Ehliyet traducir francés
1,037 traducción paralela
Ve ehliyet ve ruhsat yok öyle mi?
Et vous n'avez pas les papiers?
Evet, yine ehliyet sınavını geçememene çok üzüldüm anne.
Oui. Je regrette que tu aies encore raté ton permis.
Ehliyet geçersiz ruhsat yok tehlikeli sürüş.
Permis périmé... pas de carte grise... et conduite imprudente.
Ehliyet, American Express,
Permis de conduire, American Express,
Ehliyet aldıktan sonra da bunun gibi arabalar kullanacaklar.
Ce sont les voitures que vos étudiants pourront se payer.
O külüstür arabaların çalışmadığı için 250 genç... senin yüzünden ehliyet alamayacak.
J'ai plus de 250 élèves qui ne vont pas passer leur permis parce que vos bagnoles ne roulent pas.
Şey seyahat edemez, hatta ehliyet bile alamaz, hayır.
Il ne peut ni voyager ni passer son permis.
Adına bir kimlik belgesi. Aynı Constantini'ye ait bir ehliyet.
Permis de conduire au même Constantini.
Üst düzey yönetici Serge Patrick Blondeau adına nüfus kağıdı, ehliyet ve kredi kartı.
Carte d'identité, permis de conduire et une vieille note de téléphone au nom de Serge Blondeau, cadre supérieur.
Yolu mu şaşırdın? Sen kendine yeni bir ehliyet al.
Achète-toi une carte orange!
Hepimiz öleceğiz ve asla ehliyet alamayacağım.
On va tous mourir et j'aurai jamais mon permis.
Ehliyet ve ruhsatınızı verin.
- Donnez-moi votre permis et les papiers de la voiture -
Ehliyet, emanetçi fişi.
Permis de conduire, tickets de gage.
Buna da ehliyet verilmemeliydi. Parmaklıkların ardında olmalıydı!
Quant à ton chauffard d'époux... il n'aurait jamais dû avoir un permis.
Arama izni aldık. Ondan, ehliyet ve ruhsatını istedim.
Je ne pouvais pas le vérifier... etje lui ai demandé ses papiers.
Bugün ehliyet alıyor musun?
Aujourd'hui, tu as le permis?
Ehliyet göz, kulak ve beyin yerine geçmez.
Le permis ne remplace pas les yeux, les oreilles, le cerveau.
Kimlikler, ehliyet, sigorta kartı.
Carte d'identité, permis, Sécurité Sociale...
Ehliyet sınavında çaktın mı?
Recalé au permis!
Ehliyet alamamasına şaşmamak lazım.
Pas étonnant qu'il rate son permis.
Erkeklik için ehliyet almak gibi bir şey.
Comme si on n'était pas de vrais hommes avant ça.
Ehliyet ve ruhsatı görebilir miyim?
Puis-je voir vos papiers?
Ehliyet de olur mu?
Permis de conduire, ça ira?
Ehliyet de lazım.
Et le permis de conduire.
Yarın sürücü sınavını geçip artık ehliyet sahibi olacaksın.
Demain, tu passes ton permis et tu n'auras plus besoin de lui.
Ehliyet almak için neden bu kadar acele ediyorsun?
Mais pourquoi t'es si pressée de passer ton permis?
Ehliyet sınavım için çalışıyorum.
Je révise pour mon permis.
Baba, ehliyet sınavı için çalışmaman gerektiğine emin misin?
Papa, tu es sûr que tu ne veux pas réviser pour ton permis?
Ehliyet sınavı mı?
- Ton permis?
İçecek yok, ehliyet yok, at yok ve bir de bu.
Pas de jus de fruit, pas de permis, pas de cheval et lui. Salut, Al.
Evet, Anne. Al, ehliyet sınavını kazandı. Ve sonra da hocası ayağını ezdi.
Oui, maman, Al a réussi son permis et puis l'examinateur lui a roulé sur le pied.
Beyler, ehliyet ve ruhsatınızı görebilir miyim lütfen?
Pourrais-je voir votre permis et la carte grise du véhicule?
Bir cüzdan, ehliyet, sosyal sigorta kartı.
Un portefeuille, permis de conduire, carte de sécurité sociale.
Ehliyet numaram 4-3-5-7... 1-1.
Mon numéro d'immatriculation est 4-3-5-7 1-1.
Belki de yeniden ehliyet almalıyım.
Je devrais peut-être repasser le permis.
Başka ehliyet almadın mı?
Tu ne l'as pas renouvelé?
Buradaki örneklerden birçoğu ehliyet sınavında çıkabilir.
Un de ces incidents pourrait se produire pendant le test pratique.
Ehliyet olur mu?
C'est bon un permis de conduire?
Biliyor musunuz, bir köpek almak ya da araba kullanmak için ehliyet gerekiyor.
Il faut un permis pour acheter un chien ou conduire une voiture.
Tamam. Kredi kartı ve ehliyet.
Puis-je avoir votre permis?
Pasaport, ehliyet ve yerleşmen için biraz para.
Passeport, permis de conduire, plus une prime d'installation.
Araba süremezsin çünkü ehliyet alamazsın.
On ne peut pas conduire car on n'a pas le permis.
Yeni bir ehliyet gerekir sonra, yeni zarflar yeni sosyal sigorta numarası.
Par là?
- Ehliyet ve ruhsat lütfen?
Bien reçu.
Belgeler ve ehliyet.
Les papiers et le permis.
Ehliyet...
Permis de conduire, cartes de crédit...
Ehliyet?
Permis?
- Ehliyet, ruhsat lütfen.
Permis et carte grise.
- Ehliyet ve ruhsatınızı görebilir miyim?
- Permis et carte grise.
Babam yarın benimle birlikte ehliyet sınavına girecek.
Papa doit passer son permis avec moi demain.
EHLİYET. MONTGOMERY MAHKÛM TANITIM KARTI.
"Permis de conduire, Ohio" "Identification, Prison de Montgomery"