Dolce traducir francés
179 traducción paralela
Bana sanki, altında gizli bir serzeniş yatan komplimanlardan biri gibi geldi.
"Dolce farniente"! - Désolée, je ne comprends pas. - Comment on dit en anglais?
Dulce de leche.
Dolce de Leche.
Dulce, İspanyolca "tatlı" demek.
Dolce veut dire "doux" en espagnol.
Dulce de leche?
Dolce de Leche?
Dolce far niente.
Dolce far n /'ente!
Hotel La Dolce Vista.
Hôtel La Dolce Vlsta.
Dolce Vista mı?
"La Dolce Vista"?
Şu "La Dolce Vista"?
La Dolce Vista.
La Dolce Vista?
- La Dolce Vista?
- Burası Dolce Vista oteli, doğru mu?
- C'est l'hôtel Dolce Vista?
La Dolce Vista Otelinde.
A l'hôtel Dolce Vista.
Nedir tüm bunlar, "La Dolce Vita" mı?
C'est quoi ça, "La Dolce Vita"?
Burada Roma yüksek sosyetesinin yarısını zehirleyecek kadar malzeme var.
Avec ça, tu intoxiques toute la "dolce vita".
Mevsim yazdır ve hayat tatlıdır.
C'est l'été, la dolce vita.
Hayat bu değil mi, hayatım?
La dolce vita, hein, chérie?
- Biz ona şey diyoruz ticari alanın "Tatlı Hayat" ı.
On l'appelle le Dolce Vita du film commercial.
Bir'Tatlı Hayat'havaları!
Tout ça, ça sent fort la Dolce vita.
Latin aşık ortamı sağlamak için ödeme yapıldığını keşfettik.
Nous nous sommes aperçu que ça payait, une atmosphère un peu "Dolce Vita".
'Tatlı Hayat'ı hatırlıyor musun?
Tu te souviens de La Dolce Vita?
-'Tatlı Hayat'ı.
- La Dolce Vita.
Daha... Seker. Çok hoş...
Più dolce... c'est plus... du sucre.
Eroin 1989'da çok ucuzdu, "tatlı hayat" yıIıydı.
L'héroïne était sale en 1989, l'année de "dolce vita".
Dolce Gabbana!
Dolce Gabbana!
Kendime Dolce Gabbana almalıyım.
Des trucs Dolce Gabbana pour moi.
Dolce, Dolce, Dolce.
Dolce, Dolce, Dolce.
"Roma'da Tatil" gibi 50lerin filmleri gibi, herkes rahat, takılıyorlar.
Ces films des années 50, "La Dolce Vita", pareil. Tous sympas.
Dolce Gabbana partisine gelir mi diye soracağım. Ne?
Je vais l'inviter à la soirée Dolce Gabbana.
Cuma gecesi, Dolce Gabbana partisi.
Vendredi soir. La soirée Dolce Gabbana.
Bu krizden beni Dolce Gabbana'nın yeni sezon ayakkabıları bile çıkartamıyordu.
Une crise dont même la vue des nouvelles sandales Dolce Gabbana ne suffisait pas à me sortir.
Hiç vaktim yok. Eminim DolceGabbana giydirecek başkasını bulabilir.
Dolce Gabbana trouveront quelqu'un d'autre à habiller.
- DolceGabbana mı?
- Dolce Gabbana?
- DolceGabana beni mi seçti?
Dolce Gabbana m'ont choisie?
- Gucci, Dolce ve Dior.
- Gucci et Tucci et Dior. - Bon sang!
Fran Libowitz? DolceGabbana, Ed Coach'u çağıramadı mı?
Dolce Gabbana n'ont pas eu Ed Koch?
Alayım. Kan ve Dolce.
Du sang sur un Dolce...
Dolce'nin daha önce yolladığı iki kıyafeti yukarıda tutar mısın?
Pourriez-vous sortir les vêtements envoyés par Dolce?
- Dolce, güzel.
- Dolce. Sympa!
Onların değil. Dolce'nin değiller.
C'est ni à elle ni à Dolce.
Harika bir kaşmir Dolce palto var. Kesinlikle...
Un manteau Dolce divin, en cachemire...
Dolce palto, Gucci pantolonlar.
Manteau Dolce, pantalon Gucci.
Bu pantolona açık sandaletler, şeffaf bluzla renkli sutyene ne dersin? Etkilesin diye Dolce paltoyu yanına al.
Ou alors... pantalon, sandales, haut transparent... soutif de couleur et le manteau pour l'effet.
Bu benim Dolce paltom!
C'est mon manteau Dolce!
Dolce Gabbana ve de kelime hazinesi demek?
Ça alors, un cerveau sur des talons hauts.
İngilizce "Dolce far niente" nasıl denir?
C'est impossible à traduire.
Dolce far niente.
- Traduction?
Haydi be oradan, tatlı şeyler.
Dolce vita!
Michael
"Et pas trop de dolce vita en notre absence! Michael"
Son bir dolçe vita yaşamak için Roma'ya uçuyor.
Elle vient à Rome prendre du bon temps avant de mourir.
Una musica dolce... per me
Volare encore.
O dolce viso
Capitaine, vous avez réussi à me surprendre.
Şirin.
- Dolce.