English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ D ] / Downey

Downey traducir francés

249 traducción paralela
Sonraki gece Downey'e gittim, bir masaya oturdum, adamın biri "İçelim mi?" dedi.
- La nuit suivante, je suis allé au Downey. Un type m'a offert un verre.
- Gülümseyen yüzleri severim bay Downey. Ve sizden de hoşlanıyorum.
j'aime les visages souriants, M. Downie, et je vous aime bien.
Downey.
Downey.
- Özel Ajan Downey, FBI.
- Agent Spécial Downey, FBI.
Fena değil Downey.
Pas mal, Downey.
Seni artık tanıyamıyorum Downey. Tanıyamıyorum.
Je ne sais plus quoi penser de toi.
Bilemiyorum Downey.
Je ne sais pas, Downey.
Özel Ajan Downey'i zaten tanıyorsunuz.
Vous connaissez déjà l'Agent Downey spécial.
- Kapa çeneni, Downey!
- Ferme-la, Downey.
Downey!
Downey?
Paul Downey'ye uzun pas.
Longue passe à Paul Downey.
Onbaşı Dawson ve Er Downey, Er William Santiago'ya saldırmış.
Deux Marines, Dawson et Downey... ont agressé William Santiago.
Dawson ve Er Louden Downey Santiago'yu bağlayıp, boğazına bir bez tıkmışlar.
Dawson et le première classe Louden Downey... ligotent Santiago et lui bourrent un chiffon dans la gorge.
Downey'nin sadece bir teyzesi var.
Downey n'a plus qu'une tante.
Seninle Dawson ve Downey hakkında konuşmak istiyorum.
Je voulais vous voir à propos de Dawson et de Downey.
- Dawson ve Downey.
- Dawson et Downey.
Sen mücadeleyi sevmediğin için Dawson ve Downey'in fazladan hapis yatmalarına göz yumamam.
Et je ne peux laisser Dawson et Downey croupir en prison... parce qu'on leur a attribué un avocat partisan du moindre effort.
Er Louden Downey, efendim!
Première classe Louden Downey, monsieur!
Downey'ye istediği çizgi romanları getirdim.
J'ai apporté à Downey les B.D. qu'il voulait avoir.
Artık Louden Downey'nin avukatıyım.
Je suis l'avocate de Downey.
- Jo Galloway, Downey'nin avukatı.
- Jo Galloway : l'avocat de Downey.
Sonra Dawson ve Downey'ye "Kızıl Kodu uygulayın" dedi.
Oui, mais après, il a ordonné le Code rouge à Dawson et Downey. Kendrick a menti.
Downey sana tapıyor.
Downey vous vénère.
ABD ile Onbaşı Dawson ve Er Downey arasındaki dava.
Ministère public contre Harold Dawson et Louden Downey.
Jo, Dawson'un, Downey'nin ve Santiago'nun davranış raporlarını bul.
Jo, il nous faut leurs notes d'évaluation à tous les trois.
Buraya kadar anlattıklarımı Onbaşı Dawson ve Er Downey de tam olarak kabul ediyor.
La version que je viens de vous donner est exactement... celle que vous donneront messieurs Dawson et Downey.
Bütün bu cambazlıklar Willy Santiago'nun ölü olduğu ve onu Dawson ve Downey'nin öldürdüğü gerçeğini örtemez.
À la fin, toute la magie du monde n'aura pas réussi à faire oublier... que Willy Santiago est mort et que Dawson et Downey l'ont tué.
Dawson ve Downey Santiago'ya öç almak için saldırmadı.
Dawson et Downey ne sont pas allés chez Santiago pour se venger.
Dawson ve Downey, işlerini yaptıkları için burada.
Dawson et Downey sont devant vous... parce qu'ils ont fait leur travail.
Dawson ve Downey?
Dawson et Downey?
Bundan beş dakika sonra Dawson ve Downey'nin odasında mıydınız?
Étiez-vous dans la chambre de mes clients 5 min après le briefing? - Merci.
Savunma 22 askerin de Hammaker'ı doğrulayacağını kabul ediyor. Ama hiçbiri 16 : 20'de Dawson ve Downey'nin odasında değildi.
La défense concède que tous confirmeront les dires d'Hammaker... si la partie civile concède qu'aucun n'était chez mes clients à 16 h 20.
Jüriyi ikna edeceksin. Dawson ve Downey'nin hayatını kurtaracaksın.
Dawson et Downey vont te devoir une fière chandelle.
Sen Downey'yle ilgilen.
Concentre-toi sur Downey.
Dawson ve Downey'ye, Kızıl Kural uygulamalarını emrettiniz mi?
Avez-vous ordonné à Dawson et Downey d'infliger un Code rouge?
Bu ve Downey'nin şahitliği yeterli olacak.
Ça, et le témoignage de Downey, ça devrait suffire.
Downey için emir Kendrick'ten gelmişti.
Pour Downey, il s'agit d'un ordre qui a été donné par Kendrick.
Belki önce Downey'i çağırmalıyız.
On pourrait appeler d'abord Downey à la barre.
Downey odasında bile değilmiş.
Downey n'était pas dans sa chambre. Il n'était même pas là du tout.
Louden Downey'nin artık bir davavekiline ihtiyacı var.
Louden Downey avait besoin d'un vrai avocat. Tu n'es qu'un trouillard.
Ama Dawson ve Downey'nin yerinde olsam ve ikiniz arasında seçim yapsam, seni seçerdim.
À la place de Dawson et Downey, s'il fallait te choisir toi ou lui... c'est toi que je choisirais.
Dawson ve Downey tutuklandıktan sonra Santiago'nun eşyaları kaydedildi.
Après l'arrestation de mes clients, on a inventorié la chambre de Santiago.
Onbaşı Dawson ve Er Downey.
Caporal Dawson et première classe Downey.
Bizi Downey'den çıkarıyorum.
Nous tirer de Downey.
İkimizi bu Downey şehrinden kurtaracağım, bebeğim. Merak etme.
Je vais nous tirer d'ici, t'en fais pas.
Downey'den gidiyoruz.
On va quitter Downey.
- Beni Downey'den götür.
Sors-moi de Downey.
- Seni Downey'den götüreceğim.
Je vais te sortir de Downey.
- Downey'ninkini?
- Et les Downey?
İki bayanın isimleri 19 yaşındaki Tempest Mueller ve 16 yaşındaki Corky Poindexter.
Les corps des deux jeunes filles ont été identifiés. Il s'agit de Tempest Mueller, 19 ans, de Downey, et de Corky Poindexter, 16 ans, de Bellflower.
Anlaşıldı mı Downey?
Compris, Downey?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]