Emrediyorum traducir francés
1,203 traducción paralela
Güzel oğulları olacak ülkeyi iyi yönetecekler ve efsanesi yaşasın diye şu andan itibaren yıldızlar arasında yer almasını emrediyorum.
Ils auront de beaux fils... ils régneront avec sagesse... et pour perpétuer l'histoire de sa bravoure... j'ordonne que désormais... figurent dans les étoiles et les constellations...
Emrediyorum... tam iki gün sonra şafakta... şövalyeler karşılaşacak ve gerçek ortaya çıkacak.
Je décrète... que d'ici à deux jours, à l'aube... Ies champions s'affronteront pour le triomphe de la vérité.
Sana emrediyorum.
- Je t'invoque.
Bu stüdyoyu ben işletiyorum ve sana burayı terk etmeni emrediyorum.
Je dirige ce studio! Dégagez!
Sana emrediyorum bu ölümlünün vücudunu terkedip cehennemdeki yerine dön.
"Celui qui te commande " est celui qui t'a fait tomber " des hauteurs du Paradis aux profondeurs de l'Enfer.
Sana emrediyorum bunu senden isteyen rüzgarlara ve fırtınalara hükmeden Yüce Tanrı'dır.
"Celui qui te commande " est celui qui dominait les mers, " les vents, et les orages.
.. Tanrı'yı temsil eden biri olarak sana emrediyorum bana kim olduğunu söyle.
Esprit le plus impur, au nom du Seigneur Tout-puissant, je t'ordonne de me dire ton nom.
Ayrıca burada benim sözüm geçer ve size emrediyorum.
C'est moi qui commande. On l'explose
24 saate tüm mahkumların salınmasını emrediyorum.
Tous les prisonniers seront relâchés dans les 24 h.
Gemiyi teslim etmenizi emrediyorum.
Vous avez ordre de vous rendre.
Cevap verin, Reliant. Gemiyi teslim etmenizi emrediyorum.
Vous avez ordre de vous rendre.
Tüm mahkumlara emrediyorum her birinize bugün ve yarın araziye çıkılmayacak.
J'ordonne à tous les prisonniers, sans exception, de ne pas aller aux champs aujourd'hui ni demain.
Sana emrediyorum.
C'est un ordre. Casse-toi!
Ve şimdi size emrediyorum, bayım, temizlikçileri geri çağırın ve bu kez bu işi düzgünce halledin.
Vous seriez bien avisé de rappeler les laveurs. Cette fois, lavez comme il faut.
Size emrediyorum!
Je vous l'ordonne!
New York kentinin bir temsilcisi olarak, sana tabiat üstü faaliyetlerinin tamamını durdurmanı ve geldiğin yere dönmeni emrediyorum.
En tant que représentant de la ville de New York, je vous ordonne de cesser toute activité surnaturelle et de retourner chez vous ou dans la dimension la plus proche.
Sana kasabayı terk etmeni emrediyorum, Tom.
Je t'ordonne de quitter la ville, Tom.
Sana emrediyorum.
Je te donne un ordre.
Kenara çekilin, emrediyorum!
Faites place! Ecartez-vous.
Sana emrediyorum... uyan!
Je t'ordonne... de te réveiller!
Size emrediyorum!
je vous l'ordonne!
Yedeklere düşman hatlarını bozmak... ve QX bölgesini ele geçirmek için muharebeye dahil olmalarını emrediyorum.
Engagez le reste des troupes contre les lignes ennemies. Ordonnez-leur d'occuper la section QX.
Ve sana madalya odasına gitmeni emrediyorum.
Allez dans la salle des trophées.
Başçavuş, hakem olarak 1. Takım'ı kazanan takım olarak ilan etmeni emrediyorum.
Etant mon arbitre, vous avez ordre de nous déclarer vainqueur.
Neden? - Çünkü ben emrediyorum.
- Parce que je l'ordonne.
- Yine de emrediyorum.
- Je l'ordonne.
Majesteleri adına sana bize yardım etmeni emrediyorum... Silaha ihtiyacımız var.
Au nom de Sa Majesté, recouvrez vos esprits et aidez-nous.
Sana emrediyorum Baldrick, tüm insanlığın hayrı için, merakın sana pantolonunu açtırmasına asla müsade etme.
Je t'adjure donc, pour le salut de l'humanité, de ne pas céder à la curiosité en ouvrant ta culotte.
KGB'nin Başkanı olarak sana emrediyorum.
En tant que président du KGB, je vous donne un ordre direct.
Delikanlı, sana, adamlarını çekmeni emrediyorum.
Une dernière fois, retirez vos hommes!
Ben senin üstünüm ve sana bu adamı tutuklamanı emrediyorum!
Je vous ordonne de l'arreter.
Emrediyorum. Gemiyi terk edin!
Abandonnez le vaisseau!
Holly, gemideki en yüksek rütbeli kişi olarak Nerede olduğunu bana söylemeni emrediyorum.
Holly? En tant qu'officier le plus gradé sur ce vaisseau, je t'ordonne de me dire où il est.
Rimsy-wimsy-mimsy, En iyi arkadaşın? Lister, sana o sınava girmemeni emrediyorum.
Très bien, Lister, je t'ordonne de ne pas passer ces examens!
Ben Atlecli Debin, size gemiyi durdurup, bordalanmaya hazır olmanızı emrediyorum.
Je suis Debin de Atlec, veuillez vous mettre en panne, vous allez être arraisonnés.
Bu bir emirdir, hepsini yakmanızı emrediyorum!
C'est un ordre, brûle tout ça!
Görevinize ve cesaretinize saygım var ama hepinize bu işten uzak durmanızı... emrediyorum.
Je vous ordonne, avec le respect dû à votre courage, de vous incliner.
Uzak durmanı emrediyorum!
Je t'ordonne de partir!
Bana itaat etmemeni emrediyorum.
À partir de maintenant, je vous ordonne de ne pas m'obéir.
Şimdi kendime uyumak için emrediyorum, Tanrıma ruhumu koruması için yalvarıyorum.
Avant de me coucher, je demande au bon Dieu de me protéger.
Sana durmanı emrediyorum.
Je vous ordonne d'arrêter.
Buraya doğru gelmenizi emrediyorum.
Je vous ordonne de vous rendre.
Size bu adamı hemen tutukIamanızı emrediyorum.
Je vous ordonne d'arrêter cet homme!
Morrison, o anthrax kültürünü iade etmeni ve hemen teslim olmanı emrediyorum.
Morrison, je vous ordonne de rapporter cette culture d'anthrax et de vous rendre immédiatement.
Bayan Melny, arabayı durdurmanızı emrediyorum!
- Je vous ordonne de vous arrêter! - Du calme.
Size kalkanlarınızı indirmenizi ve teslim olmanızı emrediyorum.
Je vous ordonne de baisser vos boucliers et de vous rendre.
Yıldızfilosu gözlemcisi olarak, geri çekilmenizi emrediyorum!
En tant qu'observateur, je vous ordonne de battre en retraite!
Sana emrediyorum.
C'est un ordre.
Size emrediyorum!
C'est moi qui vous l'enjoins!
Size Tanrı'nın adına emrediyorum... Zulmü durdurun!
Arrêtez la répression!
Sana emrediyorum!
Je vous l'ordonne!