Frenchy traducir francés
289 traducción paralela
Artık benim için çalışırsın Frenchy.
Et tu travailleras pour moi, Frenchy. Bien.
Bunu öğrenebilmek için 2000 basıyorum.Ne dersin Frenchy?
Mais pour en avoir le cœur net, je mets deux mille de plus. Hein, Frenchy?
Biraz daha dikkatli olamaz mısın Frenchy?
- Fais attention, Frenchy!
Önemli değil Frenchy.
- C'était un accident.
- Gördünüz mü işte?
Frenchy le sait.
- Bayan Frenchy, ben de çenemi kapalı tutmaya çalışıyordum. Silahların sebep olduğu gürültü patırtı...
J'essayais de plus entendre le bim-bam-boum de ces pistolets.
- Seni uyarıyorum Callahan!
Je te défie, Callahan. Je t'en prie, Frenchy.
- Yapma Frenchy. Ben Callahan değilim.
Je ne suis pas Callahan.
- Lütfen Frenchy!
Oh, je t'en prie, Frenchy.
Seni yendim mi Frenchy?
Frenchy, je t'ai battue?
Yapma Frenchy, veremem.
Ça manque de dignité.
- Çıkar şu pantolonu! - Yapma Frenchy! Ciddi olamazsın!
- Frenchy, tu le penses pas vraiment.
Frenchy!
- Oh, Frenchy! Frenchy!
Frenchy! İşte tanışman gereken kadın!
Tu dois rencontrer cette fille-là.
Hadi Frenchy!
Allez, Frenchy!
Hadi Frenchy! Kan ter içinde kalmışsındır.
Vous devez être claquée.
Frenchy ile gitmek gerek,
J'ai une fille, j'ai une fille qui marche comme une Frenchy
Frenchy ile konuşmak gerek,
J'ai une fille, j'ai une fille qui parle comme une Frenchy
Kent ve Frenchy ile yaşadıklarından sonra hangi yüzle çıkacaksın insanların karşısına?
Comment peux-tu rester après ce que t'ont fait Kent et Frenchy?
Bayan Frenchy'i, kendisini resmi olarak... görmek istediğimi söyleyebilir misiniz?
Dites à Mlle Frenchy que je voudrais la voir pour une affaire officielle. Oui, monsieur.
Bayan Frenchy!
Mlle Frenchy?
Frenchy, tatlım, o mavi elbiseyi biliyorsun değil mi?
Mlle Frenchy? Chérie, vous savez, la robe bleue... vous ne pouvez plus la porter.
- Nereye gidiyorsun Bayan Frenchy?
Où allez-vous?
Benimle dans eder misin Frenchy?
Si on dansait, Frenchy?
- Buyrun Bayan Frenchy!
- Oui, Mlle Frenchy?
Bayan Frenchy sizi acilen görmek istediğini söyledi.
Mlle Frenchy dit qu'elle veut vous voir tout de suite.
Hoşçakal Frenchy!
Au revoir, Frenchy.
- Pek sayılmaz Fransız.
- Pas trop, Frenchy!
Fransız'a söyledim, bu işle ilgilenmiyorum.
Je l'ai dit à Frenchy, je ne marche pas.
- Fransız'ı unutma. - Doğru. Sen, Harry ve Fransız.
Et Frenchy aussi.
Fransız'la birlikte gelen adamların teklifini kabul mü edeceksin?
Vous allez accepter l'offre des amis de Frenchy?
Bu işe hiç girmesen Fransız sana yardım etmez mi?
Frenchy pourrait vous aider, sans ça?
- Sen de o teknede ol Fransız.
- Tu y seras, Frenchy.
- Senin oralara yolum düşerse... - Uğrarsın. Adresimi Fransız'a bırakayım ki beni bulabilesin.
C'est ça, je laisserai mon adresse à Frenchy.
- Fransız, iyi şarkı söylediğimi düşünüyor.
- Frenchy voudrait que je chante.
- Lütfen Harry, yapacak mısın şu işi?
- Fais-le! - Non, Frenchy!
Fransız, şu leğeni buraya getiriversene.
Frenchy, la cuvette.
Fransız nerede?
Où est Frenchy?
Onu aşağı indir, yardım çağır.
Frenchy, emmène-la en bas.
Birazdan geliyorum Fransız.
J'arrive, Frenchy.
Frenchy, adamımsın.
Frenchy, t'es génial.
Mitch ve Frenchy almasın diye yaptım.
- Oui. Pour que Mitch et Frenchy l'aient pas.
- Seni bekliyorlar Frenchy.
Ils t'attendent, Frenchy.
Lily Belle seni arıyor. - Geri döneceğim Frenchy.
- Je reviens tout de suite.
Yendim mi Frenchy?
Pas vrai, Frenchy?
- Bu Frenchy!
- C'est Frenchy.
Bundan daha iyisini yapabilirsin. Botlleneck'in gerçek patronudur Frenchy!
Tu sais, le vrai chef de Bottleneck, c'est Frenchy.
Hadi ama...
Allez, Frenchy!
- Hadi Frenchy!
Hé, tonton!
Hadi Frenchy! Neden konuşmayı denemiyoruz?
On pourrait pas en discuter calmement?
Frenchy!
Frenchy!