Gömü traducir francés
53 traducción paralela
Prenses Anckesen-Amon'un gömü malzemelerinin bir parçası. - Büyük Amenofis'in kızı
Une partie de l'équipement funéraire de la princesse Anck-es-en-Amon... fille d'Aménophis le Magnifique.
Bu galeride Prenses Anckesen-Amon'un mumyası ve gömü malzemelerinin tamamı yer almaktadır ; 18. Krallık, İÖ yaklaşık 1730
" Cette galerie contient la momie et l'équipement funéraire complet... de la princesse Anck-es-en-Amon, de la 18ème dynastie, vers 1730 av. J.C.
Siyu gömü alanı. Kutsaldır.
Cimetière Corbeau.
Açıklamanız, Ajan Mulder, bu gömü platformunda yatıyor.
La réponse, agent Mulder, repose sur ce bûcher funéraire.
Benim yaşlarımda gömü bulmak daha kolay oluyor.
A mon âge c'est plus difficile que de trouver un trésor sous les vignes
Bölge Savcısı Gömü cinayetler davasında Benjamin Corey Jennings hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Jennings polis gözetimindeydi.
Le procureur de Las Vegas se prépare logiquement à accuser Benjamin Corney Jennings d'homicide pour l'affaire du meurtre / enterrement.
Bir Kiloma'ya, Hindistan gömü yerine, muhtemelen 1800'lerin başında.
- À un site funéraire des Indiens kiloma datant probablement du début des années 1800.
Bu gömü yerini ben buldum.
J'ai trouvé le cimetière.
Kutsal Gömü Yerini bularak, yeterince olgunlaşmış toubray etiyle, ben... kendi kendimi sabote ettim.
En trouvant le cimetière sacré... avec de la chaire toubray mature, je... je me suis sabotée.
Leviathan gömü yerine ulaştık.
Nous sommes arrivés au cimetière des Léviathans.
Arnessk'e uğradık, sonra gömü alanında sizi aradık.
Nous... nous sommes arrêtés sur Arnessk, puis nous vous avons cherchés au cimetière des Léviathans.
Kadim Kawatche'lerin ölüm ayinlerini yaptıkları gömü alanı.
Le cimetière où les ancêtres kawatches accomplissaient les rituels funéraires.
Elimden geldiğince kalanları size vereceğim böylece gömü için yıkanabilsin.
Je vous donnerai tout ce que je peux afin qu'il soit purifié pour l'enterrement.
Tarih öncesi İnkaların kutsal gömü alanlarına giden yolları bulmak için kullanılırdı.
Utilisé pour détecter des voies préhistoriques vers les sites sacrés.
Gömü alanında gölet veya akarsu yok.
Il n'y a ni étang ni ruisseau sur le lieu de l'enterrement.
Gömü alanı tehlikeye girmişti.
Le lieu d'inhumation était menacé.
Gömü alanlarının birinin yanında kurulmuş bir çadırdaydım.
J'étais dans une tente, installée sur l'une des tombes communes.
Yeraltı radarında, gömü yerinden üç metre uzakta bir kürek çıktı.
Le détecteur a trouvé une pelle à environ 3m du trou.
Gömü gibi bir şey mi?
Comme un trésor enfoui?
Birisi o enkazda bir gömü varmış gibi göstermeye çalışıyormuş.
Quelqu'un essayait de faire croire à un trésor sur ce bateau.
- Cesetleri saklayan kişinin Şef Waller'ın gömü odasının ne zaman açık olacağını bilmesi gerekir.
- mais... - Celui qui les a déposés devait d'abord savoir qu'une partie de la crypte du chef Waller était vide.
Kıyafet ve mücevherler 19. yüzyılın sonlarında, gömü işlemi sırasında yerleştirilmiş.
Les bijoux et les vêtements situent l'enterrement au 19ème siècle.
Gömü kayıtları, Peder, böylece kimliklerini tespit edip, kalıntılarını tekrardan gömebilelim.
