Ehh traducir francés
190 traducción paralela
- Paris temsilciliğini ne zaman açıyorsun, Harry? - Ehh!
Tu ouvres bientôt ton agence de Paris?
Ehh, şahsiyetini pek hatırlamıyorum, tek hatırladığım şöhreti.
Je ne la connaissais pas personnellement.
Ehh, evet.
Ah, oui.
Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun, seni özlüyor. Ehh...
Elle veut dire que tu lui manques.
Kusura bakma, Hubert. Ehh, şarap yüzünden.
Excusez-moi, Hubert, c'est le vin...
- Ehh, sus be.
- Oh, tais-toi.
Ehh, onun çok iyi İskoç aksanı var.
Oui, elle a un très joli accent écossais.
Ehh, kimse mükemmel değildir.
Personne n'est parfait.
Ehh, çok tatlısın, değil mi?
Quel charmeur tu fais.
Ehh, çok iyi, tatlım.
C'est très gentil à toi, chérie.
- Batı, elbette. Ehh, peki öyleyse.
Alors ça va.
Ama nasıl?
ehh!
Ehh, sen aklını kaçırmışsın.
Tu rêves!
Ehh... şu bir gerçek ki hiç acele etmiyorum.
Eh bien, la vérité est que personne ne s'y dirige avec une grande hâte.
- Katiyen çıkmam, yok! - Ehh!
Va-t-en, ivrogne!
- Ehh işte, biraz.
- Un peu.
Başka fıçımdan tatmak isteyen varsa gelip denesin.
Ehh, y a quelqu'un qui veut boire à mon tonneau?
"Komşuna yardım et" Ehh ben de inandım!
Faïïde ben à Bertrand, ti lou rendra en caguant!
Ehh yokuş aşağı giderken bütün azizler yardım ediyor.
A l'aller, c'est en descente... les Saints m'aident!
Ehh, Bob'la ciddi bir tartışmamız vardı.. Çeşitli kariyer seçeneklerimiz hakkında.
Bob et moi, on discutait sérieusement de nos choix de carrière.
Ehh, tüm şu tekrar gösterimlere baksana.
Regarde-moi toutes ces rediffusions.
Ehh, boş versene pislik çuvalı.
- Je vais vous traîner en justice.
- Colin, sen kendini iyi hissediyor musun? - Ehh.
Colin, est-ce que ça va?
Ehh, tabi hazır olmak önemli...
Oui, enfîn, prêts normalement...
Ehh, bilirsin. Bunu aşmak biraz zaman alacak.
Il nous faudra un peu de temps pour oublier tout ça.
- Çizgi film yazarları mı var? - Ehh, öyle denebilir.
- Les cartoons ont des scénaristes?
Ehh, normal bir stüdyoda bir milyon civarında olur tüm harcamaları ve yüksek kalemleriyle.
Dans un studio normal, il coûterait près d'un million, avec leurs dépenses extravagantes.
Senin yaptığın birçok fedakarlığı düşündüm ve ben ehh, sana bir şeyler yeni bir final yazdım.
J'ai repensé à tous les sacrifices que tu as faits et... je t'ai écrit un nouveau monologue final.
- Ehh...
Peu importe.
Şey, ehh... kompleks komplikasyon... ağı olarak... ki örmeye çalıştığımız... ve, uh, ördüğümüz, ince ince... bir bakıma.
Eh bien... c'est une toile complexe... de... complications... qui doivent être tissées et retissées... en une sorte d'édredon.
Ehh iyi sayılır
J'aime assez.
Ehh evet, fakat tam olarak değil. Oh.
Eh bien oui, mais ce n'est pas comme ça.
Ehh, eh, ehhhh! Ahhhh! Geri gel çabuk seni aşağılık hanım evladı!
Si les parents s'occupaient moins de ce qu'on regarde à la télé et un peu plus de ce qui se passe dans nos vies, ça irait mieux.
Ehh, siktir be, buraya kadar, ben gidiyorum.
- Shomer shabbat, putain. - Putain!
Ehh...
En un sens...
Ehh, tabii şimdi gençsin. Ama bir gün büyüyüp de yaşın ilerlediğinde,..
Tu comprendras plus tard.
Ehh, belki de bana kızmıştır.
Et bien, peut-être que je la rends folle.
Ehh işte iyiydi.
Pas terrible.
Ehh, en azından sen varsın.
Je suis content de t'avoir avec moi, mon chien.
Çocuklar mı?
Les gars? - Ehh...
- Ehh...
- Ehh...
- Ehh...
- Crochet!
Ehh...
Uhh...
Ehh... evde yıldızlarımız var.
En fait... nous avons des étoiles à la maison.
"A" dan aşağı not almamaya söz verdim.
Je me suis promis d'avoir des bonnes notes cette année. - Ehh! Attention!
Ehh, demek köy dedikleri şey bu.
C'est donc un village.
Ehh... kaptanım çok akıllı bir adam.
Vous masquez vos traînées ioniques. Comment? Et bien...
Wang odasındaki davetli ; ehh... gizemli bir tip!
Il vient probablement pour la ceinture de perles de l'impératrice.
Ehh, bu çok kötü.
A quel sujet?
- ehh işte...
- Comme ci, comme ça.
Ehh, özür dilerim?
Beurk!