Galápagos traducir francés
124 traducción paralela
Tıpkı Kalapagos Adaları'ndaki lav kertenkeleleri gibi.
Comme les lézards des Galápagos.
Jartiyer giyiyor ve sanki bir lav kertenkelesi gibi gözkapaklarının ardından nefes alıyor.
Il porte des jarretelles... et il respire à travers les paupières comme un lézard des Galápagos.
Galapagos Adaları.
Ce sont les îles Galápagos.
Efendim, Galapagos'a ulaştık.
On est arrivés aux Galápagos.
Sanırım o bir Galapagos yaratığı.
Un scarabée des Galápagos.
Sanırım Galapagos'a döneceğim.
Je crois que je vais retourner aux Galápagos.
Galápagos Adaları'na gidiyorum.
Je vais aux iles galapagos.
Galápagos Adaları mı?
Aux iles galapagos?
Kim seçti ve Galápagos Adaları'na gider?
Qui part comme ca aux iles galapagos?
- Galápagos nasıldı?
- C'etait bien Ies GaIapagos?
Charles Darwin hangi yıl Galápagos'a gitmişti?
En quelle annee charles Darwin est-il aile aux galapagos?
Ben, dünyanın tamamından izole edilmiş bir bölge olan Ekvator'dan 600 mil uzakta bulunan Galapagos Adalarında bir fotoğrafçılık görevindeydim.
J'étais en reportage dans l'archipel des Galápagos, à 1 000 km de l'Équateur, au beau milieu du Pacifique. Totalement à l'écart du monde.
Galapagos'un merkezinden Darwin and Wolf'e yeryüzüne güç bela çıkabilmiş iki denizaltı volkanına kadar 160 mil dolaştım.
J'ai parcouru 260 km à partir du centre des Galápagos, vers Darwin et Wolf, deux volcans sous-marins qui émergent à peine de l'eau.
Galapagos, köpekbalıklarının saygı duyulup korunduğu dünya üzerindeki en büyük deniz koruma alanlarından birine ev sahipliği yapmaktadır.
Les Galápagos abritent une des plus grandes réserves marines où les requins sont choyés et protégés.
Galapagos, Ekvator ve Kosta Rika'daki Cocos Adaları.
les Galápagos, en Équateur, et l'île Cocos, au Costa Rica.
Cocos'u kaçak avcıların ellerine bırakarak, Galapagos'a doğru güneybatıya devam ettik.
Direction sud-ouest, vers les Galápagos, en laissant Cocos aux braconniers.
Kosta Rika'dan 4 gün sonra 800 milin ardından Galapagos Adaları'na ulaştık.
À 4 jours du Costa Rica, 1 300 km plus loin, on arrivait aux Galápagos.
Galapagos, koruma altında olmasına rağmen ada sakinlerinin yiyecek amaçlı balık avlamalarına izin veriliyordu.
Bien que les Galápagos soient une réserve, la pêche est autorisée pour nourrir les habitants du cru.
Ekvator'da Galapagos'u koruma taraftarıydı fakat yasalar çok farklı bir şekilde yazılıp uygulanmıştı.
L'Équateur souhaite protéger les Galápagos mais entre une loi et son application, il y a parfois un gouffre,
Bu aralar Galapagos'daki en büyük baskılardan biri paraketecilikle ilgili.
Aujourd'hui, les pressions sont fortes aux Galápagos pour autoriser les palangriers.
Köpekbalıkları Galapagos'da her zaman korunmuşlardır.
Le requin a toujours été protégé aux Galápagos.
Şimdi Kosta Rika da köpekbalığı avlıyordu. Galapagos, köpekbalıkları için kalan son kalelerden biriydi.
Le Costa Rica se mettant au commerce d'ailerons, les Galápagos sont un des derniers bastions du requin.
Galapagos'da ki bütün hayvanların ve ekosistemin hayatta kalması okyanusa bağlıydı.
Tout l'écosystème des Galápagos dépend de l'océan.
Deniz çobanı Galapagos'dan kovuluyordu.
La Sea Shepherd était mise à la porte des Galápagos.
Sonra, Cocos ve Galapagos'u süzgeç endüstrisine karşı kaybettik.
L'île Cocos et les Galápagos étaient acquises au négoce de l'aileron.
Sola döndü ve Ekvator'u takip edip Galapagos Adası'na yöneldi.
