Grunge traducir francés
83 traducción paralela
Çirkin rokçu taklidi heavy metalci biri miydi?
C'est un blaireau qui veut se donner un style grunge?
- Eğer Seattle'dan gelen 20 yaşında bir gitarist değilseniz, hiçbir şeyi. - Grunge tarzı. - Grunge mı?
Pour un guitariste de 20 ans de Seattle, c'est "grunge".
Bu grunge tarzıymış.
- C'est grunge.
Ne kadar da yakışıklı!
Quel grunge!
Bir daha seni o pantolonla görmeyeyim.
Que je te voie pas fringué en grunge!
Eminim. Dağınık bir saç ve ıslak bir görüntü sergiliyor. Ve pamuklu kazak, kot ve spor ayakkabı giyiyor.
Elle a un look mouillé, avec une coiffure un peu "grunge", et elle porte un sweat-shirt, des jeans et des Docs.
Belki grunge görünmek istiyor.
Elle veut avoir l'air grunge?
Grunge tekrar canlanma seansı için bana borçlu ve eğer tekrar canlandırabilirsem parasını alabilirim.
Le grunge va revenir à la mode. Si ça peut me permettre de me faire du fric...
Çöplük ve yağmur...
Le grunge, la pluie, ça me manque.
Daha sonra teknolojik gösteriler çıktı ve Jake kendini barlarda buldu.
Puis le grunge est arrivé, et il s'est retrouvé barman.
Büyük Dalga'daki gibi olmuşsun.
- J'adore ton nouveau look, très grunge. - Hilarant.
Kentucky'li bir "grunge" grubu.
Un groupe grunge du Kentucky.
Yulaf ezmesi yiyen... sırt çantalı ve grunge delisi biri mi?
Elle est du genre barre de céréale, sac à dos et super fan de grunge?
Grunge delisi, asla.
Super fan de grunge : sûrement pas.
Grunge, Kurt Cobain'den çok evvel öldü.
Le grunge est mort bien avant Kurt Cobain.
- Ben de daha serseri.
Rien de grunge compris?
Sör Riff. Grunge müzik günlerinizden bu yana çok yol kat ettiniz. Şövalyelik verilen en genç kişisiniz.
Quel chemin depuis votre époque grunge!
- Hayır, balina. Kadın da iyi işler yaptı.
Nihiliste réaliste est le joyau du grunge anglais.
Yorgundum. Kızgındım. Kulüpteki Drew Barrymore'dan daha ıslaktım.
Crevé, à cran, plus trempé que Drew Barrymore dans une boîte grunge.
Norveç black metali, grindcore, death metal, İsveç death metali, metalcore, grunge, Gotik, endüstriyel, nu metal, Yeni Amerikan...
le grindcore, le death, le death suédois, le metalcore, le grunge, le goth, l'industriel, l'alternatif, le néo-metal et la nouvelle vague du metal américain.
O pis yere kadar onu izledik ve kulise gitti.
On l'a suivi dans cette boîte grunge, il est allé dans les coulisses.
Benim aklıma ise yalnızca grunge müzik ve aşırı pahalı kahve geliyor.
Ce qui me vient en premier, c'est la musique grunge et le café hors de prix.
Kurt Cobain'in çekiciliğine ve Donald Trump'un medya kavrayışına sahipmiş.
Il avait le charme grunge de Kurt Cobain et l'expérience des médias de Donald Trump.
Yani "Bu pantolunu satın alın" diyorsa ve "grunge" bir fontla yazılmışsa yırtık kot pantolonla falan karşılaşmayı ya da bir tür salaş giyim mağazasında satılmasını beklersiniz.
Si par exemple, une publicité pour les jeans est écrite avec une police grunge, vous vous attendrez à voir des jeans déchirés, ou destinés à être vendu dans le sous-sol d'un magasin.
İşte bu, grunge tipografi denen şeyin yükselişi sayılabilir ; ve bu şey iki, üç, dört, hatta beş yıl boyunca her şeyi tüketen bir estetik oldu.
Ce fut le début de ce qui s'est appelé la typographie grunge, elle a envahi le marché pendant 2, 3, 4, 5 ans.
Grunge döneminin sonunda tipografi o kadar bozulmuştu ki dağınık bir kalabalık içinde öylece yatmaktaydı. Tüm kurallar kenara atılmış, ileriye dönük bir yol kalmamıştı. '90'ların sonunda tüm o tasarımcıların yapabileceği şey belki de daha eski bir tasarım anlayışına, ama onu destekleyecek yeni teorilerle geri dönmekti.
