Emlâk traducir francés
70 traducción paralela
M. Nutal, emlâk ofisindenim.
Monsieur Nutal, de l'agence.
Emlâk konularındaki iddiaları araştırmak üzere tüm siyasi partilerden üyelerin dahil olduğu bir tahkikat komisyonu kurulmasını istiyoruz.
Que l'on crée une commission d'enquête sur la spéculation immobilière, représentative des partis.
Biz, emlâk konularındaki iddiaların soruşturulmasını istiyoruz.
C'est la spéculation immobilière qui nous occupe.
" Kentimizde, vekiller ve büyük işadamları....... yapı işleri sorumluları ve emlâk yatırımcıları aynı kişilerdir.
À Naples, conseillers municipaux et gros entrepreneurs, adjoints et spéculateurs immobiliers, sont souvent les mêmes personnes.
Emlâk Ofisi'ni aramanız gerekiyor. - Dört, beş, altı fıskiye şişesi.
Appelez l'agence, plutôt.
- Bir de emlâk işindekiler bunu biliyor, değil mi?
- Et les sociétés immobilières le savent, pas vrai?
Hayır, aslında ben emlâk ofisindenim.
- Alors, vous avez loué la maison?
"Disiplin denetimi maksadıyla Sky High Emlâk A.Ş. genel müdürünün huzuruna çağrılıyorsunuz."
"Vous devez comparaître " devant le directeur des propriétés Sky High Inc. "pour un rapport disciplinaire."
Asillerimize kuzeyde arazi bağışlayın onların asillerine buradan, İngiltere'den emlâk verin ve onları bize karşı koyamayacak kadar açgözlü yapın!
Accordez à nos nobles des terres dans le nord, donnez à leurs nobles des propriétés ici en Angleterre, et ils seront trop avides pour s'opposer.
Bu orduyu savaş alanından çekerseniz Kral, herbirinize, Yorkshire'da emlâk ek olarak da miras bırakabileceğiniz bir ünvan verecek.
Conduisez cette armée hors du champ de bataille et il vous donnera à chacun des propriétés dans le Yorkshire, y compris le titre héréditaire, pour lesquelles vous lui devrez...
Mornay'in İskoçya'daki topraklarını iki katına çıkardım ve İngiltere'de de aynı değerde emlâk verdim.
J'ai donné à Mornay le double de ses terres en Écosse offert autant en Angleterre.
Yaşam Tarzı Emlâk.
Agence de location Lifestyle. Oui.
Miami Dade Cinayet Laboratuarı ve Eyalet Savcısı adına çok olumsuz bir gelişme yaşandı bugün. Emlâk Komisyoncusu Lorenzo Escalante bugün Abby Sandoval davasının geçersiz sayılmasıyla mahkemece serbest bırakıldı.
Retournement étonnant pour la police de Miami-Dade et le procureur général,'le promoteur, Lorenzo Escalante, a été libéré aujourd'hui pour erreur judiciaire dans l'affaire "Abby Sandoval",
Emlâk Tröstü bana Balboa Tepeleri için ne kadar teklif ediyor?
A combien s'élève l'offre pour la propriété fiduciaire de Balboa Heights?
Emlâk Tröstü, 200 milyon dolar verebiliyorsa 300 milyon da verebilir.
J'ai changé d'avis. Si la propriété fiduciaire peut monter à 200 millions de dollars alors elle peut certainement monter jusqu'à 300 millions.
Şu andan itibaren geçerlidir. Tepelerin tapusunu, Balboa Emlâk Tröstü'ne devrediyorum. Hem de bir dolar gibi makul bir fiyata.
Et à compter de maintenant je transfère le titres des Heights vers la société fiduciaire de Balboa pour la somme très raisonnable de 1 dollar.
Kiki sanırım senden hâlâ gerçek bir emlâk imparatoru yaratabiliriz.
Kiki on va peut-être faire de toi une taupe de l'immobilier.
Doktor gitti. Ben de emlâk işlerini... konuşmak için hazırım. Tabii eğer... az evvelki işin bittiyse.
Le médecin est parti, donc je suis prête a discuter si vous avez fini avec votre nouvelle affaire.
Emlâk Hukukunun Temelleri
Precis de notariat
Ben gerçek bir emlâk ajanıyım.
