Erez traducir francés
72 traducción paralela
Tekelerimizi, ineklerimizi, kazlarımızı kutsal topraklara nakledeceğiz. İsrail, Erez'e!
On déporterait les chèvres, les vaches, les oies... en Terre Sainte, en Eretz Israel.
Seçilen insanların görevi, bizi sağ salim kutsal topraklara Filistin'e, Erez-İsrail'e götürmektir. Musa'nın bizi Mısır'dan çıkardığı gibi.
Ces personnes auront pour tâche Sainte, en Palestine, en Eretz Israel... comme le fit Moïse en nous sortant d'Egypte.
Tanrı bu treni kutsasın ve bu tren bizi sağ salim ve sağlıklı olarak Filistine, kutsal topraklara ve Erez İsrail'e ulaştırsın.
Que Dieu bénisse ce train, Afin qu'il nous conduise vivants... et en bonne santé en Palestine, en Terre Sainte, en Eretz Israel! Enfants d'Abraham et de Moïse, montez!
Ekmek için "Erez" e gidiyorum.
Je fais un saut chez Erez, acheter du pain.
Ardından Erez'e, " Erez bana bir iyilik yap bana MAG'ini ver, Galil'le karşıya geçemem Bana MAG'ini ver ve karşı sokağa geçelim.
" Erez, fais-moi plaisir, passe-moi la MAG. Et je dis à Erez : Je ne traverse pas cette rue avec un Galil, passe-moi la MAG et nous traversons cette rue.
"Erez beni dinle, MAG'ı bana ver yoksa zorla alırım."
"Écoute, Erez, donne-moi la MAG, ou je la prends de force."
- Erez, tuvalet kâğıdı bitmiş.
Erez, y a pas de papier toilette!
- Erez, oturma orada.
Erez, ne reste pas assis là.
- Erez, şaka zamanı değil.
Erez, c'est pas le moment de plaisanter.
Erez, babana kahve yap.
Erez, fais un café à papa.
- Yakında mezun olacağız Erez.
- On va bientôt être diplômés, Erez.
Okulda "Ricky Wagner, fahişenin teki." yazmazsak bizim dönem için ne derler sonra?
Si on n'écrit pas dans la salle des profs "Ricky Wagner est une pute", qu'est-ce qu'on dira de notre génération, Erez?
- Nereye gidiyorsun? Erez. Erez, dur.
Où tu vas?
- Saçmalıklarından usandım.
J'en ai marre de tes conneries. Erez!
- Erez! Neden hep eğlence başladığında çekip gidiyorsun?
Pourquoi tu pars toujours quand ça commence à être drôle?
Erez, bir aile el gibidir.
Erez, une famille c'est comme une main.
Erez. Annem haklı.
Erez, Maman a raison.
- Erez, ben ütülerim.
Erez, je vais te la repasser.
Erez, sen bağımsızsın.
Erez... Tu seras le premier à tomber amoureux et à te marier.
Sözlere sığmıyor Erez.
Pas touche, Erez.
Çok aptalsın, çok utandırıcı bir şey bu.
Erez, tu es tellement bête que c'est embarrassant.
Erez, defterin lazım.
Erez, ton cahier de maths.
- Seni çözdüm Erez.
Je vois clair en toi, Erez.
- Erez, bir saniye bekle.
Erez, attends!
Babana bir şey demeyecek misin?
Tu ne vas pas lui parler? Erez!
Dur! Yapma Erez.
Arrête!
Erez, odadan çantamı al.
Erez, prends le sac dans ma chambre.
Gidelim. Erez, hadi!
Erez, viens!
- Ne oluyor Erez?
Qu'est-ce qu'il y a, Erez?
Ne fark eder Erez?
Quelle importance, Erez?
- Merhaba Opher, Erez.
Salut, Ofer, Erez! - Salut, mec!
Erez, bir saniye buraya gel.
Erez, viens ici un instant.
Erez!
Erez! Erez!
Zavallı Erez hâlsiz kaldı çünkü babası hasta ve- -
Erez est dans tous ses états, parce que son père est malade et...
- Ya sen Erez?
Et toi, Erez?
- Tebrikler Erez.
Félicitations, Erez.
- Sen hastalıklı doğdun Erez.
Je peux m'entraîner.
Sende osteoporoz var.
Tu es né vieux, Erez. Tu souffres d'ostéoporose.
- Senin suçun yok Erez.
Ce n'est pas de ta faute, Erez.
Erez, lastiğin patlak olması kazaya neden olmaz. İnan bana.
Erez, des pneus crevés ne causent pas d'accidents.
Hem zaten Erez gidiyor.
Et puis, Erez y va.
- Erez.
- Erez.
Çok tehlikeli Erez.
C'est très dangereux, Erez.
Güçlü ol. Erez, beni duyuyor musun?
Sois fort, Erez, tu m'entends?
Erez, sokağın ortasında insanları mı vurduracaksın bana?
Erez, tu me permets de tirer sur des gens dans la rue?
- Opher, Erez'le konuşmak istiyorum.
Ofer, je veux parler à Erez.
- Erez, şimdi ne yapacaksın?
Erez, qu'est-ce que tu fais là?
Erez, kendine dikkat et.
Erez, prends soin de toi, d'accord?
Erez! Erez!
Erez!
Bu akşam benimle kalır mısın Erez?
Tu restes avec moi cette nuit, Erez?
İnsanları yargılamayı bırak Erez
Arrête de juger les gens, Erez.