Elysium traducir francés
67 traducción paralela
Denize her yönden hazır halde 16 : 00 da... "... AK-601, Elysium adasına yola çıkacaktır.
Quand il sera prêt ä naviguer, ä 16 h 00 environ, le A.K. Se dirigera ä 10 noeuds via les points Xérès, Yucca et Zebra sur l'île Elysée qu'il atteindra en 7 jours, où il attendra les ordres du capitaine de port.
Elysium'da kaldığı sürece gemi limanın bütün olanaklarından faydalanacaktır.
Pendant son escale ä Elysée, le navire fera un usage intensif des installations récréatives de ce port.
Elysium nerede?
- C'est où, Elysée?
Elysium, Limbo adaları'nın en büyüğüdür.
- Où c'est, M. Roberts? - Elysée est la plus grande île des Limbes.
Başkent Elysium City palmiyeli bulvarlar ve rengarenk boyalı evleriyle güzel bir metropoldür.
Les boulevards de sa belle capitale, Elyséeville, sont ornés de palmiers, de beaux édifices publics et de stucs bigarrés.
Elysium limanı denizcilere demirleme ve dok olanakları sunar.
"On y trouve moult équipement nautique " et le port d'Elysée, " qui offre un bon mouillage et des docks modernes,
Orada Elysium'un en iyi ailelerinden 50 genç bayan vardı.
Il y avait des jeunes femmes. Issues des meilleures familles d'Elysée.
Bugün neredeyiz? Elysium'da mi?
Où sommes-nous aujourd'hui?
Çünkü siz Elysium cennetindesiniz, zaten ölüsünüz!
Car vous serez dans l'Élysée, et vous serez déjà morts!
- Cennet, Elysium, Shangri-la.
- Le Ciel, l'Élysée, le Shangri-La.
Sizi, Elysium'a getirecek en çabuk yol.
C'est le plus court pour quitter la ville et rejoindre Elysium.
Elysium'a hoş geldin.
Bienvenue à l'Élysée.
Carlton, Tyler'dan Elysium denen bir yere gelmesini istemiş.
Carlton a demandé à Tyler de se rendre à "l'Élysée".
"Elysium" "cennet" demektir.
"Élysée" signifie "paradis".
Elysium.
L'Elysée.
Zaman Savaşı'nın ilk yılında Elysium Geçidi'nde.
La première année de la Guerre du Temps. Aux Portes d'Elysium.
Probity, Elysium, Canaan ve Tinkler.
Probité, Élysée, Canaan et Tonitruant.
Dr Elysium Collins, kendi tasarladığı tütünle bize iyilik yapıyor.
Dr Élysée Collins, nous faisant profiter d'un mélange de tabac de sa propre composition.
Elysium'dayız.
À bord du Elysium.
Elysium?
Elysium?
Elysium tek gidişlik bir biletti.
C'était un voyage sans retour.
Dünya, o en görkemli eserinin hareket etmesine ne çok sevinmişti. Elysium.
Comme tout le monde à acclamé avec enthousiasme la plus puissante création de la Terre Elysium.
Elysium Görev Yılı 923 Bunca zamandır.
Tout ce temps.
Studio City'deki Club Elysium.
C'est l'Elysium, en dehors de Studio City.
Ne hoş, Tanrı'nın güzel kıvılcımı, Elysion'un kızı.
"Joie, magnifique étincelle divine, " fille d'Elysium. "
- Elysium Yatak ve Kahvaltı, 16 km.
- Auberge Élysée, 16 km.
" Elysium.
" Élysée.
Eğer yoksa, adı muhtemelen "Elysium, Sadece Kahvaltı" olurdu.
S'ils n'en avaient pas, ça ne s'appellerait pas "Auberge Élysée".
Elysium'a hoşgeldiniz.Gelin, size etrafı gezdiriyim.
Bienvenue à l'Élysée. Je vais vous faire visiter.
Böylelikle Elysium'u daima hatırlarsınız.
Comme ça, vous n'oublierez jamais l'Élysée.
Kalplerimizi ve kollarımızı açarak Elysium topluluğunun kalıcı üyesi olan George ve Linda'ya... hoşgeldin diyoruz.
Ouvrons nos bras et notre cœur pour accueillir George et Linda en tant que membres résidents de la communauté de l'Élysée.
Linda, Elysium gibi amacı olan bir topluluk sizinle birlikte gelen tüm o plastik ve psikiyatrist kaplı dünyadan daha kapsamlı ve gelişmiş.
Linda, une communauté intentionnelle, par sa nature même, est plus exigeante et évoluée que tes raisonnements plastiques aseptisés.
Burada, Elysium'da cinsel sınırların olmayışının bizi daha dürüst kıldığına inanıyoruz.
À l'Élysée, on croit que la liberté sexuelle mène à une plus grande franchise.
Görünüşe göre, Elysium'da, serbest ilişkiyi deniyorlar.
Apparemment, à l'Élysée, on pratique l'amour libre.
Elysium'daki olaya atlamak istedin, yaptık.
Tu as voulu plonger tête première dans la philosophie de l'Élysée, et on l'a fait.
Onu buradan uzaklara götürüp Miami'de yeni Elysium'u kuracağım.
Je vais l'emmener loin d'ici et fonder un nouvel Élysée à Miami.
Elysium'un bir sonraki aşamasını konuşmalıyız.
Il faut discuter de la prochaine phase de l'Élysée.
Elysium'u piyasaya koymalıyız.
Il faut que l'Élysée fasse du chemin.
40 yıldır Elysium'dayım.
Ça fait 40 ans que je suis à l'Élysée.
Yanlış anlama. Elysium harika bir macera, ama bazen düşünüyorum da daha gerçek olan şeyleri kaçırıyorum.
Bien sûr, l'Élysée est une aventure formidable, mais parfois, je me dis que j'ai raté autre chose qui était encore plus réel.
İlk romanını yazan nüdist, şarap yapımcısı ve Kuzey Georgia'da Elysium adındaki amacı olan topluluğun kalıcı üyesi Davidson, kitaplarında oluşturduğu güçlü dünyalara götürüyor..
Davidson, romancier émergent, est nudiste, vigneron et résident à temps plein d'une communauté intentionnelle du nord de la Géorgie appelée l'Élysée, à des kilomètres des hautes sphères du pouvoir qu'il dépeint avec tant de finesse.
Bütün hikayeyi burada, Elysium'da mı yazdınız?
Et vous l'avez entièrement écrit à l'Élysée?
Artık Elysium'a gidebilirim.
Je peux me payer un ticket pour Elysium, hein?
3 belgesiz gemi Elysium uzay üssüne yaklaşıyor.
Trois vaisseau non-identifiés sont entrés dans l'espace aérien d'Elysium.
Elysium uzay üssüne girme yetkiniz yok.
Vous êtes entré sans autorisation.
Elysium hava sahasını ihlâl ederseniz derhal karşılık verilecek.
Nous allons prendre les mesures nécessaires. Vous êtes dans l'espace aérien d'Elysium.
Görüyor musun, Elysium buradan ne kadar güzel görünüyor?
Tu vois comme c'est joli d'ici?
- Elysium'da her haltı iyi ediyorlar. - Biliyorum.
- On peut régler mon problème à Elysium, mec.
Burası Elysium değil.
Ce n'est pas Elysium.
Cennet.
Elysium.
"UZAY ARACI ELYSIUM, UZAYA FIRLATILDI."
La navette spatiale Elysium est lancée.