Elsa traducir francés
1,111 traducción paralela
Bu gece Elsa'yı düşünerek uyuyamam.
Je ne fermerai pas l'œil sachant Elsa seule.
Kıpırdama, Elsa.
Ne bouge pas, Elsa.
Elsa, hayatım, bu Jimmy.
Elsa chérie, voici Jimmy.
Elsa, bu yargıç Tolliver.
Elsa, le juge Tolliver.
- Güzelsiniz kızlar. Güzel. Güzeller değil mi, Elsa?
N'est-ce pas qu'elles sont belles?
Sen, Elsa, bu adamı kocan olarak kabul ediyor musun ölüm sizi ayırana kadar?
Elsa, prends-tu cet homme pour époux légitime jusqu'à ce que la mort vous sépare?
Dinle, Elsa, buraya gel!
- Elsa, viens ici!
Elsa kanunen Billy ile evli. Değil mi?
Ils sont bien mariés?
- Billy Hammond Elsa'yı istiyor. Buna karar vermek için bir madenci mahkemesi kurdular.
Un tribunal de mineurs va juger l'affaire.
Elsa, bu Avusturya için önemli.
C'est important pour l'Autriche.
- Elsa.
- Elsa.
Bir dünya seyahati çok hoş olurdu. Ama sonra dedim ki : " Ah, Elsa.
J'ai pensé à un voyage autour du monde, puis je me suis dit... qu'il devait y avoir mieux que cela.
Joseph ve Elsa Grohmann.
Joseph et Elsa Grohmann :
Elsa.
Elsa.
Elsa.
- Elsa.
Karım, Elsa olduğunu sandım.
Je croyais que c'était Elsa, ma femme.
Evet, Elsa'ya teşekkürler.
Oui, grâce à Elsa.
- Ama, neden "Elsa"?
- Mais pourquoi "Elsa"?
- Onun adı Elsa idi.
- Elle s'appelait Elsa.
Ama benim en beğendiğim, tabi ki, en küçük olan Elsa idi.
Mais ma préférée était bien sûr la plus petite, Elsa.
Ama Elsa'nın aşağılık kompleksi yok.
Mais Elsa n'avait pas de complexe d'infériorité.
Ve bu da çok yakında Elsa'nın asla adil bir şekilde paylaşamayacağını gösterir.
Cela signifia bien vite que la pauvre petite Elsa n'aurait pas sa part.
George, Elsa'nın annesi olduğumu düşündüğüne ikna olduğunu söyledi.
George était convaincu qu'Elsa me prenait pour sa mère.
Elsa!
Elsa!
Geri dön, Elsa!
Reviens, Elsa!
Onları iyi hissettirmek için, ağaca eski bir lastik astık ve Elsa özellikle ona aşık oldu.
Pour nous faire pardonner, nous avions pendu un pneu à un arbre, ce qui plut particulièrement à Elsa.
John, iyi biri ol ve Elsa'ya dikkat et.
John, soit gentil, attrape Elsa.
- Joy, Elsa'yı gidip alır mısın?
- Tu veux bien aller chercher Elsa?
Elsa, seni yaramaz kız.
Elsa, petite coquine.
O dehşete düştüğüm gün geldiğinde Elsa ile son bir kez yürüyüşe çıktım.
Quand le jour que je redoutais arriva, je partis pour une dernière promenade avec Elsa.
Elsa, hayır!
Non!
George, sanırım sana söylesem iyi olur. Az önce Elsa...
Je crois que je devrais te dire qu'Elsa vient juste...
Evet, Elsa'yı bile.
Oui, même Elsa.
Elsa, tatlım.
Elsa, ma chérie.
- Elsa nerede?
- Où est Elsa?
- Elsa bugün burada değil.
- Elle n'est pas ici aujourd'hui.
Ve bu durumda sen de Elsa'nın onunla olup olmadığını merak ediyorsun.
Et si tu veux savoir, Elsa est avec elle.
Neden herkes Elsa ile benim düşman olduğumu varsayıyor, anlamıyorum.
Je me demande pourquoi tout le monde pense que je suis fâché avec Elsa.
Gel buraya, Elsa.
Viens, Elsa.
Selam, Elsa.
Bonjour, Elsa.
- Kes şunu, Elsa.
- Arrête!
- Selam, Elsa.
- Bonjour, Elsa.
- Kes şunu, Elsa.
- Arrête, Elsa.
Ağırlaşıyorsun, Elsa.
Tu deviens lourde.
Şimdi Elsa'ya güle güle demek zorundayım.
- Merci. Il faut que je dise au revoir à Elsa.
Elsa, sana söyledim, benimle Nairobi'ye gelemezsin.
Elsa, je t'ai dit que tu ne pouvais pas aller à Nairobi avec moi.
Lütfen, aşağı gel, Elsa.
Allez, descends.
Elsa, çıldırma.
Elsa, ne fais pas la folle.
Nasılsın, Elsa!
Elsa!
- Ve bunu unutma. - Hadi, Elsa.
Allez-y, Elsa.
- Elsa'ya ne olacak?
- Et Elsa?