Dues traducir francés
471 traducción paralela
O soğumuş bir kor gibi sağIığına asla kavuşamaz...
Il symbolise les cendres froides qui n'auraient pas dues être ravivées...
Vakit alïyor. Savaşta bir sürü kïsïtlamalar var.
Ça prend du temps, avec les restrictions dues à la guerre.
Ağzının ve burnunun yanındaki bu küçük kızarıklıklara kloroform neden olmuş.
Les brûlures à la bouche et au nez sont dues au chloroforme.
Duyguları, siniri, öfkesi sebebiyle gerçekleşiyor.
Elles sont dues à ses émotions, son tempérament, ses frustrations...
Ayrıca 2.000 ölçek tahıl da istenmişti.
Etaient dues aussi 2000 mesures de grain.
Garanti için kapora almıyorsun, değil mi?
Ne prenez-vous pas certaines choses pour dues? Moi?
Tavanarasında eski taslakları olan birini tanıdı. Bu kavramın telif hakları ona iyi bir gelir getirdi, at yarışı kayıplarını karşılayabiliyordu ve kadınlar, kadınların çoğu Harem adlı teknede kalıyorlardı.
llfit la connaissance d'un petit inventeur... dont l'idée, dûment brevetée, s'avéra d'un bon rapport... et compensa les pertes dues aux chevaux et aux femmes... lesquelles vivaient sur son yacht, le "Harem".
Boynundaki yaralar bir vahşi hayvan işi gibi ama eti yırtmadan delen yara hariç.
Ces morsures semblent dues à un fauve qui enfonce ses crocs sans déchiqueter ses victimes.
En ufak bir fikrim yok. Gerçek şu ki, 10 isimden altısının kaza sonucu ölmesi tesadüfen olamaz.
- Aucune idée mais six morts accidentelles sur dix noms ne peuvent pas être dues au hasard.
Onları yenebiliriz, geriye kalan kuvvetleri kötü darbe yiyeceğinden ve koordinasyonları olmayacağından biz minimum şekilde zarar görürüz.
Nous l'emporterions, avec quelques pertes dues à leur force restante, qui serait sévèrement mise à mal et non-coordonnée.
Silah yaralarının tedavisine uygun ilaçların satışı Valiliğin yetkisinde olmalıdır.
la vente des produits pharmaceutiques destinés aux traitements des blessures dues aux armes à feu ne peut être effectuée qu'aux seules personnes munies d'une autorisation de la Préfecture.
İnanılmaz hava koşulları nedeniyle....... bir çok kaza ve sayısız zorluk oluştu. Yollar tamamen buz pateni sahasına dönüştü.
Il y a eu beaucoup d'accidents et de nombreuses difficultés... dues au fait que les circonstances atmosphériques... ont transformé les routes en véritables patinoires.
Frengiden kaynaklanan lezyonlar.
Lésions dues à la syphilis.
Öyküler şans eseri anlatılıyor, rastgele, şiirin hatrı için, gezgin bir yankının emriyle, çünkü en eski şeyler bile günümüzde internette birer yalan olarak dolaşıyor...
Sont-elles dues à quelque hasard, au besoin de la poésie, ou poussées par un écho errant car les choses des temps anciens restent logées au creux des filets du temps présent.
Bazıları insanın zekâsının ve fiziksel noksanlığının prematüre bir maymun cenini olmasından kaynaklandığını söyler.
Quelqu'un a dit que l'intelligenSe et l'imperfection physique de l'homme sont dues à Se que S'est le fetus prématuré d'un singe.
Hatayı, apaçık ortada olanı körü körüne kabul edenler yapar.
Les erreurs sont dues à ceux qui acceptent aveuglément l'évidence.
Bu yüzden, geçmişe dair 100 dolarlık borcunuzu getirmediğiniz taktirde ona el koymak durumdayım.
Si vous ne réglez pas les échéances dues, 100 $, je la récupère.
