımızdan faydalanacağız. Bizim de ülkemizi diplomatlarınızdan korumaya hakkımız var.
Moi, je rirai en voyant l'aiguille entrer dans ton bras.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]