English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ D ] / Dreyfus

Dreyfus traducir francés

175 traducción paralela
"Dreyfus."
Dreyfus.
Komutanım, pazartesi sabahı ilk iş olarak buraya rapor vermesi için Dreyfus'a mesaj gönderin.
Prévenez Dreyfus! Qu'il se présente ici lundi matin.
- " Yüzbaşı Dreyfus yarın sabah 9 : 00'da..... genelkurmay müdürlüğünde bulunacak.
De quoi s'agit-il? Dreyfus se présentera demain matin à 9 h au bureau du Chef de l'Etat-Major.
Yüzbaşı Dreyfus bekliyor, efendim.
Le Cap. Dreyfus est là.
- Oh, çok güzel.
Dreyfus est là.
Problem nedir, Dreyfus?
Qu'avez-vous?
Dreyfus suçlu bulundu!
Dreyfus coupable!
Tüm ülke Dreyfus yüzünden kargaşa içerisinde.
Tout le pays ne parle que de ce Dreyfus!
Sanırım Dreyfus suçsuz olduğunu iddia ediyormuş.
Et s'il était innocent comme il le proclame?
" Fransa halkı adına Alfred Dreyfus, on dördüncü topçu alayı yüzbaşı askeri mahkeme tarafından, oy birliği ile vatana ihanetten suçlu bulunup hayat boyu sürgüne mahkum edilmiştir.
Au nom du peuple français, Alfred Dreyfus, Capitaine au 14e d'Artillerie, est reconnu coupable de trahison à l'unanimité du Conseil de Guerre et condamné à la déportation à vie.
Askeri mahkemece, şu cümlede emrediliyor ki Yüzbaşı Dreyfus'un ordudan terhisi resmi olarak gerçekleştirilecek halkın önünde rütbesi alınıp askeri hizmetten ihraç edilecek askeri kanunlara göre ceza bedeli olarak nişanı ve ayrıcalıkları ve askeri hakları, ebediyen hükümsüz kılınacak. "
Le Conseil de Guerre ordonne aussi qu'avant l'exécution de la sentence, ledit Cap. Dreyfus soit publiquement dégradé conformément au Code Pénal Militaire. Il sera privé de ses décorations et ne pourra plus jamais porter les armes.
"Ben masumum. Yaşasın Fransa. " Ben masumum, " Herkes onu aşağılarken, Dreyfus sürekli bunu söylüyordu.
Il ne cessait de le répéter pendant qu'on l'injuriait.
Hiçbir zaman Dreyfus'un suçluluğundan tam emin olmadım.
Je n'ai jamais été convaincu de la culpabilité de Dreyfus.
- El yazısını buldum ve Dreyfus'un suçlu bulunduğu belge ile kıyasladım.
J'ai comparé son écriture avec celle du bordereau.
Ama Şeytan Adası'nda çürüyen Dreyfus'a ne olacak?
Un innocent se ronge sur l'lle du Diable.
Bu Madam Dreyfus'a ders olur.
Ça servira de leçon à Mme Dreyfus et à sa clique!
Nasılsınız Madam Dreyfus? Biliyor musunuz...?
Savez-vous de quoi il s'agit, Mme Dreyfus?
Tiksinç Dreyfus meselesi.
L'abominable affaire Dreyfus!
Dürüst insanların, Dreyfus'a karşı yapılmış olan asılsız suçlamalar silsilesine kayıtsız kalması mümkün değildir.
Il est impossible pour des gens honnêtes de lire l'acte d'accusation contre Dreyfus sans se sentir soulevés d'indignation.
Dreyfus birkaç dil biliyor.
Dreyfus est polyglotte.
Savunma bakanlığı, genelkurmay amirliği ve amirlik asistanı meşhur bordronun Esterhazy tarafından yazıldığından hiç şüphe etmedi çünkü Esterhazy'nin suçlu bulunması durumu, Dreyfus'un mahkeme kararının tekrar gözden geçirilmesine yol açacaktı.
Le Ministre de la Guerre, le Chef d'Etat-Major et son assistant direct n'ont jamais douté qu'Esterhazy ait été l'auteur du fameux bordereau. Mais sa condamnation aurait entraîné une révision du procès Dreyfus.
Bir yılı aşkın süredir, savunma bakanlığı ve genelkurmaylık Dreyfus'un suçsuz olduğunu biliyorlardı.
Voilà un an que le Ministre de la Guerre et l'Etat-Major savent que Dreyfus est innocent.
Ordudakiler, Fransa halkının insanları ta kendileri ve bu Dreyfus meselesi de tüm Fransa halkına ait bir meseledir.
L'armée, c'est le peuple de France. Et l'affaire Dreyfus est du ressort de cette Armée.
