English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ F ] / Flöre

Flöre traducir francés

154 traducción paralela
- Flöre. Sivri uçlu ince kılıç.
- Un fleuret, une fine épée.
Flore nehrin kenarında.
Va donc chercher Flore elle doit être prés de la rivière.
Evet, gidip onu bulayım.
Oui, oui, oui je vais aller chercher Flore.
Fakat seni tüm kalbimle seviyorum.
Et pourtant, je t'aime, Je te jure, je t'aime de tout mon coeur, Flore.
Adada bulduğumuz bitki ve hayvanlarla ilgili açıklama yapacağım.
Je présente la flore et la faune de l'île.
"Catskills'in Bitki Örtüsü"
"La flore des Catskills"...
Kendi gezegenlerinin bitkilerini tanıyorlarsa hiçte değil.
Pas s'ils connaissent la flore de leur propre planète.
Bitki ya da hayvan yaşamındaki atomik radyasyonun bir sonucu,... değişik bir uzaylı organizma, bir türün evrim geçirmiş hali, bunların hepsi olabilir.
C'est peut-être le résultat de la radiation atomique... sur la flore ou la faune... Un organisme étrange... Une sorte de mutation.
- Düşmanlardan mı koruyorsunuz?
- Vous protégez la flore de l'ennemi?
Çöl bitkilerinden birkaç örnek topladım.
Je viens de collecter des échantillons de la flore du désert.
O bitkileri inceliyordu.
Il examinait la flore.
Hayvan ve bitki türleri şehirlere girmeye başlamış.
Faune et flore envahissant les villes.
Bay Danışman, bitki örtüsü o gezegenin oksijen kaynağıdır.
La flore de cette planète est sa seule source d'oxygène.
Eğer tüm bitki örtüsü yok edilirse, insansı hayat da yok olur.
Si la flore est détruite, la vie humanoïde ne survivra pas.
Kirrary Bölgesinin Çiçekleri Charles Shaughnessy Derlemiştir
FLORE de la paroisse de Kirrary par Charles Shaughnessy.
Bana bu sabah bitkilerin dünyaya nasıl gideceği hakkında bir hikaye anlattı.
Ce matin, il m'a raconté qu'ils allaient réimplanter la flore sur Terre.
Bu inanılmaz edepsiz görünüşlü bitki Türkler tarafından birbirlerine karşı...
Ce spécimen de flore remarquablement cochon était utilisé par les Turcs pour se...
Burası bir zamanlar verimli bir otlaktı, ancak Pre-Namib 10bin yıldır yavaşça, öylece kuraklaşmakta, ve burada yaşayan hayvan ve bitkiler yağış miktarının yıllar geçtikçe gitgide azaldığı bir iklime uyum sağlamak zorunda kalmaktadır.
Jadis c'était de belles prairies mais depuis 10000 ans... le Pré-Namib s'est lentement asséché et la faune et la flore... ont dû s'adapter à un climat où les précipitations... sont de plus en plus rares d'année en année.
Ayrıca bu yolculuk, evimiz olan gezegenimizi paylaştığımız, bitkiler ve hayvanlarla ilgili bir hikaye de olacak.
Nous découvrirons aussi notre planète... avec sa flore et sa faune.
Başkan Kimba, bizim vahşi doğamıza, özellikle yerel kuşlarımıza olan ilginizi paylaşıyor.
Le Président Kimba partage votre intérêt pour notre faune... et notre flore, surtout nos oiseaux indigènes.
Futbol kulübü, golf kulübü, tenis, squash kulübü, flora ve fauna, filateli.
Club de rugby, société de golf, tennis, squash, flore et faune, philatélie.
-... yakından izleriz. - Evet, önceki gün tanıştığım yerel bitki örtüsü uzmanı sizinle aynı fikri paylaşmama neden oldu.
J'ai été présenté, l'autre jour... à un spécimen de la flore locale... qui m'encourage à être de votre avis.
Egzotik bitkiler ve hayvanlarla dolu.
Faune et flore exotiques...
Bütün bölgenin biyolojik profili üzerinde çalışıyorum.
C'est ma baie. Je fais le profil faune et flore de la région...
Efendim, Omicron Theta'ya varmamıza 20 dakika kaldı.
Planète de Classe-M. Faune et flore à base de carbone.
Neden?
Les graphiques de la flore.
Bu bir askeri harita, bitki örtüsü ve mantarlarla alakası olması olanak dışı.
C'est une carte d'État-Major. Ça m'étonnerait qu'elle signale la flore et les cryptogames.
Burada doğal kaynaklarımız var, toprağımız var, vahşi yaşam var hepsi kucaklanmayı bekliyor.
