Dum traducir francés
359 traducción paralela
- Dum-Dum.
- Dum-Dum.
Dur Dum-Dum, dur!
Arrête Dum-Dum!
Pencereleri aç Dum-Dum.
Ouvre les fenêtres Dum-Dum.
O ve Dum-Dum dün gece 11'de ayrıldılar.
Il est parti avec Dum-Dum vers 11 heures hier soir.
Dum-Dum da geldi.
C'était Dum-Dum.
Dum-Dum'ın peşinde olduğunu biliyor.
Il sait que tu cherches Dum-Dum.
Dum-Dum'ın ona 14 dolar 75 sent borcu varmış ve ödemiyormuş.
Dum-Dum lui doit 14,75 dollars, il refuse de le payer.
Parayı verirsem Dum-Dum'ın yerini söyleyecek.
Si je lui donne cette somme il me dira où est Dum-Dum.
- Dum-Dum nerede?
- Où est Dum-Dum?
- Dum-Dum mı?
- Dum-Dum?
Merhaba Dum-Dum.
Salut, Dum-Dum.
Merhaba Dum-Dum.
Ça gaze Dum-Dum?
Yoksa Dum-Dum pisliğine mi?
Ce porc est Dum-Dum?
Bana söylemeye kalktı diye Dum-Dum dün gece bir sarhoşu dövdü.
Dum-Dum a tabassé un ivrogne qui voulait me le dire hier soir.
Dum-Dum olduğunu başından beri biliyordum.
Je savais que c'était Dum-Dum.
Dum-Dum, Bay Church'ünü öldürenin suç ortağıydı sadece.
Dum-Dum voulait seulement trouver celui qui a tué Church.
- Church ve Dum-Dum ile arkadaştınız.
- Church et Dum-Dum étaient vos amis.
Yakalansaydı, karanlık yüzünden... beni Church ya da Dum-Dum sandığını söyleyecekti.
Il pourrait dire qu'il m'avait pris pour Church ou Dum-Dum.
Elbette Dum-Dum gelip kendisi de söyleyebilir. Ama onu beklemenizi tavsiye etmem.
Quand Dum-Dum émergera il pourra nous le dire mais vous ne devriez pas attendre.
Bay Church'ü öldürdüğünüz için Dum-Dum size çok kızgın.
Il vous en veut d'avoir tué Church.
İsveçli, Dum-dum Clark ve eski dostumuz... Kitty Collins'in adını sayıklayıp duruyor.
Il parle du Suédois, de Dum-Dum Clarke et de Kitty Collins.
Dum-dum'la kullanacağınız yoldan... buluşma noktasına kadar onbir mil var Blinky.
11 km jusqu'à Halfway House.
Hadi, Dum-dum. Hatırlıyorsun.
Un petit effort, Dum-Dum!
Aptallık ediyorsun Dum-dum.
Tu joues perdant.
- Bunu nereden öğrendin?
- Qui vous l'a dit? - Dum-Dum.
Dum-dum, Brentwood'ta polisle çatışırken vuruldu.
À Brentwood, la police a tiré sur Dum-Dum.
İlk Blinky Franklin'e gittim sonra da Dum-dum'ın yanına.
J'ai prévenu Blinky et Dum-Dum.
Colfax bunu sen gittikten sonra Dum-dum ve Blinky'e açtı.
Colfax l'a dit à Dum-Dum et à Blinky.
- Buna Blinky ve Dum-dum ne dedi?
Qu'ont dit les autres? Ils étaient d'accord.
Colfax senden nefret ediyor İsveçli... öyle çok ki, Blinky ile Dum-dum da ona benzedi.
Colfax te hait. Blinky et Dum-Dum te haïssent eux aussi.
Bu Dum-dum.
C'est Dum-Dum.
Dum-dum'dan önce gelmeyi ummuştum.
Je n'en voulais qu'à Dum-Dum.
- Dum-dum ipucu verdi. Kitty'nin buluşma yeri değişikliği ile ilgili geceyarısı haber getirdiğini söyledi.
Dum-Dum m'a dit... que Kitty était venue chez lui à minuit.
Tıpkısı ve Aynısı.
Tweedle Dee. Et Tweedle Dum!
Tralala la la la Tralala la la lay
Tee dum, tee dee Teedle ee dou dee day
Tralala la la la Oynadığımız oyunun bir parçası
Tee dum, tee dee C'est facile à prononcer
Tralala la la la Kolay bunları söylemesi
Tee dum, tee dee C'est la chanson qui nous plaît
Tralala la la la Tralala la la lay
Tee dum, tee dee, Teedle dee dou tee day
Ah, tralala la la la Tralala la la lay
Teedle ee dum Teedle ee dou dee day
Ah, tralala la la la Tralala la la lay Ah, tralala la la la Tralala la la lay
Teedle ee dum Teedle ee dou dee day
Geçmiş hayatımda ben Onbaşı Lon Desmond'dum.
Nous confirmons tout ce qu'il dit. Vous ne pouvez pas l'empêcher.
Dinlediniz Louisa May Hop-Hop-Hop Hop-Fli-Anderson Bum Bum, Bi-Dum Bi-Dum
Mlle Louisa May Hop Hop Hop Fli Anderson
Kim kime dum duma! Dünya iyice zıvanadan çıktı.
Tout le monde s'envoie en l'air!
200 yıl sonra uyandığımda Flash Gordon'dum ve üstelik suçluydum.
Je me réveille 200 ans plus tard, et je suis Flash Gordon. De plus, je suis un criminel.
Böyle domdom kurşunları iyi yara açması için sıkıştırılarak düzleştirilir.
Les balles dum-dum comme celle-ci s'écrasent lors de l'impact pour infliger le plus de dégâts.
Geçen gece sizinle yatmak isteyen Maria Braun'dum.
Hier soir, j'ai couché avec vous.
Dumdum kurşunu.
Des balles dum-dum.
"Duma duma duma dum İngiliz kanı kokusu alıyorum"
"Fee, fie, foe, fum, je sens le sang d'un Anglais."
Şimdi, otur, dum-dum.
Assieds-toi, débile. Assis!
- Kim kime dum duma dünyası.
C'est la jungle.
Wuchang Köşkünün varisiydim sadece ; Babamın basit bir oğluydum. Sadece mirasçı bir Yuan Suiyun dum
Vous voulez savoir pourquoi je suis devenu ce que je suis?