Dreyfus'un temize çıkması, genelkurmaylık suçlu bulunmadan mümkün değildir.
Dreyfus ne peut être innocenté qu'en condamnant tout l'Etat-Major.
Dreyfus'u bir kez daha yıkmak.
En détruisant Dreyfus de nouveau.
Savunma bakanlığını, Dreyfus'un masumiyetine dair kanıtları sakladıkları için itham ediyorum.
J'accuse le Ministre de la Guerre d'avoir caché des preuves innocentant Dreyfus.
Yakın hain Dreyfus'u, Zola'yı!
Dreyfus et Zola au bûcher!
Zola'nın suçlamaları Dreyfus davasını yeniden açmaya yöneliktir. Ülke çapında kötü bir etkiye sebebiyetine aldırmadan...
Zola avait l'intention de faire rouvrir le dossier Dreyfus, sans tenir compte de l'effet néfaste que cela provoquerait.
Dreyfus davası tartışılmadan Zola'yı nasıl savunabiliriz?
Alors, comment défendre Zola?
Ayrıca duruşmaya Dreyfus davası tekrar sunulana ve askeri tanıklar toplanana kadar ara verilmesini talep ediyorum.
J'insiste sur leur témoignage. J'exige aussi que ce tribunal soit suspendu jusqu'à ce que l'affaire Dreyfus soit annexée et que soient convoqués les témoins militaires.
- Peki ya Dreyfus davası?
Et l'affaire Dreyfus?
Sayın Başkan, Eğer Dreyfus adil olarak suçlu bulunduysa daha geniş bir soruşturma bu suçlamaların etkisini artırır ve biz de davayı kaybedebiliriz.
Si Dreyfus était vraiment coupable, une enquête approfondie le confirmerait et nous perdrions le procès.
Eğer davacı Dreyfus davasının yeniden açılmasının sonucunda ortaya çıkacaklardan korkmuyorsa neden bizim kaybetmemiz anlamına gelmiyor?
Si l'accusation ne craint pas une révision, pourquoi n'utilise-t-elle pas ce moyen facile pour triompher?
Albay Picquart'a, bordroyu yazanın Dreyfus değil de Esterhazy olduğundan şüphelendiği zamandaki durumu sormak istiyorum.
En quelles circonstances, le Col. Picquart a-t-il soupçonné Esterhazy d'être l'auteur du bordereau?
Adaletin yerini bulması için Dreyfus'a... Bu soruyu soramazsınız.
Picquart savait-il qu'en cherchant à obtenir justice pour Dreyfus...
Dreyfus davası kapandı.
L'affaire Dreyfus est classée!
Kocasının, Komutan Dort tarafından tutuklandığını nasıl öğrendiğini söyleyebilir mi bize?
Mme Dreyfus nous dira comment le Cdt. Dort lui a appris l'arrestation de son mari.
Madam Dreyfus, kürsüden ayrılabilirsiniz.
Mme Dreyfus, vous pouvez quitter la barre.
Artık Dreyfus'u değil, tamamen bizi ilgilendiriyor. Dikkatli olsan iyi edersin.
Il ne s'agit pas de Dreyfus, mais de nous!
Dreyfus meselesini bu davadan ayrı tutmaya çalıştık fakat savunmanın bu tutumuyla mümkün değil.
Nous avons essayé d'écarter l'affaire Dreyfus de ce procès. La défense s'y oppose. Elle veut la lumière.
Uzun süren çalışmaların sonunda, Dreyfus'un suçluluğu kanıtlanmıştı.
Nous avions depuis longtemps une preuve de la culpabilité de Dreyfus.
Dreyfus davası sırasında, tarihi belirsiz gizli bir belge elimize geçti.
Un nouveau document secret était tombé entre nos mains.
Dreyfus kurban edildi. Şimdi de müvekkilim tehditlerle boğuşuyor.
Dreyfus a été sacrifié pour l'un d'eux et mon client est menacé par un autre.
Dreyfus'un suçlu olduğu kesinlikle kanıtlanmıştır ve umumi olarak açıklanması tehlikelidir.
Il prouvait la culpabilité de Dreyfus. Mais nous ne pouvons le produire en public.
- Yüzbaşı Dreyfus. - Evet.
Capitaine Dreyfus?
- Yüzbaşı Dreyfus bildiriyor, komutanım.
Cap. Dreyfus au rapport.
- Yüzbaşı Dreyfus burada.
Le Cap.
Bak şu resime.
Regardez cette photo de Dreyfus!
- Dreyfus yine de suçlu.
Dreyfus a été reconnu coupable.
Size söylüyorum, general, Dreyfus masum.
Dreyfus est innocent, mon Général!
Dreyfus, Dreyfus.
Dreyfus!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]