Girdim traducir francés
4,693 traducción paralela
Telefonu kapadıktan sonra hemen içeri girdim
Juste après avoir raccroché je suis entré dans le magasin...
Böylemi düşünüyorsun? Odalarına girdim ve kamera mı yerleştirdim?
Que je suis allé là-bas, que j'ai installé une flopée de caméras là-dedans?
İçeri girdim ve çıktığımda o kaybolmuştu.
Je suis entré et je suis ressorti, et elle avait disparue.
Tamamen sen ortaya çıkmadan önce bu problemin içine girdim.
Je l'avais déjà jusqu'au cou avant que t'arrives.
Yine yanlış yola girdim, özür dilerim.
J'ai retrouvé la route, désolée.
Kardeşim uyuya kaldı ama ben babamla iddiaya girdim.
Il s'est endormi et il a bavé.
Arkadaşımla iddiaya girdim de...
J'ai parié avec mon pote.
İşe girdim.
- J'ai un travail.
- Evet, girdim.
Oui.
- Gruba girdim mi?
- Donc j'en suis?
içeri kendim girdim
Je me suis permis d'entrer. - Allo.
Onun takımıyla seyahat etmek için takıma girdim
J'étais toujours en vadrouille avec son équipe.
Tüm herşeyimle buna bahse girdim, Jess.
Cette course, c'était tout pour moi!
46 yaşındayım, daha yeni 46'ya girdim.
J'en ai 46- - Je viens juste de les avoir et- -
Ben girdim ama.
J'y suis allé.
Peki 20 yıl boyunca kaç kez çıkmaza girdim biliyor musun?
Je me débrouille au bout de 20 ans de galères.
Motorlu Taşıtlar'ın veritabanına girdim.
Je suis dans la base de données du Ministère des Véhicules à Moteur.
Girdim.
Oui.
Bu yarışa girdim çünkü hükümet yasaları geçiştiriyor.
Je suis entré dans la course parce que le gouvernement contourne la loi.
- Ben şey, manyak hissediyorum sanki kırmızı hapı yuttum ve Matrix'e girdim.
C'est dingue! J'ai l'impression d'avoir avalé la pilule et d'être dans Matrix.
Yani kapı açıktı ; ben de yardım edebilir miyim diye içeri girdim.
La porte était ouverte.
Seni tanıdığım için meşhur havalarına falan girdim.
- Je me sens presque célèbre. Parce que je te connais, tu vois.
Öfkeli ereksiyon haline girdim mi onları okuyorum yani.
Je les lis vraiment, tu sais, quand je suis d'humeur pour une érection de haine.
Harleen'e ateş etti, ama ben araya girdim.
"Il a visé Harleen... mais je suis intervenu."
Çatışmaya girdim.
Engagez le tir.
50 yaşına girdim ve iyiydim. Bir derdim yoktu.
J'ai atteint 5O ans et tout allait bien, C'était cool.
Hapse girdim, Frankie.
J'ai été en prison, Frankie!
- Girdim.
- J'y suis.
- Girdim.
J'y suis.
- Ama çıkmaz sokağa girdim.
Mais je me trouve Dans une impasse.
Odana girdim. ~
" j'entre dans ta chambre
Girdim.
Mais oui.
Sonra karavan lastiği satışına girdim.
Puis, je me suis lancé dans les pneus de V.R.
Bir yaşıma daha girdim!
Si on m'avait dit...
Galiba stresi falan geçip daha rahatsız edici bir evreye girdim.
Je crois que j'ai dépassé le stress et que je vis des émotions plus troubles.
Girdim, girdim, tam ortasına düştüm.
J'y suis entré, j'y suis entré. Je suis entré en plein dedans.
- Güvenlik sistemlerine girdim bile.
Je suis dans le système de sécurité. Entendu.
Bu sabah ultraviyole terapiye girdim.
J'ai fait une séance d'UV ce matin.
Ben şoka girdim... Gülmeye başladım.
Et j'ai été tellement choqué, j'ai commencé à rire.
Pencereden içeri girdim.
J'ai grimpé par la fenêtre.
Kapı açıktı ben de içeri girdim.
La porte était ouverte... J'ai juste jeté un coup d'œil.
- Ne oldu? - Yeni bir evreye girdim.
Je viens d'entrer dans une nouvelle phase.
Ben... yeni bir evreye girdim de.
J'ai commencé une nouvelle... phase.
- Çünkü Joanie'nin dişçisi için daha yeni takside girdim.
Vraiment? J'ai dû étaler les payements
Diğer adamın kamerasına girdim.
Je suis dans le sytème de l'autre gars.
Hapse seninle görüşmek için girdim.
Je suis ici pour te rencontrer.
- Hayır, merak etme. Camdan girdim.
Ne t'inquiète pas, je suis passé par la fenêtre.
Kız arkadaşım Ruby Wills'e kaçtım. O da kapıyı açtı ve ben de çok korktum çünkü birini öldürmüştüm. Bu yüzden o beni öpemeden onu parçalara ayırdım ve o neşe transına tekrar girdim.
J'arrive à la maison d'une amie, Ruby Willis, et elle m'ouvre la porte et je flippe parce que j'ai eu un billet mort faisant la roue, alors je l'ai déchiré avant qu'elle n'est pu m'embrasser
Sonra birinin bedenine girdim ve böylece yaşayanlar arasında gezebiliyorum.
Ensuite, j'ai dû posséder une autre personne pour marchander avec les vivants.
Dostum, yatağa girdim bile.
Je suis déjà au lit.
Ben de girdim içeriye.
J'y suis entré.