Edıyorsun traducir francés
58 traducción paralela
Ed, bunu ciddiye aldığımı sanmıyorsun herhâlde?
Tu ne crois quand même pas que je le prends au sérieux?
Sen yeterince çalışıyorsun. - Bu yeni poster, değil mi Ed?
C'est nouveau, ça, on dirait?
Söylesene Ed, tüm bunlar ne demek oluyor? Garajda mı çalışıyorsun?
Pas de cachotteries : est-ce que tu travailles dans un garage?
Ed, sanırım Albay Keel'ı tanıyorsun.
Ed, je crois que vous connaissez déjà le Colonel Keel.
- Ed Zacharias için mi çalışıyorsun?
- Vous travaillez pour Ed Zacharias?
- Ed, anlamıyorsun.
- Ed, tu comprends rien.
Ne yapıyorsun Ed?
Dans le monde des sports... - Qui appelles-tu, Ed?
- Ed burada ne yapıyorsun?
Ed, qu'est-ce que tu fais ici?
Ed neden kendi evini kullanmıyorsun?
La ferme. Pourquoi utilises-tu mon appartement?
- Ed, ne yapıyorsun burada?
- Wow. - Ed, que faites-vous ici?
Koca Ed, ne zamandır Norma'yla aşk yaşıyorsun?
Ed, depuis quand êtes-vous amoureux de Norma?
Acayip el sıkışıyorsun, Ed.
Vous avez une sacrée poigne, Ed. Harry.
Yanılıyorsun, Ed. Sana söylüyorum.
Tu te trompes.
Ed, sen çok ciddiye alıyorsun!
Ed, tu es si sérieux.
Gerçek adın Ed mi? Garajda mı çalışıyorsun?
C'est votre vrai nom, Ed?
Ne yapıyorsun, Ed? Bir tane ister misin?
Qu'est-ce que tu fais, Ed?
Ne yapıyorsun?
Qu'est-ce que tu fais, Ed?
Ed, ne yapıyorsun?
Qu'est-ce que tu fais, Ed?
Bana ne yapıyorsun Ed?
Qu'est-ce que tu fais? Qu'est-ce que tu me fais?
Ed, sen ne yapıyorsun?
Ed, il faut que je voie un docteur.
Söyle bakalım Ed. Neden ava çıkmıyorsun?
Vous n'allez donc pas tirer un cerf aussi, Ed?
Hey. - Ed'i ne zamandır tanıyorsun?
Eh, depuis quand connais-tu Ed?
- Ed, madem ki şu an çalışmıyorsun, biraz temizlik yapabilir misin?
- Ed, puisque tu ne bosses pas en ce moment, tu pourrais faire un peu le ménage?
Evet, şey, Spielberg seni çağırana kadar hâlâ Ed için çalışıyorsun. Bunu duydum.
En attendant que Spielberg appelle, tu travailles toujours pour Ed.
Ed, şaka mı yapıyorsun?
Bien sûr.
Ed Enişte, burada ne yapıyorsun?
Oncle Ed, qu'est-ce que tu fais ici?
Doğru olanı yapıyorsun, Ed.
Vous faites ce qu'il faut.
Bana, oldukça Ed'i hatırlatıyorsun.
Tu me fais beaucoup penser à Ed.
Haydi, Ed, bize fotoğraf yollayabiliyorsan, neden aramıyorsun ki?
Putain, Ed, si tu peux envoyer une photo, pourquoi t'appelles pas?
Ed, ne yapıyorsun?
Qu'est-ce que tu fais?
Sen sakince dilsiz olmayı taklit edıyorsun.
Est-ce que tu ne retournes pas chez toi?
Evet, sen Ed Deline'ı benden daha iyi tanıyorsun.
Oui, oui. Tu connais Ed Deline mieux que moi.
Açıkça, kendini Ed Deline'ın veliahtı sanıyorsun.
Manifestement, vous pensez être l'héritier évident d'Ed Deline.
Ed, ne yapıyorsun?
Ed, bon sang, que faites-vous?
Aman tanrım, Ed'e kelepçe takmışlar. Orada ne halt yapıyorsun?
Bon sang, qu'est-ce que tu fais là?
Çıkar çatışması yaşıyorsun, Ed'i temsil edip senaryoyu satmaya çalışıyorsun.
Tu as un conflit d'intérêts, parce que tu représentes Ed, et tu essaies de vendre le scénario.
Ne üzerinde çalışıyorsun, Ed?
Sur quoi travailles-tu, Ed?
Her işte, çok zaman harcıyorsun, Ed.
Tu passes trop de temps sur chaque intervention, Ed.
Zina yapıyorsun. Daha çok, Ed zina yapıyor.
Ed commet un adultère.
Asıl sen ne yapıyorsun, Ed?
C'est quoi ce bordel que tu fais, Ed?
Burada ne arıyorsun Ed?
Que faites-vous ici, Ed?
Hayır ama bence bu seferkini biraz fazla kişisel alıyorsun Ed.
Non, mais je crois que tu manques d'objectivité, Ed.
Her hafta çek bırakmak sorun değil. Ed McMahon gibi. Ama nasıl olduklarını bilmek istiyorsan niye gidip kendin bakmıyorsun?
Je veux bien déposer un chèque chaque semaine ou faire le coursier mais si tu veux de leurs nouvelles, t'as qu'à y aller.
Tamam Ed, totoş kavanozuna bir dolar daha atıyorsun.
OK, Ed, un autre dollar dans le pot à homo.
Pekâlâ Ed, biliyorum ki son zamanlarda emeklilik sonrası iş bulamamak yüzünden bazı öfke sorunları yaşıyorsun.
Donc, ED, je sais que depuis quelques temps tu as des problèmes de colère car tu ne trouves pas d'emploi pour retraités.
Ne işle uğraşıyorsun, Ed?
Que faites-vous dans la vie, Ed?
Durant'da ne yapıyorsun, Ed?
Qu'est-ce que tu fais à Durant, Ed?
Ed, bu adam için mi çalışıyorsun?
Ed, est-ce bien la personne pour qui tu agis?
- Ed'i hatırlıyorsun, değil mi?
Oh, tu te souviens de Ed?
Ed, ne yapıyorsun?
Ed, qu'est-ce que tu fais?
Ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum... Ed konusunu sana anlatmamamın sebebi buydu işte.
Je ne sais pas ce que tu essayes... c'est pour ça que je ne voulais pas te parler d'Ed.