Eero traducir francés
33 traducción paralela
Eero!
Eero!
- Bu, oğlum Eero.
Eero.
Demek Eero sensin.
Alors c'est vous, Eero.
Haydi uyu artık Eero.
Dors, mon petit Eero.
Eero Lahti.
Eero Lahti.
Unutma Eero sen beni orada özlediğinde, ben de seni burada özleyeceğim.
Eero, rappelle-toi. Si je te manque là-bas, c'est que tu me manques ici.
Merhaba, Adım Eero Lahti.
Bonjour, je m'appelle Eero Lahti,
- Adım Eero Lahti, Finlandiyalı'yım.
- Je m'appelle Eero Lahti, et j'arrive de Finlande.
Bu Eero, artık Fince konuşacaksınız.
C'est Eero. Faudra parler finnois.
Eero'nun annesinden bir mektup aldım.
Au fait, j'ai apporté une lettre que sa mère a écrite.
Kocam öldüğünden beri çok ağladım ve eğer Eero'nun iyi olduğunu bilmezsem, bunun üstesinden gelemem. "
"Depuis la mort de mon mari, j'ai beaucoup pleuré. " Savoir qu'Eero ne va pas bien me serait insupportable. "
Eero'nun bundan haberdar olmasını istemiyor.
Elle ne veut pas qu'Eero le sache. Pas encore.
Eero, hayatım. Ben annen.
- Eero, chéri, c'est Maman.
Eero, dur.
Eero, arrête!
Rahat dur da konuşalım!
Eero, calme-toi. Je veux te parler.
Hans-Jürgen adında barışçıl bir adam Almanya'ya geri dönüyor ve bana evlenme teklif etti. Eero için olmasaydı hemen evet derdim.
Hans-Jürgen, un homme pacifique, pas un guerrier, rentre en Allemagne et m'a demandé de venir avec lui, et sans Eero, j'aurais immédiatement dit oui.
Eero'yu oraya götürmek bencilce ve yanlış olurdu. Almanya şimdilik güvenli.
Emmener Eero là-bas serait égoïste et idiot, car la situation en Allemagne est loin d'être sûre.
Bu yüzden, yüreğimdeki derin acıyla birlikte Eero'nun seninle kalmasını istiyorum.
C'est pourquoi je vous demande, la mort dans l'âme, de garder Eero avec vous.
Bunu lütfen düşün. Ama Eero'ya henüz söyleme.
Je vous en prie, pensez-y, mais n'en dites rien à Eero.
" Sevgili Kirsti Eero'nun yaşantısıyla ilgili teklifini düşündük.
"Chère Kirsti. " Nous avons beaucoup réfléchi " à votre proposition.
Sana çokca yiyecek hazırlamalıyız Eero.
Je vais devoir faire ton sac, Eero.
Eero da bütün savaş çocukları gibi geri dönmüyor mu?
Eero ne va-t-il pas repartir, comme tous les enfants de la guerre?
Artık gitmek zorundasın Eero.
Il faut que tu y ailles, Eero.
Sevgili Eero'm, nasıl da büyümüsşsün!
Eero, mon chéri. Comme tu as grandi.
Eero bütün kötü şeyler bitti.
Toutes ces vilaines choses, c'est fini.
Çiftlikte hayat, Eero olmadan bomboş.
La vie à la ferme est bien vide sans Eero.
Eero, kendisini geri istediğini asla bilmedi.
" Eero n'a jamais su que vous vouliez le reprendre.
Ama sana, sevgili oğlum Eero'yu hemen gönderdiğin için minnettarım.
"Mais toute reconnaissante de l'amour que vous lui avez porté, " je vous demande de me rendre mon fils adoré le plus vite possible. "Kirsti."
Eero...
Eero...
Eero, evin reisi sen olacaksın.
Prends bien soin de ta mère.
- Eero, sana ağır gelir.
- C'est trop lourd pour toi.
- Eero, dinle...
Écoute, Eero...
Eero, sana.
C'est pour toi.