English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Garber

Garber traducir francés

174 traducción paralela
Shelley, Teğmen Garber'i gördün mü?
Avez-vous vu le lieutenant Garber?
Baylar, sizi New York Ulaşım Kontrol Polis Departmanından... Teğmen Zachary Garber ile tanıştırmaktan mutluluk
Je vous présente le lieutenant Zachary Garber, de la police du métro de New York ou T.A.
- Garber, senin sorunun ne?
T'inquiète.
Benimle uğraşma Garber.
M'emmerde pas.
Sorun değil, Teğmen Garber.
Ca ira, lieutenant Garber.
Garber'dan Patrone'ye. Garber'dan Patrone'ye
Garber à Patrone.
- Ben Teğmen Zachary Garber Ulaşım Kontrol Polisi.
Lieutenant Zachary Garber de la police du métro.
- Garber!
- Garber?
Garber!
Garber?
- Sizi duydum, Garber.
- Je vous reçois.
Garber. Cevap ver, Garber.
Garber.
Cevap ver, Garber.
À toi, Garber.
- Ben Garber.
- Ici Garber.
Pelham 1-2-3, ben Garber.
Pelham 1 23, ici Garber.
Garber, burası Pelham 1-2-3.
Ici Pelham 1 23.
Pekalâ Garber.
Très bien.
İyi iş, Garber.
Bon travail.
Halâ orda mısın Garber?
Vous êtes toujours là, Garber?
Ben Garber.
Ici Garber.
Cevap ver Garber.
A vous, Garber.
Ben Garber'la konuşacağım.
Je vais parler à Garber.
Beni duyuyor musun, Garber?
Vous me recevez, Garber?
'Yeşil'in altını çiziyorum Garber.
Verts, j'insiste.
Garber, sen elektriğin tamiriyle ilgilen.
Occupe-toi de rétablir le courant.
Hey, Garber, neler oluyor?
Bon alors?
Garber? Aklıma kötü bir şey geldi.
Je viens d'avoir une idée atroce.
Pelham 1-2-3. Ben, Garber.
Pelham 123.
Cevap ver lütfen.
Ici Garber.
Evet, Rico. Ben Garber.
Ici Garber.
- Garber'a ne oldu?
- Et Garber?
- Bu konuda yanılmıyor olsan iyi olur, Garber.
- J'espère que vous avez raison, Garber.
- Teğmen Garber?
- Lieutenant Garber?
Bu, Teğmen Garber.
Voici le lieutenant Garber.
- Ben Len Garber, avukatınız.
- Len Garber, avocat désigné d'office.
Alo? Bay Len Garber lütfen.
M. Len Garber, je vous prie.
- Garber burada mı?
- Bon, est-ce que Garber est ici?
- Garber'ı hemen görmek istiyorum.
- Je veux voir le Lieutenant Garber.
- Teğmenin onu sorgulaması lazım.
- Le Lieutenant Garber veux l'interroger.
Teğmen Garber tehlikede olmadığımı söylemişti.
Le lieutenant Garber a dit qu'il n'y avait pas vraimment de danger.
Garber şahide her şeyi söylemiyor.
Garber n'a pas été clair avec le témoin.
Onu teşhis edersem hapse girip bir daha çıkamayacakmış. Garber öyle dedi.
Garber a dit qu'après l'identification ils l'enfermeront puis jetteront la clé.
Teğmen nasılsınız?
Lieutenant Garber, ça va?
Teğmenle konuşurum, tamam mı?
J'en parlerai au Lieutenant Garber, d'accord?
- Sayın Yargıç, BirIeşik DevIetIeri iIe Lawrence Garber arasından dava.
- Votre Honneur, j'appelle l'affaire des États-Unis contre Lawrence Garber.
- Garber kameralı adamı yakalayın hemen.
- Garber, occupe-toi du type à la caméra.
Garber, nerede?
Garber, où est-il?
Garber, durum raporu!
Garber! Au rapport!
"Gecenin Kraliçesi" filiminden "Hiçbir şeyim yok"
"Je n'ai rien", de "Reine de la nuit", par Nancy Garber...
Bay... Bay Garber başını hiç yasalarla derde sokmamış.
M. Garber n'a pas de problème avec la justice.
- Hey Garber. - Evet?
Garber!
Tamam, efendim. Ben Garber.
Ici Higgins, de New York.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]