Emp traducir francés
198 traducción paralela
Profesör Bauer'in Venüs'ü incelemesini engellemeliyiz.
Il faut emp cher le professeur Bauer d'examiner la Venus.
Buna EMP etkisi deniliyor.
C'est l'effet IEM.
- EMP?
- I.E.M.?
EMP parazitinden dolayı doğrulayamadık. EMP : Elektromanyetik Radyasyon
Impossible à déterminer à cause du brouillage radio.
Patlatıldıklarında her uydu büyük bir elektromanyetik darbe oluşturuyor ama EMP canlılara zarar vermiyor.
Au signal, chaque satellite libère une impulsion électromagnétique. Mais l'I.E.M. ne touche aucun être vivant.
Patlama tarayıcılarını engelleyecek kadar EMD açığa çıkarmıştır.
L'EMP de l'explosion va brouiller un temps leurs radars.
Büyük miktarda EMP algılıyoruz. ( EMP-Electro Magnetik Pulse )
Enorme impulsion électromagnétique.
Lütfen, yardım etmelisiniz.
Il faut aider l'Emp...
Tanrı aşkına çocuklar.. Emp
Et la fille qui fait le reportage avec Doughy?
Bu biğr EMP tetk cihazı.
C'est un dispositif de Détente EMP.
Maki, EMB'yi aç.
Maki, active l'EMP ( Ecran electro-Magnetique Propulse )
Tamam, açıyoruz.
D'accord, on active l'EMP!
Teknolojiyi öldürür, insanları değil.
EMP. Tue la technologie, pas les gens.
Durand EMP teknolojisin yeni bir programla birlikte özel sektör için kullandı.
Durand veut bâtir un nouveau programme avec des fonds privés.
3000 metrede patlayan, 1 mil çapında alana EMP gönderen bir füze yaptı.
Il a créé un missile qui explose à mille pieds et envoie une onde magnétique sur des km.
EMP!
Manœuvre d'urgence!
Bir EMP başlatacağız.
Nous déclencherons un EMP.
EMP'yi başlattık. CTU, bir şeyler saklamaya çalıştığımızı anlayacak.
Si on fait exploser cette EMP, la CAT saura qu'on essaie de cacher quelque chose.
EMP harekete geçirildi, efendim.
L'EMP est activée, monsieur.
Bu şeyin yayılmasına ne kadar kaldı?
Combien de temps avant que l'EMP soit prêt?
Bir EMP ile karşı karşıyayız.
Nous avons affaire à une EMP.
Eğer o helikopter EMP yayıldığında havada olursa, bütün elektronik sistemini bozacak ve düşecektir.
Si cet hélicoptère est dans les airs quand l'EMP est déclenchée, cela va court-circuiter tout son système électrique et l'hélicoptère s'écrasera.
Tony : EMP 1. katta. Oda 12.
[ L'EMP est au premier étage.
Tamam, EMP'yi buldular.
Ok, ils ont trouvé l'EMP.
Dave, Bauer koşuyor. EMP'yi öğrenmiş olmalı.
Dave, Bauer est parti, il doit savoir pour l'EMP.
Birileri McLennen-Forster binası'nda bir EMP patlaması gerçekleştirdi.
Quelqu'un a lancé une EMP dans le bâtiment McLennan-Forster.
Demek bu yüzden EMP'i çalıştırdılar, kanıtları yok etme amaçlı.
Donc c'est pour ça qu'ils ont déclenché l'EMP, pour détruire les preuves.
Hayır, EMP sadece elektronik aletlere zarar verir.
Non, une EMP endommage seulement l'électronique.
EMP patlamadan önce bir belge yazdırdığını biliyoruz.
Nous savons que vous avez imprimé un document avant que l'EMP explose.
Fakat daha sonra, şirketin tüm veri tabanını yok eden bir EMP bombası patladı.
Mais alors qu'ils y travaillaient, une bombe à impulsion électromagnétique a été déclenchée, effaçant la totalité de la base de données de l'entreprise.
Bu EMP'yi her kim patlattıysa, Jack ve Paul'un bir şeyler bulduğunu düşündüğünü ve onları saf dışı bırakmayı istediğini farzetmeliyiz.
Nous devons présumer que ceux qui ont fait exploser l'EMP pensent que Jack et Paul ont trouvé quelque chose et veulent les éliminer.
Jack, vurum bombası patlatmaya değebilecek nasıl bir bilgi bulmuş olabilir ki?
Quelle info peut avoir trouvé Jack et les aurait fait exploser une EMP?
EMP'i patlatan her kimse. Jack ve Paul'un peşindeler.
Qui que ce soit qui a déclenché l'EMP, ils vont traquer Jack et Paul.
Buna, burada çalışılması gerekiyor çünkü, McLennan-Forster'ın bilgisayarları EMP yüzünden kullanılmaz haldeler.
Eh bien, il faudra travailler d'ici car tous les ordinateurs de McLennan-Forster ont été mis hors service par l'EMP.
Fakat bu sırada, şirketin tüm veri tabanını yok eden bir EMP bombası patladı.
Mais alors qu'ils y travaillaient, une bombe à impulsion électromagnétique a été déclenchée, effaçant la totalité de la base de données de l'entreprise.
Onu gerçek aşktan uzak tutar gibi... davranıyorsun ona.
En � tant avec lui comme � a tu l'emp � ches de vivre un v � ritable amour...
Ben bir şeylerin olmasını engelleyemem.
Je ne peux empˆcher les choses d'arriver.
- Sigortadan değil. - Bu bir EMP idi.
- Ce n'était pas le disjoncteur.
- Onlar amatör bir radyodan. duyduğum şehirlerdi. Ve bir de elektromanyetik puls bombasından önceki uydu yayınından.
Ce sont toutes les villes dont j'ai entendu parler grâce à la radio, ou par le satellite, avant l'EMP.
- Ddayanıklı olduğundan. O EMP'ye dayanıklı olarak üretildi.
Il est conçu pour résister à une EMP.
Pulse bombasından sonra,... bunların pek çoğunun zarara uğradığını gördük.
Suite aux dégâts de l'EMP, nous devons tout reprendre de zéro.
Bir EMP ( Elektromanyetik Atım ) olmalı.
Cela doit être dû à un EMP.
Bodrumda EMP'den kurtulan... bir tane olması lazım.
Il en reste peut-être un qui a survécu à l'IEM, au sous-sol.
EMP'den sonra tüm iletişimimizi kaybettik.
Les communications sont coupées depuis l'EMP.
- Zehirlendiler mi?
Emp-poisonnés? ! Chut!
Zehirlendiler mi?
Emp-poisonnés l
Çalışan.
- Chaque... emp... - Employé.
Bu bir tür elektromanyetik titreşim.
C'était une EMP.
- Bu da neydi? - Bu bir EMP ( Elektromanyetik Puls ) idi.
Mais c'était quoi, bordel?
- Herşey gitti.
Une EMP.
EMP.
EMP.