Görebildiğim kadarıyla traducir francés
207 traducción paralela
Görebildiğim kadarıyla radyo yazarlığının amacı bir deodorantın mutluluk getireceğini, bir ağız gargarasının başarıyı garantileyeceğini ve bir yumuşatıcının romantizm yaratacağını yığınlara ispatlamak.
L'objectif de ces émissions est de prouver aux masses qu'un déodorant apporte le bonheur et qu'un laxatif rend romantique.
Görebildiğim kadarıyla, biten tek kişi o.
A mon avis, c'est elle qui est finie. Qui entendra parler d'elle?
Görebildiğim kadarıyla çarpışmadan sonraki ilk 10 dakikada 5 metre su aldı.
J'estime qu'il a pris 14 pieds d'eau en 10 minutes. C'est assez lent.
Hiç bir sorununuz yoktu görebildiğim kadarıyla bebeğin de yoktu.
Il n'y avait rien aucun problème ni avec vous - - Et aussi loin que je peux voir, ni avec l'enfant non plus.
Görebildiğim kadarıyla hiç...
A mon avis, il n'y aura pas...
- Görebildiğim kadarıyla hiç Dalek yok.
Pas de Daleks à ce que je vois.
Görebildiğim kadarıyla hala içerideler.
Ils ont l'air d'être toujours là-dedans.
Görebildiğim kadarıyla arkadan vurulmuştu.
De ce que j'ai vu, on lui a tiré dans le dos.
Görebildiğim kadarıyla sağlam bir adamsın.
Tu es honnête, ça se voit.
Görebildiğim kadarıyla, tüm bu insanlarla paylaşmak zorundayız, öylemi?
À ce que je vois, on va devoir partager avec tous ces gens?
Görebildiğim kadarıyla işlerini çok iyi yapıyorlar.
Très bien, à ce que je peux voir.
Yemek için de, görebildiğim kadarıyla biraz şeker ve'yanmış'piliç var!
Et si tu veux manger... Je ne sais pas. Je ne vois que du sucre et du poulet brûlé.
Dört, görebildiğim kadarıyla dış dünya ulaşılmaz uzakta.
Quatrièmement : Je ne peux pas communiquer avec le monde extérieur.
# Görebildiğim kadarıyla, mutlu sonlar...
Les fins heureuses, d'après ce que je vois,
# Görebildiğim kadarıyla...
Des fins heureuses
Sen ve filon görebildiğim kadarıyla çok iyi idare ettiniz.
Vous vous êtes comportés comme de bons guerriers.
Görebildiğim kadarıyla sebep, hepimizin değil ama bazılarımızın orada yaptığımız haltları haklı çıkarma ihtiyacı duyması.
Pour moi, la raison, c'est que certains d'entre nous, pas tous, ont besoin de justifier leur présence dans ce merdier.
'Çünkü orada görebildiğim kadarıyla bütün odada tek bir kadın.
Parce que je ne vois qu'une seule femme dans toute cette pièce.
Görebildiğim kadarıyla başka seçeneğimiz yok.
Que je sache, nous n'avons pas le choix.
Ve bir kafanızda bir kanaat oluştu mu? Görebildiğim kadarıyla, adam çok korktuğu için şuurunu kaybedip delirmiş.
- Selon ce que j'ai vu, cet homme est devenu fou suite à un grand choc.
Görebildiğim kadarıyla bu mahkeme sistemi... Shakespeare'in 4.Henry'de öne sürdüğü "tüm avukatları öldürün" sistemine benziyor.
Si mes souvenirs sont exacts, cette cour a faite sienne la phrase de Shakespeare "Tuez tous les hommes de loi."
- Çıkış yok mu? - Görebildiğim kadarıyla yok. Eğer bir tane bulursan, sen git.
Sur ma planète, il y avait tellement de pauvreté et de violence, que certains s'évadaient ainsi.
Görebildiğim kadarıyla yok.
Pas à ma connaissance.
Buradan görebildiğim kadarıyla hiçbir bokun kontrolü sende değil.
Vu d'ici, vous êtes chargé de rien du tout.
