English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Ghb

Ghb traducir francés

280 traducción paralela
Pekâlâ. Ot, kokain, taş kokain, GHB, Rolaids, hepsi var.
( Dorian ) Etre "vraie" ça veut dire ressembler à une vraie femme.
Alkolle GHB'yi karıştırmışlar.
Overdose d'alcool et de GHB.
GHB aldıklarını bilmiyordum.
Je ne savais pas qu'ils prenaient de la GHB.
Sanırım biri bana uyku ilacı falan yutturdu.
Je crois qu'on a mis un GHB dans mon verre.
GHB
Du GHB.
Hiç hap almıyorsun değil mi?
Tu aurais pas du GHB?
Neden elinde bu kadar çok GHB bulundurduğunu açıklayabilirsin.
Bien. Vous pourrez leur expliquer pourquoi vous garder un flacon entier de GHB chez vous.
Mikroskop altında neredeyse GHB'den ayırt edilemez.
Même sous un microscope on ne peut le différencier du GHB.
Bu adamı alman lazım Aşırı dozda GHB yüzünden..
Arrêt respiratoire après overdose de "G.H.B."
Carter arkadaşına bakıyor.Alkolle GHB'yi karıştırmış olabilirler diyor.
Carter se charge de son ami, il pense qu'ils ont mélangé de l'alcool avec du "G.H.B.".
Muhtemelen alkolle aşırı dozda GHB'yi karıştırmış.
- C'est un mélange entre alcool et G.H.B.
O GHB yüzünden oldu değil mi?
- C'est ce liquide G.H.B. n'est-ce pas?
Öğretmenliğe başlamadan önce.
On a trouvé des traces de GHB dans ses urines.
Çok kötü ebeveynlerdi. Onlara da söyledim.
Parce qu'on a trouvé du GHB dans votre organisme.
Neden kovuldum sanıyorsunuz?
C'est quoi, le GHB?
Ashley'yi yanımda tutmak istemedim.
Maintenant, c'est le GHB.
Ama Ashley hâlâ o evde.
- Il peut toujours. Si on relie Joe au GHB, on peut l'arrêter.
Üstümde doktor gömleği vardı. Beni ne sandılar ki? Kılık değiştirmiş bir gazeteci.
Le GHB est souvent maison, avec des dissolvants et des décapants comme composants de base.
- Derste konuşuyor ve öbür öğrenciler onunla konuşmayınca kızıyor. İlgi istiyor. İyi ya da kötü ilgi, fark etmiyor.
Hank Ludlow, je vous arrête pour détention de GHB, substance illégale.
Hep hava atar. İlgi çekme kazaları. Peki bu konuda ne yaptınız?
Je vous arrête pour détention de GHB et le viol de Kelly D'Leah.
Zaten pek eğlenceli biri değildi.
La détention de GHB est un grave délit, vu votre casier. Quel casier?
Manhattan Aile Mahkemesi 25 Ocak Salı Sayın Yargıç, James Woodrow. Ricki Austin ve Jared Black aleyhine verilen kararda çocuğun ailesine verilmesini talep ediyorum.
Sous le titre "Philtre d'amour", il y avait une formule de GHB qui correspondait parfaitement au GHB retrouvé dans le sang de Kelly D'Leah.
GHB evde yapılan bir şeydir.
Un journaliste déguisé.
Hank Ludlow yasak bir madde olan GHB bulundurmaktan tutuklusun.
Elle veut toute l'attention. Positive ou négative, peu importe. Elle se bagarre à la moindre provocation.
GHB bulundurmaktan ve Kelly D'Leah'ye tecavüzden tutuklusun.
Comment vous gérez? Quand elle dérange la classe, elle va sur les marches.
GHB de bunun anahtarıydı. Maddelerin izini sürdük. Onları senin karıştırdığını biliyoruz.
Dites-moi qui mérite plus mon attention, votre seule gamine ou mes trente battus?
Aşk İksiri başlığının altında Kelly D'Leah'nin kanında bulunan GHB'nin formülü vardı.
Je demande l'application du 10-28 pour la restitution de la mineure à ses parents. Bien, je vous écoute. Madame la juge...
Raves'de Ex hapı satılıyor. Satıcılara çok para kazandırıyor.
Dans les raves, on vend X, GHB, kétamine, ça rapporte.
Senin oraya biraz GHB ve biraz... cam götürmeni istiyorum?
Vas-y avec des GHB et des acides.
GHB izleri varmış.
Il avait des traces de GHB dans l'organisme.
Termosu test ettik. GHB izleri bulduk.
On a analysé le thermos et trouvé des traces de GHB.
Arabada bulduğunuz o şişe, mavi sümük doluydu. Gıda boyalı GHB.
Un flacon plein de boulettes bleues.
Randevu tecavüzü uyuşturucusu.
Du GHB coloré, la drogue du viol.
Garajınızda GHB bulduk da. Güzel Hanım Bıçağı.
On a trouvé du GHB dans votre garage.
Danny'ye GHB verilmiş.
Danny a été empoisonné au GHB.
GHB'nin tek bileşenini bulabildik, o da her laboratuvarda bulunabilecek bir madde.
Mais on a trouvé qu'un seul composant de GHB, de l'hydroxyde de sodium, et on en trouve dans chaque labo.
Kampüsün başka yerinde GHB bulduğunuz oldu mu?
Vous avez déjà trouvé du GHB ailleurs sur le campus?
İki hafta önce Başöğretmen Brooks'a GHB teslim edilmiş.
Du GHB a été confié au directeur il y a deux semaines.
Kampüs güvenliğinin raporuna göre geçen ay avluda GHB bulunmuş ve size teslim edilmiş.
Un rapport de sécurité dit qu'on a trouvé du GHB sur le campus le mois dernier, et qu'il vous a été remis.
Bu büroda bulunan GHB'nin bileşimi Danny Kleiner'ın ölümüne yol açan GHB'nin bileşimini tutuyor.
La composition du GHB trouvé dans le bureau correspond à celle du GHB qui a tué Danny Kleiner.
Babam güvenliğin GHB bulduğunu söylemişti.
Mon père m'a dit que la sécurité avait trouvé du GHB sur le campus, il y a deux semaines.
Güç ve para her şeyi yok edebilir.
Le graphique de gauche représente le GHB trouvé dans les urines de la victime.
Acil durum.
Grâce au GHB.
Yanılıyorsun.
Le GHB agit comme un stupéfiant, il désinhibe la personne et la rend extrêmement malléable.
Çünkü kanında GHB bulundu.
Je leur ai dit, c'est pour ça qu'ils m'ont viré.
GHB nedir?
- On a la vraie raison.
Ya da hâlâ geçiriyordur. Joe'nun GHB'yi verdiğini kanıtlarsak onu tutuklayabiliriz.
Dites-nous qui lui fait du mal.
GHB sarhoşluk yaratarak, kişinin karşı koyma dürtüsünü ortadan kaldırır ve kişiyi tamamen savunmasız yapar.
Je t'offre un café.
GHB'nin parti uyuşturucusu olduğunu sanırdım.
Je pensais que c'était une drogue festive.
Ana Madde :
Elle a mal tourné. GHB ACIDE GAMMA HYDROXYBUTYRIQUE
GHB.
Du GHB.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]