Gençsin traducir francés
1,190 traducción paralela
Canım, sen hâlâ çok gençsin.
Écoute, chéri, tu es encore jeune.
Çok gençsin.
Tu es trop jeune.
Yaşlanmak böyle bir şey işte. Ama sen gençsin. Tüm dünyayı fethedebilirsin.
C'est la vieillesse, elle, toi qui es jeune tu peux conquérir le monde...
Hi, gençsin ve sağlığın da yerinde.
Hi, t'es jeune et en bonne santé.
- Çok gençsin.
- Tu es trop jeune.
Daha gençsin, ama senin babanın okuduğu her şey inan bana doğru.
Vous êtes trop jeune, mais tout ce que votre père a lu, c'est vrai.
Yani, gençsin, güzelsin.
Tu es jeune, tu es jolie.
Dert etme. Gençsin.
Continue, t'es jeune et fort.
Gençsin, bekarsın, başarılısın.
Vous êtes jeune, célibataire... tout vous réussit.
Sen gelecek vadeden bir gençsin, Todd.
Tu es un jeune homme très brillant.
Bak, burada ne kadar gençsin, Clara.
Regarde comme tu es jeune, là, Clara.
Daha gençsin.
Retourne à Rome. Tu es jeune.
- Bu kadar endişelenmek için çok gençsin.
- Tu es trop jeune pour t'inquiéter autant.
Bu kadar zorlanmak için çok gençsin.
Vous êtes trop jeune pour parler de cette façon.
Bunları düşünmek için çok gençsin.
C'est trop tôt, Pavel.
Cömert bir gençsin, Alex.
Quelle générosité, Alex!
Birşeyler yaratman gerekiyor. Senin sabrına da inanamıyorum. Hâlâ gençsin.
Sans oublier que tu es encore jeune.
Çok gençsin falan ya.
Rapport à votre âge et tout ça.
Daha çok gençsin ve ben seni seviyorum.
Tu es encore jeune. Je t'aime.
Ondan gençsin.
Vous ètes plus jeune que lui.
Walker'ın ailesiyle ilgili yüz kızartıcı gerçeği bilemeyecek kadar gençsin.
Tu es trop jeune pour connaître la vérité sur la famille du jeune Walker.
Gençsin, aptalsın, kötüsün.
Tu es jeune, stupide et méchant.
Diyorlar ki gençsin, gençlik aşkı bu
Ils disent que notre amour est Mais personne ne sait
İşin var. Yeteneklisin. Gençsin.
Tu as ton travail, beaucoup de talent, tu es jeune.
Gençsin, dinamiksin, bir direk gibi diksin muhteşem iki gözün var.
Vous êtes jeune, frais, droit comme un "i" avec 2 yeux superbes.
Sen gençsin.
Ces jeunes...
- Çok gençsin.
Tu devrais être à l'école.
Sen daha çok gençsin
Tu es bien trop jeune.
Çok gençsin.
Vous êtes si jeune.
- Evlenmek için çok gençsin.
Tu es trop jeune.
Dünür olamayacak kadar gençsin.
Trop pour être embelli.
Daha gençsin.
Tu es jeune.
Gençsin, aptalsın, için kıpır kıpır. Biliyorum.
Jeune con, et débordant de foutre.
Sen çok gençsin ve çok safsın.
Vous êtes très jeune mon ami. Très naïf.
Çok gençsin ve bütün sınırların farkında değilsin.
Tu es jeune et tu ne connais pas les limites.
Yanıldığımı kabul ediyorum. Güzelsin, zekisin ve gençsin. Başka?
Je suis face à une belle et intelligente jeune femme.
biliyordum! sen o pazardaki gençsin.
- Tu es bien le garçon du marché!
Sen de örnek adamın sahip olabileceği en azgın gençsin.
Et vous êtes la personne la plus sexy... qu'un exemple puisse suivre.
Çok gençsin.
Ah, cette jeunesse!
Gençsin güzelsin çekicisin...
Si jeune... Si bonne... Si belle...
Sen gençsin, çabuk iyileşeceksin.
Quand on a la jeunesse pour soi, on est vite retapé.
Kızları düşünmek için daha çok gençsin. Özellikle de o kızı.
T'es trop jeune pour penser aux filles, surtout à celle-là!
İçip içip düşüncelere dalmak için çok gençsin.
Tu es trop jeune pour ruminer dans ta bière.
Daha gençsin.
T'es trop jeune.
Çok gençsin ama o çocukların babası olabilirsin.
Vous êtes trop jeune mais vous pourriez être leur père.
Hala çok gençsin.
Tu es jeune.
Ben yaşlıyım, sen gençsin. Bu iğrenç.
Je suis vieille, tu es jeune, c'est dégoûtant!
Gençsin, ama yaşlısın.
Tu es jeune, mais tu es vieux.
Bunun için çok gençsin.
Tu es trop jeune pour ça.
Henüz çok gençsin.
Je veux dire, tu es jeune.
Gençsin.
tu es jeune.