Je suis agent immobilier.
Bir emlâk meselesi vardı da.
J'ai un truc... d'immobilier.
su mortgage kiracilari kefaletle serbest kalsin diye... Merkez Bankasi emlâk vergisini yine düsürecek.
Le gouvernement va encore baisser le taux d'intérêt des crédits à risque. *
Sence gerçek bir emlâk komisyoncusu olup asla içinde yaşayamayacağım evleri müşterilere göstermeyi mi istiyorum?
Tu crois que je veux rester dans l'immobilier à faire visiter des appartements que je peux pas m'offrir?
Bir adamın şevkini kırmayı, ruhunu paramparça etmeyi bilirim. Ama şu emlâk kontratları, adama çok sıkıntı verirler.
Je sais briser le moral d'un détenu, mais pour négocier un contrat, je ne suis pas doué du tout.
12.35'te emlâk işine girişmiş olacağım.
À 12 h 35, je serai promoteur immobilier.
Emlâk işinde olduğumdan bahsetmiş miydin?
Je suis dans l'immobilier.
Bay Weng'in emlâk işinde olduğunu mu söylemiştiniz, Bay Pepperidge?
Vous m'avez bien dit que Mr Ping travaillait dans l'immobilier? C'est exact.
Tam olarak ne tür bir emlâk işi ile iştigal etmekte demiştiniz?
Et dans quel domaine de l'immobilier avez vous dit que Mr. Ping travaillait précisément?
Emlâk komisyoncusuyla görüşmem gerekiyor ama onu evde tek başına bırakıp gitmeye korkuyorum.
Je dois rencontrer l'agent pour un terrain, - mais j'ai peur de le laisser seul.
Büyük bir emlâk sahtekârlığından bahsediyoruz.
C'est une énorme fraude immobilière.
Emlâk sadece hazırlık aşamasıydı.
L'immobilier était juste des préliminaires.
Bunu emlâk lisansımı alana kadar yapacağım ve sigarayı da bırakacağım.
Le temps que j'obtienne ma licence. Et j'ai arrêté de fumer.
- Rose, emlâk işine giriyormuş.
Rose est dans l'immobilier.
- Ne tür? Emlâk işi mi?
- Dans l'immobilier?
Bu, emlâk değerlerini kesinlikle düşürür.
La valeur immobilière du coin va chuter.
Bana burada son 10 yıIda satılan endüstriyel emlâk listesini gönder.
Trouvez-moi la liste immobilière de toutes les propriétés industrielles vendues ici ces dix dernières années.
- Bunun tek sorumlusu hükümet. Emlâk piyasası hızla çökmeye devam ediyor.
Le marché du logement continue son déclin.
Baskı yok, sadece emlâk piyasasında olduğumu duyunca beni oldukça hoş bir süite yerleştirdiler.
C'est rien, ils ont su que j'étais sur le marché des propriétés, donc ils m'ont surclassé dans cette suite, c'est sympa.
Marcus Gerber, emlâk acentesi.
Marcus Gerber, agent immobilier.
Belki de gerçekten emlâk satarım.
peut etre que je vais devenir agent immobilier.
Bir emlâk reklamı tarafından hipnotize edildim.
- J'ai été hypnotisé par une pub.
Ben emlâk komisyoncusuyum, ve burayı size aldığımız fiyata satabilirim.
J'ai réussi à l'avoir avant la mise aux enchères.
Joe Falls adına hiçbir emlâk kaydı yok.
Il n'y a rien dans les archives au nom de Joe Falls.
Trivisonno. Trivisonno emlâk.
Immobilier Trivisonno.
- Tabii emlâk yatırımı yapsaydık başka.
- Ou dans l'immobilier. - Pose ton arme.
Emlâk konusunda konuşmak için mi beni çağırdın?
N'est-ce pas? - Tu m'as bipée pour parler immobilier?
- Emlâk işleri konuşuyorduk.
Qu'y vient de se faire construire à côté de Cannes... On causait bâtiment, Madame...
Bir grup doktorla, emlâk işine para yatırıyoruz.
Je ne suis pas tout seul.
Diamond Sun Emlâk.
Jai investi avec un groupe de docteurs.
Emlâk.
De l'immobilier.
Tesadüfe bak, ben de emlâk işindeyim.
Sans blague!