English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ D ] / Düşman mı

Düşman mı traducir francés

3,756 traducción paralela
Düşman mı?
Ennemi?
Beni kendine düşman etme diye uyarmıştım!
Je vous avais prévenu de ne pas faire de moi votre ennemi! - Je vous ai averti!
Düşmanımın sevgilisinin arkadaşı düşmanımdır.
L'amie de mon ennemie est mon ennemie.
Ben sana bir bakıcıya ihtiyacımız olduğunu söyledim sense bir ırz düşmanı getirdin.
Je t'ai dit que nous avions besoin d'un infirmier et tu nous as envoyé un violeur.
Baş düşmanımı, erkek arkadaşımın partisine mi davet ettin?
Comme Lemon? Tu as invité mon ennemie jurée à la fête pour mon copain?
Düşman etrafımızı sardı.
L'ennemi est proche.
Şimdi sen onu bizim kalıcı düşmanımız yaptın.
Moi?
Düşmanımın hakkım olanı almasındansa toprakta çürümeyi tercih etmenin ne olduğunu biliyorum.
Je sais ce que c'est que préférer pourrir dans le sol plutà ´ t que laisser ses ennemis vous prendre ce qui vous appartient.
Korkarım sana da düşman.
Et je crois qu'il en a après vous.
Anladığım kadarıyla, çok uzun bir düşman listesi var.
Je vous ai entendu dire qu'il avait beaucoup d'ennemis.
Tek düşmanımız devler değil.
Les titans ne sont pas nos seuls ennemis.
Bu sebeple şu ânda bile bu güçlü düşman tarafından köşeye sıkıştırıldığımız halde insalığın birlik olmaktan çok uzak olduğunu söyleyebilirim.
Même acculés par ce puissant ennemi, il est difficile de dire que nous ne faisons qu'un...
Dediğim, O hala senin düşmanın, tamam mı?
Je veux dire, elle est toujours l'ennemie, non?
Bir düşmanı sakladılar. Bizim düşmanımızı!
Ils cachaient un ennemi Notre ennemi!
Onlar bizim düşmanımız.
Ils sont nos ennemis
Bay Dagby'nin düşmanı var mıydı, efendim?
Monsieur, savez vous si M. Dagby avait des ennemis?
İnsanların aslında birbirlerinden o kadar da farklı olmadığını görmeye başladılar. Ve açıkçası, eğer birkaç can düşmanı takımı büyük bir şey için yan yana getirebiliyorsak, her şey mümkündür.
Franchement, si on peut réunir quelques chorales ennemies et les faire se tenir côte à côte unies dans quelque chose, alors tout est possible.
Harika. Şimdi iki düşmanımız oldu.
Super, maintenant nous avons deux ennemis.
Şu andan itibaren Kiera Cameron bir numaralı düşmanımız.
À partir de maintenant, l'ennemi public n ° 1 est Kiera Cameron.
Düşman mı?
Hostile?
İlk tanıştığımızda, arkadaş, düşman ya da aynı büyük ülke için sadece casus kalabileceğimizi söylemiştin.
La première fois qu'on s'est vu tu as dit qu'on pouvait être amis, ennemis ou juste espions pour le même pays.
Ona yardım etmeye çalıştım fakat beni düşmanına, yani vampir Marcel'e teslim ederek bana ihanet etti.
J'ai essayé de l'aider, mais il m'a trahi et livré à son ennemi, le vampire Marcel.
Benim düşmanım olmak istemezsin.
Tu veux pas de moi comme ennemi.
Kızgındım düşmanıma, kinliydim. Söyleyemedim bir türlü, günlerce büyüdü.
J'étais fâché avec mon adversaire, je n'ai rien dit, ma colère s'est amplifiée.
Düşmanım yakalandı onun menevişlerine. Bile bile benden geldiğini. Ve sonuçta bahçeme çalmaya girdi.
et mon adversaire en a contemplé l'éclat, et il savait que c'était la mienne, et l'a volée dans mon jardin quand la nuit voilait l'étoile polaire.
Bir gece ki karanlığı dünyayı sarmış. Sabah, baktım sevinçle gördüm. Düşmanım ağacın dibinde uzanıp kalmış.
Au matin heureux je vis mon adversaire étendu sous l'arbre.
