English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Geldin mi

Geldin mi traducir francés

4,068 traducción paralela
- Geldin mi dostum?
C'est toi, bonhomme?
- Geldin mi?
- Tu es là? - Oui.
Yani, demek istediğim, sen benimle yaşıyor gibisin. Birbirimizi'eve geldin mi?
Tu vis déjà pratiquement chez moi et on s'appelle pas pour dire : "t'es déjà rentré?".
Geldin mi hemen?
Tu es déjà rentré?
Wilden ile görüşmek için geri geldin mi?
Es-tu revenue pour t'expliquer avec wilden?
- Geldin mi?
- C'est bon?
Yani, buraya bana kelek attığın için özür dilemeye ve hazır bunu yaparken arkadaşına da ihanet etmeye mi geldin?
Alors tu es venu ici pour t'excuser de m'avoir ridiculisée et, pendant que tu y es tu ridiculises ton amie?
Amerika'ya bu şeklide mi geldin Han?
C'est comme ça que t'as atteint l'Amérique Han?
Tüm yolu köpeğine isim koyduğunu söylemek için mi geldin?
Tu as fait tout ce chemin juste pour me dire que tu as nommé ton chien?
Peki, yani sen de 7 saat araba kullanıp New York Şehri'ne geldin öyle mi?
Donc vous avez conduis 7 heures jusque New York City?
Sadece sen mi geldin?
C'est juste toi?
- Erken mi geldin?
Es-tu à l'heure?
Yoksa elindeki kanı temizlemeye mi geldin?
Ou êtes-vous venue pour laver votre conscience?
Sen de buraya geldin işe uygun olmadığını bile bile dosyayı aldın, işi kabullendin öyle mi?
Donc, vous avez débarqué ici, vous avez pris l'enquête, vous avez pris ce boulot, sans être certain d'aller au bout?
Bana tekrar vurmak için mi geldin?
- Tu viens encore me frapper?
Yani, sen.. Buraya beni geri kazanmaya çalışmak için mi geldin?
Tu es revenue pour me reconquérir?
Binadaki herkesi rahatsız edip de mi geldin?
Vous avez déjà énervé pas mal de monde ici aujourd'hui?
- Yangın söndürmeye mi geldin Hetty?
Ne serais-ce pas le moment d'éteindre le feu, Hetty? Eteindre le feu?
Beni Cennet'e götürmeye mi geldin?
Vous allez m'emmener au Paradis?
- Anne ve babanla birlikte mi geldin?
- T'étais avec tes parents? - Oui.
Daisy buraya Alfred'i görmemek için mi geldin?
Daisy, est-ce que tu éviterais de voir Alfred?
O yüzden bana geldin, değil mi?
Voilà pourquoi tu as couru vers moi, non?
Buraya... buraya beni kurtarmak için mi geldin?
Vous- - vous êtes là pour me sauver?
Buraya benim için mi geldin?
[grognements] Tu es venu ici pour moi?
Yine de işe geldin, öyle mi?
Et tu es venue?
Buraya bu yüzden mi geldin?
C'est pour ça que tu es venue ici?
Yani burada sadece Rebekah'nın tedaviyi almasına yardım etmeye geldin değil mi? Bu da tam da lisenin en duygusal gecesine denk geliyor.
Donc tu es juste ici pour aider Rebekah à avoir le remède, à ce qui semble être la nuit la plus sentimentale du lycée?
İş için mi geldin yoksa nişanlımla kız kıza takılmak için mi?
Tu es là pour affaires ou pour un autre rendez-vous féminin avec ma fiancée?
Gizemli davetsiz misafirimizle ilgili yeni bilgiler vermeye mi geldin?
Détective.
Matbaa işlerinde belirli bir seviyeye geldin, değil mi?
Vous êtes parvenu en passant par du travail d'imprimerie?
Sevgilinin mucize bebeğini görmeye mi geldin?
Tu viens voir le bébé miracle de ton petit ami?
Bunca yolu bana bunu söylemek için mi geldin?
Tu as fait tout ce chemin juste pour me dire ça?
Erken mi geldin?
Tu es rentré plus tôt?
- Para için mi geldin?
Tu es là pour l'argent?
13 yıllık ayıklıktan sonra... Tek yapabileceğim 8.00'de hoş geldin yazılı yeni rozetimi alabilmek olur, değil mi?
13 ans de sobriété juste... je peux juste recommencer de zéro à 8 H 00, non?
Bunu söylemeye mi geldin? Forli de doğmuştum, unuttun mu?
Je suis né à Forli, avez-vous oublié?
Yine aynı şeyi söylemeye mi geldin?
Et maintenant tu te présentes pour me dire la même chose?
Ellerini kirletmeye mi geldin Hank?
Tu te salis les mains, Hank?
Bunu söylemek için mi geldin diye sordu.
Il m'a demandé si c'est pour ça que j'étais là-bas.
- İptal etmek için mi buraya kadar geldin? - Evet.
Et tu es venu juste pour annuler?
Yine santaj yapmaya mi geldin?
Tu es là pour recommencer?
Görüsme yapmak için mi geldin?
Tu es là pour un entretien?
Jeff'i öldürmek için mi geldin?
Es-tu ici pour tuer Jeff?
Kız arkadaşını görmeye mi geldin?
Tu viens voir ta petite amie?
O başka zaman için mi geldin?
Tu viens manger ce morceau dont on parlait?
Afganistan'dan geldin ve bağımlı oldun, değil mi?
Vous êtes revenu d'Afghanistan et vous êtes accoutumé, n'est-ce pas?
Sen buraya korunmak için mi geldin?
Vous êtes venu ici pour une protection?
Buraya, bundan uzak durmamı söylemek için mi geldin?
Pour me dire de rester en dehors de ça?
Buraya o yüzden mi geldin? Hayır. Burada oturuyorum.
Non, j'habite ici.
Bir hoş geldin komitesi mi lazım?
Un comité d'accueil?
CIA'nin güvenli evine bir taksiyle mi geldin?
Tu as pris un taxi pour venir dans une planque de la CIA?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]