Eden traducir francés
24,721 traducción paralela
- Evet. Ama Taylor'u partiye davet eden Kevin Lacroix değil miydi?
Mais c'est Kevin Lacroix qui a invité Taylor à la soirée?
Ben Taylor'u olanlardan uzaklaştırmak için arabaya aldığımı sanmıştım ama ona tecavüz eden çocukla onu arabaya koydum.
Je pensais que je mettais Taylor dans une voiture loin de ce qui se passait ; mais je l'y ai mis avec le mec qui l'a violé. Est-tu certaine...
Neye inandığımı sordunuz. Taylor'un yanı sıra, partide tecavüz olduğunu iddia eden tek kişisin.
À part Taylor, tu es la seule à cette fête qui parle de viol.
Bayanlar ve baylar, Leyland yönetim kurulunun başkanlığına gelmiş çok sayıda onurlu insan bulunmakta,. ama hiçbiri okulumuzun başını, kalbini ve ruhunu temsil eden
Mesdames et messieurs, il y a de nombreux privilèges à devenir membre du conseil de direction de Leyland, mais l'un des plus grands est de présenter la tête, le cœur et l'âme de notre école, Dr.
Küfür eden biri yozlaşmış demektir.
La vermine, c'est celui qui insulte.
Okul devam eden bir dava üzerinde yorum yapamaz.
L'école ne peut pas commenter un contentieux en cours.
O oğluma tecavüz eden o çocuk... bir şey için itiraf yapmadı! O çocuk... onu tutuklamadılar bile!
Ce... garçon qui a violé mon fils...
eski bir Leyland öğrencisinin devam eden soruşturma ile tam işbirliği yaptığını onaylıyor..
Confirme que l'ancien élève de Leyland coopère complètement à l'enquête en cours.
Ve ben o ana kadar intihar eden kız gibi küçülmek istemediğimi farkettim.
Et j'ai réalisé que je ne voulais pas être définie par ce moment là, définie comme la fille qui s'est suicidé.
Becca ateş eden çocuğa uyuşturucuyu satmış.
Becca a vendu des drogues au tireur.
Özellikle onu teslim eden biz olduktan sonra.
Surtout que nous l'avons livrée.
Vefat eden memurun adına kayıtlı dört farklı sosyal güvenlik numarası var.
Le gardien décédé avait quatre numéros de sécurité sociale à son nom...
Biraz derine indim ve devlete güvenlik envanter kontrol etiketlerini tedarik eden şirketi buldum. Bulduğunuz etiketin gönderildiği adresi buldum ve adresi size gönderiyorum.
Donc, j'ai fouillé et j'ai trouvé la compagnie qui fournissait les autocollants pour contrôler les stocks au gouvernement, j'ai trouvé l'adresse de livraison où cet autocollant en particulier a été envoyé, et je te l'envoie tout de suite.
Varlığını belli eden her izi sildi.
Elle a effacé toute trace informatique de son existence.
Kızın ıslahevine giriş kayıtlarını kontrol eden görevli memur Ajan Stern'miş. Eavers'in patronu.
L'agent de la réservation qui a vérifié son dans le centre de détention été un Représentant Stern.
Ahmadileri finanse eden bilinmeyen bir kaynağı izliyorlarmış Esad hükümetine karşı ayaklanmalarını umuyorlarmış.
Ils suivaient une source anonyme qui finançait les Ahmadis, en espérant qu'ils se retournent contre le gouvernement d'Assad.
Bu seni terk eden kadın.
Cette femme t'a abandonné.
Yani sana tecavüz eden adamı.
L'homme qui vous a violée. Le père de Randy.
Kurbanın ölümü neredeyse hızlı olmuş, aorta isabet eden tek kuşunla ölmüş.
La mort a été quasi-instantanée, d'une seule balle qui a tranché l'aorte.
Hanımlar, mekanımızda bekarlığa veda eden biri var.
Mesdames, nous avons une bachelorette avec nous ce soir.
Bu arada erzakların takibini şişman bir kadına yaptırdığınızı tek fark eden ben olamam, değil mi?
Je suis pas le seul à remarquer que c'est une grosse qui est chargée de faire l'inventaire des provisions.
Bizi tehdit eden insanlar vardı.
Il y avait des gens qui nous menaçaient.
İnsanları öldürüp terör estirmeyi tercih eden tiplerdi ama onları bu yüzden öldürmedik.
Ils ont choisi de tuer et de terroriser. Mais c'est pas pour ça qu'on les a tués.
Eğitimime önem veriyorum. Milat olmuş saçmalıklara devam eden 30 yıldır tahtanın önünde uyuyan dinozor profesörlerin aksine.
Et je me soucie de ma formation, contrairement à ces profs préhistoriques répétant leurs discours merdiques, en train de somnoler devant leur tableau noir depuis 30 ans.
Baban büyük ihtimalle çapkın, pek yanınızda olmayan ve anneni terk eden biri değildi.
Ton père n'est sûrement pas un coureur de jupons qui n'était jamais là et qui a quitté ta mère.
Iron Heights'ta duruşmayı beklerken sürekli kaçacağına yemin eden bir hücre arkadaşım vardı.
Quand j'étais à Iron Heights en attente de mon procès, J'avais un codétenu jurant sans cesse qu'il allait s'évader.
