Fenetre traducir francés
126 traducción paralela
Hemen camın altında.
Sous la fenetre.
Penceremizden bakarken görmüştük.
Nous l'avons vu de la fenetre.
Hiç, pencereye bakarak yatağında uzanır mısın?
Vous etes-vous jamais retrouvé au lit, a regarder la fenetre?
- Belki... eğer Dude'nin o konuda diyeceği bir şey yoksa.
Half Pint s'occupe de la porte de devant. Je me charge de la fenetre.
Pencere bile yok.
Il n'y a meme pas une fenetre.
Açarsan seni pencereden atarım. O gün bugün.
Sinon je te flanque par la fenetre!
Ballard'ı görmeye mi gittin mi? Herşey ayarlandı. Saat 3'te, Nan Hogan aşağıdaki pencerede bir silahla hazır bulunacak.
À 3 h, Nane Hogan sera sous cette fenetre avec un revolver.
Şayet pencereden bize ateş ederse, seni öldürürüm.
S'il tire d'une fenetre, je te tuerai.
Yukarı tırmanalım.
Nous allons par la fenetre.
Pencereden fırlattığımı size daha önce de söyledim! Elbette, elbette.
- Qui me ai jete de la fenetre.
Pencereni de kapat. Komşular görmesinler.
Et ferme la fenetre a cause des voisins.
Aşağıda hiç pencere yok, kurtarma ekibi gelse bile, haberimiz olmaz.
Dans la cave, on ne voit rien, il n'y a pas de fenetre.
Pencereden dışarıya bir bak.
Va voir à la fenetre...
Koltuk, pencerenin önünde olmalı.
Le fauteuil doit aller... en face de la fenetre. Vous etes americain?
Koltuk pencerenin önüne.
Le fauteuil doit etre devant la fenetre.
Camın parasını ödeyeceksin!
Tu paieras pour cette fenetre!
Şuradan, camdan bakıyordu kamburlu birini geçerken gördü böylece "Rigoletto" yu yazdı, veya Po nehrini seyrediyordu ve bu, ona göre Nil nehriydi.
De lá, il regardait par la fenetre, il voyait passer un petit bossu et c'est comme ca qu'il a écrit "Rigoletto" ou alors, il voyait le Po et c'était le Nil pour lui.
Pencerelerden geçmişimin aktığını gördüm.
Et à travers la fenetre, j'ai vu ma vie défiler.
Komşularınız onun pencereden Sovyet karşıtı sloganlar attığını söylüyor.
II hurle des slogans anti-soviétiques a la fenetre.
- Pencereni aç ve gör.
- T'as une fenetre, ouvre-la.
Dışarıdan gelen bir ses beni çağırıyormuş gibi pencereye yaklaşıyorum.
Je m'approche de la fenetre. J'ai l'impression qu'on m'appelle.
Anne, bizim için bir pencere açar mısın lütfen?
Maman, ouvre une fenetre, s'il te plaît.
Hayır, ölmeyeceğiz, dostum. Şu pencereden atlayıp, kurtulacağız.
Nous vivrons et pour se faire, nous passerons par la fenetre.
Aynı pencere. Peter, Olmayan Ülke ve korkunç Kaptan Hook masallarını anlattığımız aynı oda.
Eh bien, a cette fenetre, dans cette chambre, on inventait... des contes sur Peter, le Pays lmaginaire, le capitaine Crochet.
Açık pencerenin yanında oynama. Sana bunu kaç kere söyledim?
Je t'ai déja dit de ne pas jouer pres d'une fenetre ouverte.
Penceredeki korkunç adam.
L'homme affreux de la fenetre te l'a volée.
Pencere.
La fenetre.
Evime, pencereme uçtum.
J'ai décidé de rentrer, de voler vers ma fenetre.
Pencereden uzak durun!
Eloignez-vous de la fenetre!
Pencere hakkında sana ne dedim?
La fenetre! Je te l'ai dit cent fois!
Üşüyorsanız, pencereyi kapatabiliriz. Hayır.
Si vous avez froid, je fermerai la fenetre.
Bu gece penceremi açık bırakıp uyuyacağım.
Je vais dormir la fenetre ouverte, cette nuit.
- Hayır, hayır, pencereyi değil..
- Je ne parle pas de la fenetre.
Pencere eşiğinde gagalarını keskinleştiriyorlar.
Ils s'aiguisent le bec sur le rebord de la fenetre.
Peki, camdan bak.
Eh bien fixe la fenetre.
Ve camı kapat.
Et ferme la fenetre.
O'na mubahtır! Alçak herif! Karısı hastanede, kendimi öldüreceğim.
Si, bien fait, c'est un sale type, et voila : sa femme est a l'hôpital, et je vais me foutre par la fenetre.
- İntihar edecek.
- Elle voulait se jeter par la fenetre.
Küçük bir kızken camdan, dışarıdaki tırtıllara bakardım.
Quand j'etais petite, je regardais les chenilles par Ia fenetre.
Kendi düğünümde kendimi içeriye kilitlediğimde camı çerçevesinden çıkarmaya çalışıyordum.
Je me suis enfermee aux W-C, a mon mariage... parce que j'essayais de demonter la fenetre.
Camlar gitti.
Sa fenetre!
Şüpheli nasıl çıktı? Kiler penceresinden çıkmış gibi gözüküyor.
Par la fenetre de la véranda.
Dualarımın bulanıklığında Penceremi açtım
Distrait de ma priere, j'ai ouvert ma fenetre
- Pencerenden bak.
- Regardez par Ia fenetre.
Bende pencereyi açtım.
J'ai ouvert la fenetre.
- Ben pencereyi açtım.
- J'ai ouvert la fenetre.
Aklım pencerenin dışında asılı duruyordu.
Mon esprit pendait a la fenetre. Il pendait a environ 45 cm en dessous.
Hemşire Diesel'di. Şu pencereden uçtu gitti.
C'était Diesel, elle est passée par cette fenëtre.
Pencereyi aç, Linda.
Ouvre la fenetre, Linda.
Neden hiç pencereden çıkıp gitmedin?
Sors donc par la fenetre!
Pencereye doğru git.
Va a la fenetre.