English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ F ] / Fredo

Fredo traducir francés

200 traducción paralela
Evet benim.
Fredo mes Bottes...
Şu an onun için çok zor.Ben Fredo'nun karısını yollarım.
C'est dur pour elle. Je t'envoie la femme de Fredo pour s'en occuper.
Fredo bana çocuktan bahsetti.
Fredo m'a dit pour le gosse.
Herkes sanırım er ya da geç bir görmelidir.
Lord Fredo, évidemment.
Kasap Fredo kaçmış.
Fredo le Boucher s'est évadé.
Kimse yok. Fredo hapiste.
Il y a sûrement personne.
Saçmalıktan başka bir şey değil.
Fredo est en cabane. Encore une qui croit aux fantômes.
- Fredo, Josépha'yı kaçırdı.
- Fredo a kidnappé Josépha.
Nasılsın, Fredo?
Comment ça va, Fredo? Mon frère Fredo.
Kardeşim Fredo. Bu Kay Adams.
Je te présente Kay Adams.
- Fredo, biraz meyva alacağım.
Attends, je veux acheter des fruits.
Ben de Fredo'yu Las Vegas'a yolladım. L.A.'lı Don Francesco'nun korumasındaydı.
J'envoie Fredo à Las Vegas sous la protection de Don Francesco.
- Yolla onları, Fredo.
Mets-les dehors.
Kötü zamanınızda Freddy'yi aldım ve şimdi beni atmaya çalışıyorsunuz!
Je te rends service, je prends Fredo quand tu as des ennuis, et tu me fous dehors!
Sebebi, kumarhanene para desteğinde bulunmamızdandı. Molinari ailesi de onun güvenliğini garantilemişti.
Tu as pris Fredo parce qu'on a banqué pour ton casino et que la Famille Molinari le protège.
Onun için mi ağabeyimi milletin önünde tokatladın?
Ainsi tu gifles Fredo en public?
Ve Fredo'nun...
Quant à Fredo...
Fredo ise...
Fredo n'est qu'un...
Fredo, seni orospu çocuğu, harika görünüyorsun!
Fredo, mon salaud! T'as l'air en forme!
- Fredo'nun eşi.
La femme de Fredo.
Fredo mu?
Fredo?
- Fredo, benim, Johnny Ola.
Fredo, c'est Johnny.
- İyi dinle, Fredo.
Écoute-moi bien.
Burayı kardeşim Fredo işletir.
C'est mon frère Fredo le patron, ici.
Oğul olmak kolay değil, Fredo.
Ce n'est pas facile d'être un fils.
Sen çingene değilsin, Fredo.
Tu n'es pas un romano.
Fredo'nun çanta dolusu para getirdiğini hissediyorum.
Mon 6ème sens me dit que ton frère a apporté l'argent.
Ağabeyim Fredo'yu tanımazsın.
Tu ne connais pas mon frère.
Senin olduğunu biliyorum, Fredo.
Je sais que c'était toi.
Fredo'yu sordum.
Je t'ai parlé de Fredo!
Zavallı küçük Fredo. Zatürree geçiriyor.
Pauvre Fredo, il a une pneumonie.
Ya, Fredo?
Et Fredo?
Fredo ile konuşacağım.
Je vais parler à Fredo.
- Seni her zaman kolladım, Fredo.
Je me suis toujours occupé de toi. Occupé de moi!
"Fredo'yu yolla, bunu yapsın, Fredo'yu yolla, şunu yapsın!"
Que Fredo fasse ci! Que Fredo fasse ça!
"Fredo saçma sapan bir gece kulübünün icabına baksın."
Que Fredo s'occupe de cette boîte minable!
"Fredo, git havaalanına, şunu al gel!"
Que Fredo aille chercher Untel à l'aéroport!
Fredo evde, annemizle beraber.
Fredo est auprès de maman.
Fredo'yu affedemez misin?
Tu ne peux pas pardonner à Fredo?
- Fredo'yu tanırsın.
Mon frère Fredo.
- Ben Fredo.
Moi, c'est Fredo.
Seni çağırıyor.
Frédo!
Hey, Fredo... Sen de ver.
Tiens, Frédo.
Değil mi Fredo?
Non, Frédo?
Andiamo, Fredo. - Paulie arabayı getirsin.
Appelle Paulie.
Fredo!
Je ne peux pas la tenir.
Sana tam yetki veriyorum.
Je te donne les pleins pouvoirs sur Fredo, ses hommes,
Fredo, adamları, Rocco, Neri, herkes senin emrinde.
Rocco, Neri, toute l'équipe.
Fredo, benimle gel!
Viens avec moi!
Fredo artık benim gözümde bir hiçsin.
Tu n'es plus rien pour moi.
- Üzgünüm, Fredo.
Rien à faire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]