À la fin de cette période, la typographie était tellement torturée, complétement contorsionnée, sans règles, sans recherches apparentes, qu'à la fin des années 90, tous les designers faisaient marche arrière pour revenir au mode précédent de conception,
Ya da benim deyimimle : "Grunge!"
Ou, pour résumer : Grunge!
Mucous Records'daki en sıkı Grunge şarkıcısıyım.
Je suis l'artiste de grunge le plus sexy de Mucous Records.
Grunge'ın öncü grubu, "Kederizm" dağılıyor!
Les pionniers du grunge, Sadgasm, se sont séparés.
Tabii, beraber olduktan sonra artık grunge yapamayacak kadar mutluydum.
Et une fois qu'on s'est remis ensemble, j'ai été trop heureux pour refaire du grunge.
Marc o eski görünümlü kadife pantolonlarını yiyecek.
Marc va manger son velours côtelé grunge.
Anne, bu alternatif rock tarzı.
Maman, c'est grunge.
Neymiş bu alternatif rock tarzı dediğin?
c'est quoi, le grunge?
Gördüğün gibi baba, alternatif rock tarzı işte böyle bir şey.
Tu vois, papa : c'est ça, être grunge.
Howard mı? "Geçen hafta paint-ball'da onu vurdum" diyen Lexus hayranı pasaklı, numaracı, zavallı, köle, çocuk suçlu.
Elle aime cet adorateur de voitures de luxes, cette espèce de grunge de Mitch que j'ai explosé au paint ball, la semaine dernière.
Bence grunge müziği tamamen gelişecek kadar vakit bulamadı. Hala geliştiriyorum.
La rancune n'a jamais vraiment eu le temps de mûrir.
Merhaba, Grungy, seni seksi barmen.
Salut, M. le barman un peu grunge et sexy.
Hani insan, "Ah, pejmürdeyim ben," diye düşünür ya.
Tu te penses grunge? C'est ça?
Vitaly Chernobyl and the Meltdowns'ın solisti, ukrayna nükleer fuzz-grunge akımının öncüsü, tam anlamıyla sert çocuk?
Leader des "Vitaly Chernobyl et les fusions", pionnier du mouvement nucléaire grunge ukrainien. Un dur à cuire. Oui, je connais
Grunge grubundaki bir gitaristle, tıptan bir çocukla ve asil bir soydan geldiğinden emin olduğum şu fransız çocukla çıkmıştı.
Elle est sortie avec un guitariste, un étudiant en médecine et un français, un noble, je crois.
Sonunda ben nemli fanila ve karanfilli sigara kokan bir "rock" çı ile yedi ay çıktım.
J'ai fini avec un grunge qui sentait le moisi et les cigarettes à la girofle.
90'larda "Grunge".
Les'90s, le grunge.
Döküntü bir grupta çalıyordu. Seksiydi. Ve esrar içmek hoşuna gidiyordu bu yüzden...
C'était un groupe grunge, il était sexy et il fumait de l'herbe, alors...
Grunge rockçılar Pearl Jam. "
"Pearl Jam, groupe de grunge."
Bu MTV'nin Smells Like Grunge " geri sayımı.
Émission "Smells Like Grunge" de MTV.
Grunge'ın ne anlama geldiğini düşünüyorsunuz?
À votre avis, ça veut dire quoi, "grunge"?
Grunge müziği popüler yapan genç müzisyen bir gecede muhalif genç Amerikalılar için bir temsilciye dönüşmüştü ve hayranları da onun hayatına son vermesine neyin sebep olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
Le jeune musicien qui avait popularisé la musique grunge était soudainement devenu le porte-parole de nombreux jeunes américains mécontents. Ses fans essayaient de comprendre ce qui l'avait poussé au suicide.
Personelim bana bu duruşmanın olacağını söylediği zaman, size söylemeliyim, grunge hakkında hiçbir şey bilmiyordum, ama adalet ve eşitlik hakkında oldukça çok şey biliyorum, ve sizin bayağı önemli soruları gündeme getirdiğinizi düşünüyorum.
Quand mon équipe m'a parlé de cette audience, je ne connaissais rien au grunge, mais je connais l'importance de l'équité et je pense que vous soulevez des points très importants.
Sıradaki. 1990-96 arasındaki en iyi Grunge rock grubu, Dave Grohl yok.
Suivant : un grand groupe de grunge de 1990-96, sans Dave Grohl. Vas-y.
Buna kirliliğin yeniden canlanması deniyor, tamam mı?
C'est ce qu'on appelle le retour du grunge!
Grunge bugün hala daha var olmaya devam ediyor mu?
Le grunge existe-t-il toujours?