English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ F ] / Filipinler

Filipinler traducir francés

214 traducción paralela
Tüm dünyaya ilan ediyorum.. Filipinler Cumhuriyetine tam bağımsızlık verilmiştir.
je proclame devant le monde entier l'indépendance totale et illimitée de la République des Philippines.
Filipinler'den trajik bir haber geldi.
Une tragique nouvelle nous parvient des Philippines.
Wilma bize Filipinler'de olduğunu söyledi.
Il paraît que tu étais aux Philippines.
Namı ta Filipinler'e kadar yayılmıştı.
J'en ai entendu parler jusqu'aux Philippines.
Seni bilmem ama bu savaş fotoğraflarını görmek beni hep üzmüştür. Hepsi denizciler, denizaltı devriyeleri ve Filipinler'deki gerillalar hakkındadır. Beni asıl üzen savaş mahkumları hakkında hiç film olmaması.
Je suis las de ces films de guerre où l'on ne voit qu'aviateurs au combat, hommes-grenouilles aux Philippines, alors qu'on n'a jamais rien fait sur les prisonniers de guerre.
Saçma. Çekilseydik, Japonya'yı, Hindiçini'yi, Filipinler'i alırlardı.
Alors, ils prendraient le Japon, l'Indochine, les Philippines.
- Kriz! Filipinler'e geziye çıkayım!
- J'appareille pour les Philippines.
Filipinler'den geliyor.
Des Philippines.
USS Deniz Kaplanı komutanından Filipinler, Cavite Levazım Komutanlığı'na.
"Officier commandant le Sea Tiger " à Officier Approvisionnement. Cavite, Philippines.
Benim bir çavuşum Filipinler'de kulağını kaybetti. Amerika'ya dönünce ona lastik bir kulak yaptılar gerçeğinden hiç farkı yoktu.
Un de mes sergents avait perdu une oreille... on lui en a fait une en caoutchouc... si bien imitée que ça ne se remarquait pas.
Filipinler, Bali, Havai.
Philippines, Bali, Hawaii.
Japon kuvvetleri Filipinler ve Hollanda Doğu Hint Adalarına ağır saldırılarını sürdürüyor.
Les forces japonaise poursuivent leur offensive aux Philippines et aux Indes néerlandaises.
Sonra da Filipinler'e tayinim çıktı, bu da sonu oldu.
Puis, on m'a affecté aux Philippines et ça a mis fin à notre union.
Filipinler'de ask erler Manila'ya ilerlerk en bir k ãöprü başı tuttular.
Aux Philippines, nos troupes continuent leur avancée sur Manille.
Geçen mart Filipinler kabinesi ne kadar düşmüştü?
Et de quelle hauteur est tombé le cabinet Filipino en Mars dernier?
Amerikalılar'ın Filipinler'de bir ordusu var ve Pasifik Filosu'nu San Diego'dan Pearl Harbor'a taşıdılar.
L'armée américaine est présente aux Philippines... et la flotte du Pacifique est basée à Pearl Harbor.
" Japon kuvvetleri, Filipinler, Tayland Kra Yarımadası ve Borneo'ya saldırabilir.
" Le Japon pourrait attaquer les Philippines... la Thaïlande, la péninsule de Kra et Bornéo.
"Japon kuvvetleri, Filipinler, Tayland Kra Yarımadası ve Borneo'ya saldırabilir."
"Le Japon pourrait attaquer les Philippines... la Thaïlande, Kra et Bornéo."
Filipinler'i kastetmiş olmalılar.
Il doit s'agir des Philippines.
Tayvan'da acil durum, Filipinler.
Taiwan, Philippines.
Tayland ordusundan artakalanlar, kendilerini Filipinler'e intikal ettirecek Amerikan donanma unsurlarına ulaşmak için halkın arasına karışarak Phuket limanına kaçtılar.
Civils et militaires thaïlandais fuient vers le port de Phuket, en espérant que la flotte américaine pourra les conduire aux Philippines.
Tony'nin Filipinler'e kaçmadığına şükretmek lazım.
A la place de tony, j'aurais trouvé un job aux philippines.
"Dün, Kore'ydi. Bugün, Vietnam. Yarın, Tayland, Filipinler sonra belki Avrupa."
Hier la Corée, aujourd'hui le Viêt-nam, demain la Thaïlande, les Philippines, ensuite, peut-être l'Europe.
Bir keresinde Filipinler'de gördüğüm bir rüyayı hatırlattı.
Ça me rappelle un rêve, aux Philippines.
Bu yüzden Filipinler'e bu adı verdik!
C'est les Îles Philippines.