Birçoğu hayvan ısırığı.
La plupart sont dues â des morsures d'animaux.
Bu seks orucu yüzünden... sıkıntılı olduğunu söylüyor.
Pretend avoir des douleurs... dues a son abstinence.
Yatağın sarsıIması şüphesiz kas spazmlarından kaynaklanıyor.
Les secousses du lit. Elles étaient dues à des spasmes.
Kadının kızı Alice yetenekli bakanın bavulu yüzünden ağır beyin sarsıntısı geçirdi.
Sa fille, Alice, fut victime de graves lésions cérébrales dues à la mallette du ministre.
"Terörizm ve politik belirsizlikten kaynaklanan... son aylardaki sınırlı üretim acil olarak çeşitli tedbirler... alınmasını zorunlu kılmaktadır." A.G. ile ilgili olarak...
"Limitations et production ces derniers mois... dues aux actes de terrorisme et incertitudes politiques... accentuent attention aux obligations d'approvisionnement immédiates... avec préoccupation minimum R D."
toprak serpmesiyle açıklıyorlardı tanrıları Marduk'un suların üzerine bir örtü sererek toprak serpmesiyle açıklıyorlardı.
Les terres sèches... sont dues au fait que leur dieu Mardouk... a posé une natte sur les eaux... sur laquelle il a entassé de la terre.
En büyük dış uydusunun çekim alanı tarafından oluşturulan birçok boşluk daha var.
Toutes les divisions... sont dues au champ gravitationnel... de l'un des plus gros satellites.
Buradaki mor üstünde koyu çizgiler bu galaksiyi oluşturan yüz milyarlarca yıldızın atmosferindeki kalsiyum.
Voici deux raies dans le violet dues au calcium des atmosphères... des centaines de milliards d'étoiles de cette galaxie.
Baylar, mesleki hayatım boyunca, kaza ve hastalığa bağlı birçok korkunç yüz deformasyonuyla karşılaştım. Ayrıca benzer nedenlere bağlı felç ve şekil bozuklukları da gördüm.
Messieurs, au cours de ma carrière, j'ai vu d'horribles difformités du visage, dues à la maladie ou à un accident, ainsi que des mutilations et des anomalies,
Yattığı yerdeki çürüklerde kan toplanmış.
Les contusions sont dues à... un afflux de sang.
Avustralya'nın iklimi onlara yıkıcılık katmış.
Leur force et leur nocivité | sont dues au climat australien.
Eğer gerginlikten gelen ufak hatalara göz kırpmayacaksak... büyük suçlar karşımızda çiğnendiğinde... yutulduğunda ve çıkartıldığında gözlerimizi nasıl gereceğiz?
S'il ne faut pas fermer les yeux sur de petites fautes... dues à l'intempérance... comment les garderons-nous grands ouverts... quand des crimes capitaux, ruminés, avalés et digérés... surgiront devant nous?
- Bu çok fazla sıcaklık yaratıyor. Her şeyi patlatmasının sebebi bu.
Les explosions étaient dues à la surchauffe...
Birkaç kez aidatınızı ödemeniz için size yazdık... ama cevap alamadığımız için...
"Dojo mystérieux avec un seul élève écrase les Cobras" Je vous ai réclamé à maintes reprises le paiement des sommes dues... mais puisque vous n'avez pas répondu on n'a pas d'autre solution... que de rayer le Cobra Kai de la liste de nos adhérents.
Geç kalmış on terfiye.
À 10 promotions dues depuis longtemps!
Halkınızda radyasyondan ötürü hastalıklar başladı mı?
Des conséquences à bord dues aux radiations?
Çok karmaşık bir durum dizisi görüyorum. DNA'ları nasıl olduysa warplanmış.
Ils présentent des complications en partie dues à une déformation de leur ADN.
Önceden verdim... ve yine garanti vermekten memnuniyet duyarım... sözleşme uyarınca İzlanda'dan gelecek para elime ulaşır ulaşmaz... payını derhal alacaksın.