Il tourne à gauche, en suivant l'équateur, et met le cap sur les îles Galapagos.
Tam o sırada bir galapagos gördü.
Il vit alors un cormoran.
Ardından bana Herman Melville'nin Galapagos Adaları'ndan Encantadas'ın tarifini okudu. Bana tarifi okudu ve oraya gitmemiz gerektiğini söyledi.
et il me lut la description par Melville... des lles Enchantées, les Galapagos... puis il me déclara que nous devions y aller.
Yapamadım, Sebastian beni bırakıp, tüm o kavurucu ekvatoral günü göremeyecek kadar karanlık olana dek yelkenlinin gözcü yerinde sahildeki o şeyi, izleyerek geçirdiği Encantadas'taki o son gün bile gerçeğin dehşetiyle yüzleşemedim.
Je refusais d'affronter l'horreur de la vérité... Même ce dernier jour, aux Galapagos... quand Sébastien me quitta... pour passer la journée entière sous un soleil tropical... au poste de vigie d'où il contempla le carnage sur la plage... jusqu'à la nuit.
İnanmayı reddettim ta ki geçen yaz aniden, oğlumun haklı olduğunu öğrenene kadar. Öğrendim ki, Encantadas'da bana gösterdiği şey korkunç, kaçınılmaz gerçekti.
Soudain, l'été dernier, j'ai appris que mon fils avait raison... que ce qu'il m'avait montré, aux Galapagos, était l'atroce... l'inéluctable vérité.
Bunu öğrenmek için Encantadas'a gelmemize gerek yoktu, değil mi?
Nul besoin d'aller aux Galapagos pour l'apprendre.
Galapagos Adaları.
Les lles Galapagos.
Galapagos Adaları EKVADOR
Iles Galapagos EQUATEUR
- Neydi şu şey? Galapagos... adaları hakkında bir şeydi.
Il était question... des îles Galapagos.
Ve Alphonse Mephesto, yedi götlü Galapagos kaplumbağası için.
Et Alphonse Mephesto, pour sa tortue des Galapagos à 7 culs.
Nil, Galapagos adaları, K2.
Le Nil, les Galapagos, le K2.
Gruptaki çiftlerden biri Galapagos Adası'na gidiyor.
Un couple qui joue avec nous va partir dans les îles Galapagos.
- Evet, Galapagos'tan dönüyorlar.
- Oui, ils reviennent des Galapagos.
Cumartesi günü, ıssız Galapagos Adalarında olacak.
Ce sera ce samedi sur les îles Galapagos.
Emrettiğiniz gibi, aynamı Galapagos'a devasa elektromanyetik darbe ateşleyecek şekilde ayarladım.
J'ai modifié mon miroir pour atteindre les Galapagos.
GALAPAGOS ADALARI
ÎLES GALAPAGOS
Daha sonra eşimle birlikte Galapagos Adaları'nda tekne turuna çıktık.
Puis mon épouse et moi-même... sommes partis en croisière aux Galapagos.
Galapagos Adaları hakkındaki şu hikâyenin sonunu anlatmalısın bana.
Il faut que vous terminiez votre histoire sur les îles Galapagos.
Galapagos'ta dalış yaparken, bana da olmuştu.
J'ai eu le même truc en plongée aux Galapagos.
Sence bir gün Galapagos'a gidebilir miyiz?
On ira aux Galapagos, un jour?
Yani, detektif, Darwin'in evrim teorisi için... en iyiyi bulmak için deneyler yaparken artık Galapagos'a gitmeye gerek kalmadı.
La théorie de l'évolution de Darwin, concoctée après son voyage aux Galapagos, ne s'applique plus sur terre.
Hep Galapagos'a gitmek isterdim...
- Je rêve des Galapagos...
- Galápagos Adaları
- Les îles Galapagos.
Stan, Galapagos Adaları'na gitmek seni heyecanlandırmaz mı?
D'accord, mais l'avion redécolle dans 30 minutes.
Tekneler, takımlarını bizimle bırakarak kaçtılar çünkü parakete takımları Galapagos'da yasadışıydı.
Les bateaux ont pris la fuite, la palangre étant interdite ici, nous laissant seuls avec les lignes.
Çünkü Galapagos'da parakete yasallaşmıştı.
Car les autorités avaient légalisé les palangriers.