Gogo traducir francés
329 traducción paralela
- Yani beni aptal yerine mi koyacaksın?
Tu veux faire de moi un gogo?
- Bu yüzden enayi mi olacaksın?
- Vous n'êtes qu'un gogo.
Demek arkamdan bana enayi diyordun, ha?
C'est ce que vous dites derrière mon dos. Un gogo!
Çık odamdan, enayi!
Hors de chez moi, espèce de gogo!
Bira partisi mi veriyor?
Elle a organisé une "bière-à-gogo"?
Kocam, bira partisinde ne yapıyor olabilir?
Que ferait mon mari à une "bière-à-gogo"?
Bira partisinde.
Il est à une bière-à-gogo.
Şampanya getir, ne kadar bulabilirsen, ama acele et.
Garçon, champagne à gogo, vite.
Howard, Josette ve Gogo Martel'i takdim ederim.
Je vous présente Josette et Gogo Martel.
Gogo muhtemelen uyumuştur.
Gogo doit déjà dormir.
- Gogo halleder.
- Grâce à Gogo.
Gogo'ya senden bahsetmeyeceğim.
Je ne parlerai pas de vous.
Adamla kağıt oynayacak.
Gogo jouera aux cartes avec lui.
Gogo adama sorar mı?
Il lui proposera?
Gogo'ya, adamın cüzdanında bir sürü para gördüğümü söylerim.
Je lui dirai qu'il a un portefeuille plein de billets.
Gogo kağıt oynamasını sağlayacaktır, sen Gogo'yu bilmezsin.
Gogo arrivera à ses fins, vous ne le connaissez pas.
Gogo yukarı yanına geliyor. Ama onu durduracağım.
Gogo montait vous voir, je le rattrape.
Satış sayfasına geçirmek için herşeyi yazmaları ben de burada boğazıma kadar taleplerle kapıdan giren parayı pencereden kaybetmesinler diye yırtınayım.
Ils font n'importe quoi! Ils sont prêts à tout pour vendre une police. Et moi, j'ai des déclarations bidon à gogo et je dois me débrouiller avec.
Profesör, sizin hastalığınızın adı agu-gugu.
Professeur, vous souffrez de mogo du gogo.
BOL BOL VİSKİ!
WHISKY A GOGO
Hayır, Rose yapmaz. Yeni bir şehre gider, bar sandalyesine kayar...
Elle se trouvera un autre gogo.
Hey, Çılgın, hadi dostum, hadi!
Hé, Dingo, on s'amuse à gogo!
Sonra, San Francisco ve New York arası bol miktarda yerli maden göreceksiniz endamlı, barbar yaratıklar.
Entre San Francisco et New York, vous verrez des Indiennes à gogo. Monumentales... des créatures barbares!
Her gece bir parti, şampanya şişeleri, parfümler ve her saat başında yeni bir aşk macerası.
Sorties, champagne, parfums enivrants, flirts à gogo!
Çöp kutularıyla, farelerle dolu.
Des poubelles et des rats à gogo.
Yargıç Blake, size bilardoda kazanabileceğinizi söyleyen kişi çelme takıyormuş.
M. le juge, celui qui a dit que vous saviez jouer se fichait de vous. Le gogo va mordre à l'hameçon.
İçer içer içerdik, Şişelerce şarabı.
On pourrait y boire, les gars, du rhum à gogo.
İyi bir yer vardı fakat kapandı.
Il y avait bien un whisky à gogo, mais il est fermé en ce moment.
Beyaz Peynir a-Gogo SOHO'DAKİ EN AÇIK ŞOV
Caerphilly à gogo LE SHOW SUPER CHAUD DE SOHO
Bir denizaltı gemisi deneyimi içindesin, saflar için kamufle edilmiş olarak.
Vous testez un engin sous-marin, camouflé pour berner le gogo.
Bu çok hoştu ve bizi eğlendirip, aşırı zorbalık yapmamızı sağlıyordu.
Ça, c'était marrant... et permettait de s'envoyer de l'ultra-violent à gogo.
O bir grup deli sıhhiyeliden sorumlu ve onlar çıldırdığından bol bol meme şakası olur.
Il est en charge d'un groupe de médecins fous, et quand ils se lâchent, ce sont des blagues de nichons à gogo.
Tüm bunlar ve daha azı Komedi Göründü'de.
Tout ceci et moins dans Comédie à gogo.
Bilumum votka, viski... buzdolabında biftek var.
Vodka et scotch à gogo, steaks dans le freezer.
- Dahası bence O ve Sonia gece gündüz düzüşebilecekleri sessiz, güzel bir yere gitmeliler.
Sonia et lui devraient avoir un joli nid d'amour où ils s'en donneraient à gogo.
Herkesi eziyoruz.
On fout des raclées à gogo.
Beni böyle görmeye alış, dostum Ne giyersem giyeyim
Ils seront gaga à gogo en me voyant dans ma toge
Hey, Gogo!
Hé! Gogo.
Burada her yerde petrol var!
Du pétrole à gogo!
Fanteziye giden bir yolculuk gibi.
Fantasmes à gogo!
- Ben bu işin neresindeyim?
Dans les moments de creux, on se rabat sur le premier gogo venu. Quel rapport avec moi?
Her dakika bir enayi dünyaya geliyor.
Il y a un gogo qui naît chaque minute.
Gökkuşağı kovalamak için bir başkasını bul- - Susacak mısın artık?
Trouve-toi un autre gogo...
Seks, gogo, müzik olacak. Cips, domates, zincir, kamçı.
- Vous savez... il va y avoir du sexe, de la drogue, du rock and roll... des chips, des sauces, des chaînes, des fouets.
sense yalnızca acı verdin.
Tu ne me donnes rien Que des soucis à gogo
Başka bir köylüyü mü uyuşturucuya alıştıracak?
Pour rendre accro un autre gogo?
# Bundan veya şundan binlerce
J'ai des couics et des couacs à gogo
Ay ufukta belli belirsiz göründüğünde mutlaka "Chris enayisi ne yapıyor acaba" diye düşünen birileri beni arar.
Chaque fois qu'une nouvelle lune se profile à l'horizon, je reçois inévitablement un appel de quelqu'un qui me dit : "Chris, quelle nouvelle de ce gogo?" Je réponds habituellement quelque chose de cordial comme
Bir milyon dolarına bahse girerim ki 9000.katın kenarında yürüyecektin.
Tu m'as parié 1000 dollards que tu marcherais sur la corniche de l'immeuble à coté du Wisky à gogo
- Artık bu ahmağı soyamayacaklar.
Ma vie de gogo est finie.
Ve gerçekten düşündü, belki de, ah... mesela Conspiracy a-Go-Go gibi bir şey. ( Komploya Giriş )
Il m'a suggéré de l'appeler "Conspirations à Gogo".