Gentille traducir francés
7,582 traducción paralela
Çok tatlı, zekiydi ve birbirimizle uyuşuyorduk.
Gentille et intelligente. et le courant passait vraiment bien entre nous.
Bu bana şimdiye kadarki söylediğin en tatlı şey.
C'est la chose la plus gentille que tu m'as dit jusqu'à maintenant.
Birinin bana söylediği en güzel şey bu. Çok teşekkür ederim.
C'est la chose la plus gentille que j'ai jamais entendu, tellement merci!
Sadece izlenimlere bakıyoruz.
Je ne sais pas. Elle semblait gentille.
Kibar ol, dedektif.
Soyez gentille, inspecteur.
Bana iyi davranırdı.
Elle était gentille avec moi.
Güzelce konuştuğumuzu sanmıştım.
Je pensais que nous aurions une gentille conversation.
Biliyor musun, çok nazik olabilirim.
Tu sais, je peux être tellement gentille.
Peki, uçakta benim oturduğum yerden... ki orası 4-A koltuğu, birinci sınıf sıcak havlular, sıcak kuruyemiş, bir ateşli ve bir de nazik hostes...
D'où je suis assise... dans l'avion, qui est le siège 4-A... première classe, serviette chaude, cacahuètes chaudes, une hôtesse de l'air sexy et une hôtesse de l'air gentille.
Yok ettiğin ilk ufak kelebekten başlayabilirim. Köyümüzdeki genç ve güzel dul kadın sen hâlâ insanken gözüne takılmıştı.
Je peux commencer avec le premier petit papillon que tu as détruit, la jeune gentille veuve de notre village qui t'a marqué alors que tu étais encore humain.
Kıymetlerini bilirim. Çok naziksin ama senden asla böyle bir şeyi isteyemem...
Oh, tu es trop gentille, mais je ne peux pas te demander ça.
Evet, biliyorsun işte, kız tatlı, güzel ve çok nazik.
elle est mignonne et super gentille.
Ben sadece beni iyi düşünmelerini sağlamayı deniyordum.
Enfin j'essaye d'en trouver un qui me fasse passer pour la gentille.
Tatlı kedicik.
D'accord, gentille minette.
Tatlı kedicik.
Gentille minette.
Sana karşı iyi mi davranıyor? Tamam, anladım.
Tu veux dire qu'elle est de nouveau gentille avec toi?
çok tatlıydı...
Elle était gentille...
Bu hoş bayan yeni anneciğin.
Cette gentille dame est ta nouvelle maman.
- Mabel hoş birisi. Ona da çok iyi uyacaktır. - İyi.
- Elle est gentille, elle lui convient.
- Leydi iyi biri ve Rose'a bayılıyor.
- Elle est gentille et adore Rose.
Aferin kızıma.
Gentille fille.
Lütfen... nazik ol.
S'il te plaît... soit gentille.
Tatlı kız.
Gentille fille.
Tanıdığım en tatlı insan benim ya.
Je suis la plus gentille personne que je connaisse.
Tek yapman gereken herkese gerçekte ne kadar iyi olduğunu göstermen.
Tout ce que tu as à faire c'est montrer aux gens à quel point tu es gentille.
Peki, sen... sen de zeki, hoş ve... güzel ve...
Eh bien, t'es... t'es intelligente et gentille et... belle et...
Rob'a göre, her zaman da söylediği gibi iyi bir kadınla evlenmek istemiştir.
À la décharge de Rob, il a toujours dit qu'il voulait s'installer avec une gentille femme.
Tekliflerinin sadece bana ulaştığından emin olmak için.
Pour être sûr que votre gentille offre ne concerne que moi.
Çok iyi davranıyorsun, strawberry shortbus.
Tu es trop gentille,
Biz asla iyi oynamayız.
On a jamais été supposé la jouer gentille
Ve iyiyi oynamıyordu, gerçekten iyiydi.
Et être vraiment cool, n'est pas faire semblant d'être gentille, mais l'être réellement.
Kibarlık ediyor sandım.
Je croyais qu'elle était gentille.
Ama bunun gerçekten işe yaramasını istiyormuşum gibi iyi ve kibar olacağım.
Mais je commencerais juste à être vraiment gentille et polie, Comme si je voulais vraiment que ça marche.
Zor zamanlar geçirmiş ama iyi bir çocuk.
Elle a vécu des moments difficiles, mais elle est une gentille gamine.
Sen iyi bir çocuktun.
T'es une gentille fille.
Evet, iyi birisiydi.
C'est une gentille fille.
Bu kadar yıl uslu bir kız olmadım mı?
Toutes ces années, je me suis comportée comme une très gentille fille, non?
Çok tatlı biri, yardımı dokunacağını düşünüyorsun biliyorum ama analitiksel açıdan onun burada olmasındaki amaç ne?
Elle est gentille. Je sais que tu penses qu'elle peut aider, mais d'un point de vue complètement analytique quel est son rôle ici?
Senden önce sizden çok kişi ile tanıştığını sanmıyorum ama Ruth içinden geçeni söyler ama iyi bir kadındır ve burada tutunmana yardım eder.
Elle n'en a sûrement pas rencontrés beaucoup avant vous. Ruth dit ce qu'elle pense mais c'est une gentille femme, et elle peut vous aider ici.
Sessiz bir kız olmamı.
Une gentille fille.
Herkes gergin durumda. Bilmiyoruz ki iyi midir, kötü müdür diye. Tehlikede miyiz?
Tout le monde est un peu à bout, de ne pas savoir, si elle est gentille, ou si elle est mauvaise, si nous sommes en danger.
Lisa güzel bir kızdı.
Lisa était une gentille fille.
Bu tatlı kız.
Cette gentille fille.
Ben senin arkadaşın ve olmaya çalıştım Bir gün size güzel.
J'ai essayé d'être ton amie et d'être gentille avec toi pendant une journée.
Rachel sana karşı her zaman kibardı.
Rachel n'a toujours été que gentille avec toi.
Danışmanlar, arkadaşları hepsi Hannah'ın iyi bir kız olduğunu, sorunsuz, akıllı, yüksek notlu ve sevgilisiz olduğunu söylüyor.
Les conseillers, ses amis, tous disent qu'Hannah est une gentille fille Pas de problème, intelligente, bonne moyenne, pas de rendez-vous.
- Felicity zeki, hoş ve güzel biri.
Felicity est intelligente, gentille, et jolie.
Sydney'in iyi tarafını göremediğiniz için üzüldüm çünkü harika bir kızdır o.
Je suis désolée que vous n'ayez pas vu le meilleur côté de Sydney, parce que c'est une gentille fille.
Bayan Reese bize şeyden bahsetti ona kibar davranmadığından, bir şeyler söylediğinden.
Mme Reese nous l'a dit, euh... Que tu n'es pas très gentille avec elle, que tu lui as dit des choses.
Sen iyi bir kizsin.
Tu es une gentille fille.
Karen'a ne olduğunu gördün.
Ils ont transformé une gentille fille en un monstre.