Hani o deli eden mantarlar var ya.
Tu sais ces champignons qui te rendent fou...
Gemimle sizi, bu taş için büyük ödül vaat eden krala götüreceğim.
Mon navire te guidera jusqu'au roi, qui offre une belle récompense pour cette pierre.
Maaşım var diye kıskanıyorsun, çabuk pes eden ezik seni.
T'es jaloux de mon salaire, lâcheur.
Hâline baksana. Bir sandalyeye bağlısın. Sana eşlik eden tek şey deliliğin.
Tu es attaché à une chaise, avec ta folie pour seule compagnie.
Hiçbir ürkütücü erkek şoför olmayacağını garanti eden bir araç paylaşım hizmeti olsaydı ne derdin?
Et s'il existait un service de transport partagé garanti sans chauffeur pervers parce que n'embauchant aucun homme?
BoJack, son 20 yıldır insanlara şöhrete ihtiyacım olmadığını iyi durumdayım dedim, beni mutlu eden, ortalama hayatım, ortalama Olympia, Washington'daki küçük ortalama hırdavat dükkânım, ortalama altı çocuklarım dedim.
BoJack, pendant 20 ans, j'ai dit que je n'avais pas besoin des signes extérieurs de la célébrité, que je préférais ma petite vie deux étoiles, ma quincaillerie deux étoiles, dans la ville deux étoiles d'Olympia. Des enfants une étoile. Mais j'ai menti.
Herkesin sevdiği kahraman olmayacaksın. Benzinlikte çalışan ve jöleli şeker yüzünden kızıyla kavga eden bir adam olacaksın.
Vous ne serez pas le grand héros adoré de tous, mais un simple type qui bosse dans une station-service et qui se dispute avec sa fille à propos de Dragibus.
Artık senin yeteneksiz, bencil, kendi kendini sabote eden kabiliyetsiz yükünü taşımak zorunda değilim.
Je n'aurai plus à trimballer ton poids mort égocentrique et ton talent fadasse.
Karşılığını pek iyi vermeyen, gelecek vaat eden sıkıştırma şirketi olan Pied Piper'ın.
Pied Piper. C'est une entreprise de compression prometteuse qui paie pas très bien.
Sarah Helmulfarb olan adımı değiştirmeme yardım eden avukat.
L'avocate qui m'a aidée à changer de nom. J'étais Sarah Himmelfarb.
Seni mutlu edecek şey buysa sonuna kadar yanındayım ama seni 20 yıldır perişan eden işi yapmaya yeniden başlayacakmışsın gibi geliyor.
Mais on dirait que tu vas reprendre le même boulot qui t'a rendue malheureuse pendant 20 ans.
Şu anda yardım eden bir doktordan başka bir şey değilim.
Pour l'instant, je suis juste une autre paire de mains.
Şu anda güney batıya saatte 90 km hızla hareket eden hava akımlarına bakıyorsunuz.
Tu regardes les courants atmosphériques se déplaçant vers le sud-ouest à 90km heure.
Soğuk savaş zamanında Rusya'dan iltica eden biri.
Il a fui la Russie pendant la guerre froide.
Tamam, elimde iki cinayet var ve bütün yollar 80'lerde iltica eden bir Rus olan Anatoly Arkady'ye çıkıyor.
Donc, j'ai deux meurtres, et tout m'amène un transfuge russe des années 80, Anatoly Arkady.
Çoğunluğun iyiliği için Birbirlerine yardım eden kadınlar
Les femelles aidant les femelles C'est vraiment pour le mieux
Kardeşe yardım eden kardeşler Buna kardeşlik denir
Les sœurs aidant les sœurs C'est la solidarité féminine
Birbirine yardım eden kadınlar Aynı bu lekeli surat gibi
Les femelles aident les femelles Comme cette fille au visage couvert de tâches
Seni motive eden şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum.
Je veux savoir ce qui rythme ta vie. Je n'ai pas vu ça venir.
Seni terk eden annen ben değilim ve hâlâ babanla yaşamanın ve barda çalışmanın nedeni ben değilim!
Je ne suis pas ta mère qui t'as abandonné, et je ne suis pas la raison qui fait que tu vis encore avec ton père et travailles dans un bar.
Darryl'den çok iyi bir teklif aldım... 1 / 8 Chippewa'dan West Covina'da iş teklif eden tesadüfi bir çağrı aldım.
Ai reçu une superbe offre de Daryl. J'ai reçu un appel d'un huitième amérindien Chippewa par pur hasard qui m'offrait un travail à West Covina, mais par pur hasard!
Parayı bürokratların elinden alıp, ve onları yardıma ihtiyacı olan çocuklara ve onlara yardım eden ailelere harcayarak, daha fazlasını yapabiliriz.
En prenant l'argent des bureaucrates, et en le dépensant directement pour les enfants qui ont besoin d'aide et les familles qui les aident, on peut avoir beaucoup plus.
Umut vaad eden bir öğrenciyi teşvik etmek mi?
D'encourager une étudiante prometteuse?
Hata eden oğlundu bence.
Non. C'est votre fils.
Jared, platformdan nefret eden tek kişi o.
Elle seule déteste la plateforme.