Mais je t'ai déjà assurée, et je peux t'assurer à nouveau que dès que les échéances qui sont dues arriveront d'Islande, ton pourcentage te sera immédiatement versé.
Sayın Yargıç, yanlış hükümlerden oluşmuş bir derleme sunmak istiyorum. Yarısı korku kaynaklı, diğer yarısı da sadece aptallık.
Vos Honneurs, je voudrais vous présenter plusieurs mauvaises décisions, dues à la peur ou à la stupidité.
Solucan deliğindeki parazitten etkilenmiş olabilirler.
Les interférences dues au vortex ont pu perturber les informations.
Stres belirtileri, adrenalin ürünleri normalin üzerinde, ama bunlar ani korku sonrası için normal.
Des séquelles dues au stress, un taux d'adrénaline qui demeure très élevé, suite à une grande frayeur.
Vajinanın iç yüzeyinde keskin uçlu bir cisimle, birçok yara açılmış, kızlık zarı yırtılmış.
Trauma de la muqueuse vaginale avec de nombreuses plaies dues à un objet pointu qui a causé la rupture de l'hymen.
Poker oyununda kesin kazandıran el diye bir şey yoktur.
La plupart des combinaisons dues au hasard ont été retirées... du poker, dont les donnes suivantes :
Bu kışın ortasındaki 70 derece sıcaklık araba fiyatlarında bir enflasyona sebep olursa eski Pontiac`ımı elimde tuttuğum için beni affedersiniz.
Si des journées à 20 ° en hiver sont dues à la pollution, je vous prie de m'excuser, mais je garde ma vieille Pontiac.
Onlar... sadece iyonik dalgalanmalar. Yosemite ile kurduğumuz bağlantının bir sonucu.
Ce sont... des fluctuations ioniques, dues à notre verrouillage avec le Yosémite.
Yaklaşmakta olan bir yıldız çekirdeğine bağlı olarak... gezegeninizin çok şiddetli... sismik dalgalara maruz kalacağına dair sizi uyarmak zorundayız.
Nous sommes venus vous dire que votre planète va bientôt subir de graves secousses dues à un fragment d'étoile qui va vers vous.
Öykülerinizi Çarşamba günü göreceğim.
Vos compositions sont dues mercredi.
- Doğru. Yüzünüzde ve kollarınızda AIDS'ten kaynaklanan yaraları biliyor muydu?
Savait-il que les lésions sur votre visage étaient dues au SIDA?
Ama bugün Londra şehir turu yaptırdılar. Ayaklarım su topladı.
Mais j " ai des ampoules, dues à une visite forcée de Londres.
Pantalonunu Pinkus'a götürdünü ve bir çeşit kuru temizleme ilacından dolayı lekeli olarak geri aldığını söyledi.
- Oui. Il lui avait apporté un pantalon qu'il a récupéré avec des taches dues au nettoyage.
Kafatasını açtığımda, yoğun miktarda kanla karşılaştım ki bunun da nedeni çok yüksek sıcaklıktır.
Mais en ouvrant le crâne, j'ai trouvé des hémorragies dues à une chaleur intense.
Ameliyat sonrasında, uzun süren uykusuzluğun neden olduğu organik eksiklikleri gidermek için, bir takım takviye ilaçları alınmak zorundaymış.
Le traitement postopératoire comprenait des suppléments devant combler les carences dues au manque de sommeil.
Bobby Earl'ün ellerini incelemiş... ve diş izleri olabilecek kesikler olduğunu söylemişsiniz.
Vous disiez avoir trouvé, sur la main de Bobby Earl, des marques peut-être dues à des dents.
Ticaret, düşüşlerin bilgisayar düzenbazları tarafından yapılan bir uydurma olduğu anlaşılınca durduruldu.
Les pertes étaient fiictives et dues à un canular informatique...