Sen onu arkasından bıçakladıktan sonra baş düşmanının ele geçirdiği kardeşin. Eğer bu kadar detaya ineceksek söyleyeyim ; önden bıçakladım.
Celui que tu as livré à ton ennemi mortel, après l'avoir poignardé dans le dos.
Öncelikle Marcel benim baş düşmanım falan değil. O benim arkadaşım.
Premièrement, Marcel n'est pas mon ennemi mortel.
Fakat uğruna savaştığımız ilkeleri terk edip düşmanımıza an be an daha da benzememizi gerektirir mi?
Mais cela exige t-il que nous abandonnions les principes pour lesquels nous nous battons et que petit à petit, nous devenions comme eux.
Bizi yok olmanın eşiğine getiren düşmanımız onlar.
Les titans... sont nos ennemis naturels, ils ont failli nous exterminer.
O zaman komutanın sorduğu soruyla ne demeye çalıştığını anladın mı? Düşmanın kim olduğunu düşünüyorsun?
Est-ce que tu as compris le sens de la question du major l'autre jour?
Ona yardım etmek istiyorsan düşmanınmışım gibi davranmayı bırakmalısın. Çünkü asıl düşman bagajda uyanmak üzere..
Si vous voulez l'aider, il faut arrêter de me traiter comme une ennemie, car l'ennemi se réveille dans le coffre.
Bu kapının ardında çok fazla düşmanım var.
J'ai beaucoup d'ennemis.
Ve asla James'e düşman olmadım.
Et jamais je ne me serais retourné contre James.
Bu büyüyü ilk kez yapıyorum ama Grimoire'a göre parmak izi yavaşça yüzeye yükselecek ve umarım düşmanımızı öğrenebileceğiz.
C'est la première fois que je fais ce sort, mais d'après le Grimoire, l'empreinte remonte lentement à la surface, et espérons que nous sauront qui est notre ennemis.
Düşmanın konumunu tespit edebileceğimiz bir yere ihtiyacımız var.
Elle veut que le juge la laisse tester le sang de Nia.
Neden düşmanımız için çalışıyorsun?
Pourquoi travailles-tu pour notre ennemi?
Ben mükemmel düşmanınım, ilk öldürdüğün canın ruhu.
Je suis ton ennemi ultime, l'âme de ta première victime.
Bugün, eğer yalnız çalışıyor olsaydım düşman tehdidini yok edebilirdim ama muharebeye hazır olmayan ajanlarım vardı.
Aujourd'hui j'aurais pu éliminer la menace ennemie moi-même si je travaillais seul, mais j'avais des agents non prêts au combat
Beni düşman saflarına gönderiyorsunuz.
Tu m'engages pour investir les lignes ennemies.
Onaylamana ihtiyacım yok Wendy. Ben düşmanın değilim Jax.
Je cherche pas à avoir ton approbation.
Eren'i kullanmak bir hataydı, bizim varsayımlarımızın temeli olarak, tam bir acemilik. Şayet biz düşmanımızı zekamızla yenmiş olsaydık, Kutunun dışınıda düşünmemiz gerekli olacaktı.
S'il existe des niveaux d'expérience chez les titans, alors c'est une erreur de se baser sur la force d'un débutant comme Eren.
- Düşmanımın düşmanı...
- L'ennemi de mes ennemis...
Evet, en büyük düşmanım küf mantarı.
oui, mon plus grand ennemi c'est l'humidité.
Düşman tanık mıyım ben şimdi?
Je suis un témoin maintenant?
Evet bana ihanet etti, ama aynı zamanda en belalı iki düşmanımı da dize getirdi.
Mais il a aussi mis à mal deux de mes ennemis les plus ennuyeux.
Peki O ne yapıyor, düşman safına geçerek mızrağı bana doğru çeviriyor.
Je l'ai transformée en trident, et maintenant elle est là-bas, bloquée et chargée chez l'ennemi.
Manastırdaki düşmanımı düşünüyordum.
Je pensais à ma nemesis du monastère.
Benim pek çok düşmanım var.
J'ai beaucoup d'ennemis..
Dışarıda yeterince düşmanımız var zaten.
Nous avons des ennemis dehors.
Baş düşmanımın kızısın sen.
Tu es la fille de mon ennemie jurée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]