Les registres d'enterrement, Mon père, qu'ils puissent identifier et ré enterrer les restes.
Gömü kayıtlarına gerçekten ihtiyacımız var Peder... ve burası, federallerce korunan tarihi bir yer olduğundan.
Nous avons besoin de ces registres, Mon père. et maintenant ceci est un site historique protégé
- Buraya en son hangi yıl gömü yapıldığını söylemiştiniz? - 1951.
Quand dites-vous que la dernière personne a été enterrée ici?
Nesli tükenen hayvanlar, gömü yerleri, deniz sığınağı var.
Des espèces en danger, des lieux de sépulture, une réserve marine.
Bir gömü alanı.
Un cimetière.
Çünkü şirkette tüm yaşadıklarımızın ardından, Böyle bir gömü bulmak çok hoş olur.
Parce qu'avec tous les ennuis que cette société nous a causés, ce serait sympa d'y trouver un peu d'argent.
Tabii gömü kendi başına ayaklanıp gitmediyse.
Sauf si ce trésor enseveli a des jambes.
Tamam, eğer sadece biz olsaydık 55,000 dolara gömü bulmuş gibi sevinirdik.
Okey, juste entre nous, 55.000 $ c'est une ruée vers l'or.
Gömü alanına cinayetleri tekrar yaşamak için mi gidiyor, yoksa delilleri yok etmek için mi?
{ \ pos ( 192,210 ) } Il visite les sites pour revivre ses crimes { \ pos ( 192,210 ) } ou pour ne pas laisser de trace?
Eğer gömü alanı ganimet yerine de geçiyorsa bozulması hoşuna gitmeyecektir.
{ \ pos ( 192,210 ) } Si le site est aussi son trophée, { \ pos ( 192,210 ) } il n'aimera pas qu'on y touche.
Öyle ki Angeles Milli Gömü Parkı demek bile az kalır.
On devrait vraiment l'appeler "Le cimetière national d'Angeles".
Şüpheli gömü alanının tehlikeye girdiğini görünce güvenli alanının dışına çıkma cesaretini gösterdi.
{ \ pos ( 192,220 ) } Le suspect savait qu'on avait découvert son site. { \ pos ( 192,220 ) } Il est allé hors de sa zone de confort.
Eski gömü alanını kullanamaması oyununu bozmuş olabilir.
{ \ pos ( 192,220 ) } La découverte de son site l'a peut-être perturbé.
Gömü bu duvarın arkasında. - Alan.
C'est enterré derrière ce mur.
Bak, bölgede değildim, ama dürbünle gözetlerken, o gömü yerinde bir şeyler olduğunu gördüm.
Ecoute, je n'étais pas dans la Réserve, mais je regardais avec des jumelles, et j'ai vu quelquechose s'élever à ce bûcher funéraire.
Hazine. Gizli gömü.
Trésor, trésor enterré.
Gizli gömü! Gizli gömü!
Trésor enfoui!
Gizli gömü. Hazine!
Un trésor caché et enfoui.
# Gizli gömü, gizli gömü #
♪ Trésor enfoui, trésor enfoui ♪
Taze kazılmış bir toprak fark ettim... ve gömü alanında tekerlek izleri gördüm.
Et j'ai découvert de la terre fraîche et ce qui ressemblait à des traces de pneus menant à l'extérieur du site.
Eğer bir gömü varsa, burada dut ağacının yanındadır.
S'il y a un trésor, ce sera ici, près du mûrier.
- Saçmalıklara gizlenmiş bir gömü haritası mı?
Un trésor enterré dans des idioties?
- Bir şey daha diyeyim. Bu işi özellikle şuradaki ayak izini ve gömü alanını bozmadan yapmanız gerek.
Et une indication, vous devez le faire sans détruire les alentours de la tombe même légèrement, spécialement cette empreinte de pied là.
- Gömü aradıklarını zannetmiyorum.
Je ne pense pas qu'ils soient à la recherche d'un trésor enterré.
Gizli gömü!
Trésor enfoui!