Nous avons des réserves naturelles, la faune, la flore, qui n'attendent qu'à être choyées.
Ha, evet insanların bitkileri yediği, yenilebilir-yaprak turu.
Où les gens mangent la flore comestible? Le Retour à la Nature.
Araştırılacak yeni bitki yaşamıyla dolu tam bir yeni Çeyrek var.
Il y a tout un nouveau quadrant et sa flore à explorer.
Burada bitki örtüsü ve hayvanları gösteriyorum.
J'indique la flore et la faune.
Tanırım. "Şifalı Bitkiler" i ezbere bilirim.
Je sais la flore par coeur.
Kaptan, yüzeye indiğimizde ne gibi bir şey ile karşılaşabileceğimizi bilmiyoruz.
Qui sait ce qu'on y trouvera, flore, faune, amis, ennemis...
"Apse Florasının Mikrobiyolojisi" ni düşündün mü hiç?
Avez-vous réfléchi à "La microbiologie de la flore de l'abcès"?
- Flore Şatosu'ndaydım tabii.
Au Château des Fleurs.
Böylece bitki örtüsüne insanoğlunun sorumsuzluğuna karşı bir şans verebileceğim.
J'aurai donné à la flore une chance... contre les déprédations irresponsables de l'homme.
Bu bir bataklık değil. Yerel bitki ve hayvan türleriyle kaplı bir ormanda duruyorsun ve bunu hep küçümsüyorsun.
C'est pas un marais, mais une forêt qui abrite une faune et une flore que ton ignorance t'empêche d'apprécier.
Lewis ve Clark'ın ensesinde olmamıza rağmen yeni karşılaştığım bitki çeşitlerini kayda geçirmeyi ihmal etmiyorum.
Bien que toujours déterminé à battre Lewis et Clark, je catalogue de nouvelles variétés de faune et de flore.
Nehirleri, okyanusları ve bitkisel hayatı ile gelişmiş bir gezegeni yararsız bir taş yığınına döndürdü.
Elle a changé cette planète vivante, avec ses fleuves, sa flore primaire, en un tas de cailloux.
Doğal yağlar, tropik meyveler... flora, hindistan cevizleri, ve koruyucu güneş kremleri..... tamamiyle güneşten koruyucu..
Huiles naturelles, fruits tropicaux, flore, noix, et écrans protecteurs. Une ligne de produits pour le soleil.
... buzul çağının son kalıntıları, dehşet uyandıran buzulların denize dev buz dağlarını saldığı cömert doğanın hayvan ve bitki örtüsüyle gözler önüne serildiği Amerika'nın keşfedilmemiş son bölgesine hoş geldiniz.
Bienvenue sur l'ultime frontière de l'Amérique... où les vestiges de la période glaciaire... que sont les imposants glaciers... libèrent des icebergs gigantesques dans la mer. Où la nature offre tout un éventail de flore et de faune... comme nulle part ailleurs, sur notre planète.
- Hayvanlar mı bitkiler mi?
- La flore ou la faune?
Şimdi artık resmen South Park'taki doğal hayatın ve balıkların sorumlususun.
Tu veilleras sur la faune et la flore.
Şimdi artık resmen South Park'taki doğal hayatın ve balıkların sorumlususun.
Tu veilleras sur la faune et la flore. Maintenant, tu as l'autorité.
Su, bitkileri ve hayvanları getirdi.
Elle amena la flore... et la faune.
Neyi görmüyorsun? Hiç hayvan yok, kuş yok, böcek yok, bitki örtüsüyle yarışacak hiçbir şey yok, bu muhteşem yer Tanrıların ilaç deposu.
Pas d'animaux, pas d'oiseaux, pas d'insectes, aucune rivalité avec la flore, un paradis de la pharmacognosie.
- Bu yaratıkların yaptıklarına göz yumamam ama bütün bu eşsiz bitki örtüsünün gelişmesi için bu tamamen mantıksızlık olur...
- Je ne tolère pas ce que son peuple a fait, mais pour que cette flore extraordinaire survive, il n'est pas déraisonnable d'envisager de...
Şu ilkel bitki örtüsüne bakın. Müthiş.
Regarde cette flore rudimentaire.
Bir coğrafya kuruluşuna adanın flora ve faunasına dair bir yazı vereceğim.
J'ìcris sur la faune et la flore de l'île pour une association ìcologique.
Flora ve fauna hakkında konuşuruz.
On parlera de la faune et de la flore.
Ohio'daki bir teknisyenin vajinasındaki Nocardia başkalarına bulaşıyormuş
Une panseuse de l'Ohio a transmis des bactéries de sa flore vaginale.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]