Fikirler traducir francés
1,382 traducción paralela
Sert fikirler yumuşayacak Karmaşıklıklar çözülecek
Le compromis sera accepté Et les soucis envolés
Bo halka fikirler veriyor, ve ben onların fikirlerini almak istemiyorum.
Bo risque d'influencer les citoyens et ça ne me plaît pas.
Sadece oturup öylesine takılalım, belki aklımıza fikirler gelir.
Je peux organiser une rencontre informelle, vous pourrez en discuter.
Ve kötü fikirler hakkında biraz tecrübem var.
Etj'en connais un rayon.
Belki erkekler sert davranınca aklına değişik fikirler geliyordur.
Jill change peut-être d'avis quand elle a trop mal.
Video oyunları aklına kötü fikirler sokuyordu.
Les jeux vidéo mettaient des pensées maléfiques dans son esprit.
Bu fikirler nereden geldi aklına?
Où avez-vous pris ça?
Ve umarım arada yeni fikirler de çıkar.
J'espère que des idées neuves surgiront aussi.
Sadece liderimizin neyin gerçek olmasını istediğine göre değil, neyin gerçek olduğuna dair fikirler oluşturmasını isterim.
Je ne veux pas que notre chef confonde la vérité qu'il espère avec celle qui est. Enfin, bon...
- Biri kafasına fikirler sokuyor.
Quelqu'un lui donne de mauvaises idées.
- Amacı hakkında bir fikriniz var mı? - Fikirler, evet, ama, uh... Umuyorum,... bu şey... bana daha fazlasını anlatabilir.
- Des idées, oui, mais... J'espérais en apprendre davantage avec ça. C'est un peu comme un ordinateur portable goa'uld. C'est un dialecte goa'uld que je n'avais jamais vu.
Tantana yapmak için geri zekâlıca fikirler mi bulacağım?
Les idées débiles ont droit à une fanfare maintenant?
Uçuk fikirler geliştirmek bir çıkış yolu bulmamızı sağlamayacak.
Ce n'est pas en conjecturant qu'on va sortir d'ici.
Hevesini takdir ediyorum, ama gerçeklerle desteklenmeyen fikirler geliştiriyorsun.
Je comprends votre enthousiasme, mais vous bondissez sur des conclusions sans aucun fait pour les corroborer.
Kafanda ne gibi fikirler olduğunu bilmiyorum. Ama hemen gitmeni istiyorum.
Je ne sais pas ce qui vous as pris... mais vous feriez mieux de partir tout de suite!
Savunulamaz durumları alıp onlar üzerine fikirler üretmekten hoşlanıyorum.
J'aime prendre des positions indéfendables et polémiquer.
- İyiyim. Aklıma yeni fikirler geldi.
- Ça va bien j'ai quelques nouvelles idées.
Bu sabah benim de aklıma yeni fikirler geldi.
- J'ai eu plusieurs idées aussi ce matin.
Gerçekten ama gerçekten çok iyi fikirler.
Il en a vraiment de très bonnes.
Aklına bu fikirler nereden geliyor, bilmiyorum.
D'où tu sors tout ça?
Entelce fikirler.
C'est prétentieux.
Önceki bütün fikirler, bu gerçek.
Tous les avis sont qu'il ne s'agit pas d'un montage.
Kan işaretleri bunlar boktan fikirler.
La science du sang, l'eugénisme, c'est bête.
Bu sana başka fikirler de verecektir.
Vous devriez avoir des enfants, ils vous donnent des tas d'idées.
İşte buda aynı saçma fikirler.
Je lui ai pourtant dit hier encore que ses idées fumeuses s'interposaient entre lui et son art.
- Bana bak Bay Suçlu Avukatı. Bana öyle geliyor ki burada iyi fikirler hep benden çıkıyor.
- Ecoute, espèce de prétentieux, il me semble que je suis celle qui trouve les bonnes idées.
En aptalca fikirler de hep Jeff'in annesinden çıkar.
Quelle stupide idée a eu la mère de Jeff...
Bunu yapacaktım ve "Baba," dedim, "Baba, bu günlerde sert takılıyoruz," "ve ortalıkta gezen bazı fikirler var."
Je me vois mal dire, "Papa"... un truc dans le genre, "Papa, on bosse dur ces derniers jours et on a eu quelques idées..."
Şüpheli olduğunu biliyorum. Annemi yanlış fikirler üzerine ihbar ettim ve babam da beni koruyordu.
J'ai porté de fausses accusations à son égard.
Daha kötü fikirler duymuştum.
J'ai entendu des idées pires que ça.
Meraklı, düşünceli ve yeni fikirler için heyecanlı olmasını isterim.
Je veux qu'elle soit curieuse et attentive et s'intéresse à de nouvelles idées.
Bana denememi nasıl yazacağım konusunda mükemmel fikirler verdi.
Cool Et il m'a donné d'excellents tuyaux pour écrire mon essai
- Şimdi gerçekten başarabileceğimiz fikirler bulmaya çalışalım.
D'accord. Essayons de nous cantonner aux idées que nous pourrons réaliser.
- Artık o fikirler arasında bu da var.
On te demande au téléphone!
John Edward gösterisi sadece eğlence amaçlı olarak verilen fikirler ve materyallerden sorumlu değildir.
John Edward n'est pas responsable des conséquences de son émission de divertissement.
Kıçından parlak fikirler uydurma konusunda çok yeteneklisin.
Vous vous cassez vraiment le cul pour trouver des solutions.
Arkadaşlarımız saçma sapan yorumlar yapıp saçma sapan fikirler uydurur.
Non, je me passerai de leurs opinions idiotes.
Tabi ki her şeyi yaptılar. Bütün fikirler daha önceden yapılmıştır Butters.
Toutes ces idées existaient avant les Simpson.
Fikirler hastalıklar gibi olabilirler.
Une idée, c'est comme une maladie.
... bazı fikirler hakkında. Nedir onlar?
Quels idées?
Gerçek anlamda insan olmak demek fikirler ve idealler için yaşamak demektir.
Pour etre pleinement humain, il faut vivre selon ses idees et ses ideaux.
Siz bunu okuduğunuzda o Avrupa'ya doğru yola çıkmış olacak eminim orada da yıkacak yeni duvarlar ve yerlerine oturtacak yeni fikirler bulacaktır.
Quand vous lirez ceci, elle naviguera vers l'Europe... où elle trouvera de nouvelles montagnes à déplacer... et des idées pour les remplacer.
biz burada profesyoneliz, Yardım etmek için fikirler üretip satarız.
On est des professionnels. On trouve des idées qui font vendre.
Fikirler daha çabuk geliyor ve ben onları yazıyorum.
Les idées me viennent plus vite que je n'écris.
Dedi ki : " Kötü fikirler bir oyundaki şamar oğlanı gibidirler.
Elle a dit " Les mauvaises idées, c'est comme les joueurs d'une équipe.
Kelimeler, fikirler, hayaller.
Une véritable explosion!
Bu fikirler nerden çıktı böyle?
Comment vous est venu l'idée de vous servir de jouets?
Bazı fikirler üzerinde çalışıyorduk.
C'est à l'étude.
Bu şovu orijinal fikirler bularak düzeltin.
Pour l'améliorer, il nous faut une idée originale.
Asıl Eric, Donna'nın kafasına kirli fikirler soktu, ben de kızı Katolik Okulu'na göndermek zorunda kaldım. Matematikten nasıl kalmış olabilir ki?
Comment a-t-il pu être recalé?
Senin tek sevdiğin şey, büyük fikirler.
Planant dans les airs, tout comme cet ange.