Subic üssü, Filipinler, efendim!
À Subic Base, aux Philippines.
Oğlum, Filipinler'deki en berbat randevu evinin, en üst katında 6 sene geçirdim ben!
Mon vieux... j'ai vécu 6 ans au-dessus du bordel le plus dégueulasse des Philippines.
Okinawa. Filipinler.
Ils viennent d'Okinawa.
Filipinler romantik bir yer, değil mi?
Les philippines sont romantiques, hein?
Filipinler'de gönderdiğin iç çamaşırı dolu çanta Moskova'ya pek komik gelmedi.
Le sac de slips aux philippines, Moscou ne l'a pas trouve drole.
Bu arada ikinci cephede de Japonlar, Filipinler'de iki adanın daha kontrolünü ele geçirdiler. Ve Amerikan birliklerine doğru ilerliyorlar. Ben John Jenkins Londra'dan bildiriyorum.
Pendant ce temps, les Japonais ont pris le contrôle de deux îles des Philippines et progressent John Jenkins en direct de Londres.
Filipinler mi?
Des Philippines?
- Filipinler ne iş? - Bilmiyorum.
- Qu'y a-t-il aux Philippines?
Belki Libya, Nikaragua, Filipinler ya da Meksika.
En Iran, peut-être. En Libye. Au Nicaragua.
Şuna bak. Vietnam, Guatemala, Tayland, Filipinler, El Salvador.
" Vietnam, Guatemala...
Filipinler çok büyük olmamalı.
C'est petit, les Philippines!
Bir kez Filipinler'de cin çıkarma ayini yapmış.
Il a procédé à un exorcisme, aux Philippines.
1976 yılının Şubat ayında, Francis Coppola "Apocalypse Now'u" çekmek üzere Filipinler'e gitti.
En février 1976, Francis Coppola s'est rendu aux Philippines pour tourner Apocalypse Now.
Filipinler, Vietnam'daki araziye benzerliği sebebiyle lokasyon olarak seçilmişti.
On a choisi les Philippines comme lieu de tournage en raison de ses similarités avec le terrain du Vietnam.
Francis, Filipinler Cumhurbaşkanı Ferdinand Marcos ile anlaştı.
Francis s'est entendu avec Ferdinand Marcos, le président philippin.
Karşılığında, Filipinler'in güneyindeki komünist ayaklanmalarla savaşma ihtiyacı doğmadığı müddetçe, Francis, Marcos'un tüm helikopter filosunu kullanabilecekti.
En retour, Francis pourrait utiliser tous les hélicoptères de Marcos tant qu'ils n'auraient pas à combattre l'insurrection communiste dans le sud.
Ona Filipinler'de yapacağımız çekim üzerine geliştirmiş olduğumuz tüm bilgiyi verdim.
Je lui ai dit tout ce qu'on savait sur les tournages aux Philippines.
1 Mart'ta, Francis ve üç çocuğumuzla birlikte Filipinler'e geldim.
Le 1er mars, je suis allée aux Philippines avec Francis et nos enfants,
Kaldığımız yerden devam etmek üzere Filipinler'e geri döndük.
On est retournés aux Philippines pour continuer le film.
Buraya, Filipinler'e çıkıp gelmiş olan herkes, kendilerini derinden etkileyen, dünyaya ve kendilerine olan bakış açılarını değiştirmelerine neden olan bir şeylere takılmış gibi görünüyor. Kaldı ki, filmin gidişatında aynı şey Willard'a da oluyor.
Tout le monde qui est venu aux Philippines semble vivre une expérience qui les affecte profondément et qui change la vision qu'ils ont du monde ou d'eux-mêmes, et la même chose arrive à Willard dans le film.
Filipinler'de Quirino'yu, Guatemala'da Arbenz'i...
Renversé Quirino, Arbenz au Guatemala,
Filipinler halkı, Biz size..
Peuple des Philippines, nous vous présentons
FİLİPİNLER CEPHESİ ŞUBAT 1945
FRONT DES PHILIPPINES FÉVRIER 1945
Filipinler'de öğleden sonraları,.. ... odaya güneş vurmuşken,..
L'après-midi, aux Philippines, quand l'oreiller est humide et que le soleil brille dans la pièce, les rêves sont différents
Kuzey Kore'ye, Filipinler'e, Saigon'a giderdim- - - Kes sesini! Delirmişsin sen!
Mais c'est naturel qu'elle s'en aille.
Çok yakında bağımsız bir Filipinler Cumhuriyeti kurulacak.
Vous vous prenez pour un artiste, un révolutionnaire, l'amant de votre femme et le porte-parole des Américains.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]