Ama görebildiğim kadarıyla ortada hiçbir suç yok.
De toute façon, il n'est pas question de crime.
Görebildiğim kadarıyla, mantıklı bir insanın... Bay Sabich'in, öldürüldüğü gece Bayan Polhemus'la... cinsel ilişkiye girmiş olduğunu düşünmesini sağlayacak geçerli bir delil de yok.
Aucune preuve effective quant à moi... permettant à toute personne raisonnable de croire... que M. Sabich ait eu des rapports charnels avec C. Polhemus... la nuit où elle est morte.
Görebildiğim kadarıyla, Büyükelçi'nin hiçbir şeyden korunmaya ihtiyacı yok.
D'après ce que j'ai vu, l'ambassadeur n'a nullement besoin de protection.
Görebildiğim kadarıyla, hayır.
Pas de problème. Que t'est-il arrivé à la tête?
Fakat tren geçerken görebildiğim kadarıyla, kötü halde.
Mais ce que j'ai vu du train ne m'inspire rien de bon.
Ben sadece trenden görebildiğim kadarıyla gördüm.
C'est ce que j'ai vu du train.
Marlon'un başlıca aldığı notlar, anladığım kadarıyla, görebildiğim kadarıyla, motivasyon amaçlı şeylerdi.
Je n'ai jeté qu'un coup d'œil aux notes de Marlon, mais elles semblent traiter des motivations du personnage.
Benim görebildiğim kadarıyla, işinin en zor yanı her şeyi o küçük, ufacık etiketin üstüne yazması.
Le plus dur, dans son métier, c'est d'écrire sur ces minuscules étiquettes.
Görebildiğim kadarıyla.
Du moins, d'après ce que je vois.
Görebildiğim kadarıyla hiç bir doku hasarı yok, nörokimyasal dengesizlik yok, enfeksiyon yok, hiçbir şey yok.
Je n'ai vu aucun tissu abîmé, aucun déséquilibre neurochimique, aucune infection, rien.
Görebildiğim kadarıyla, her şey yolunda.
En fait, elle devrait être éveillée.
Görebildiğim kadarıyla trafik sıkışıklığına yola açan küçük bir kaza var.
Il y a un petit accident qui bloque la circulation à perte de vue.
- Görebildiğim kadarıyla hayır.
- Pas que je sache.
Görebildiğim kadarıyla söylüyorum.
Je me fie à ce que je vois.
Görebildiğim kadarıyla, orada bir kontrol çevrimi var.
Il y a un circuit de contrôle ici.
Buradan görebildiğim kadarıyla cesedin üç hafta, belki daha da fazladır suda olduğunu söyleyebilirim.
D'après ce que j'arrive à voir d'ici, je dirais qu'il est resté dans l'eau au moins trois semaines.
Görebildiğim kadarıyla değil. Uyku kapsüllerinde, herhangi bir bozulma tespit etmiyorum.
Je ne détecte aucune défaillance dans les capsules d'hibernation.
Mükemmel gibi gözüküyor,... ama görebildiğim kadarıyla tek engel yenilenebilir bir güç kaynağının bulunmaması.
Ça peut paraître incroyable, mais la seule chose qui nous manque, c'est une source d'énergie renouvelable.
Sürekli baktım. Görebildiğim kadarıyla kimse beni takip etmeye yeltenmedi.
J'ai vérifié et, que je sache, personne n'a essayé de me suivre.
- Görebildiğim kadarıyla, hayır.
- Non. Pas d'après ce que je vois ici.
- Görebildiğim kadarıyla, hiç kimseyle.
A personne, autant que je sache.
Görebildiğim kadarıyla kaza en fazla 10-15 dakika önce olmuş.
Selon moi, ça vient de se produire. Il y a 10, 15 minutes maximum.
- Kaç kişiydiler? Görebildiğim kadarıyla dört.
À combien?
- Görebildiğim kadarıyla bir sürü taksi var.
- J'en vois plein, des taxis.
Kızın etrafında görebildiğim kadarıyla, bu kızlar ucuz kızlar değildi.
Je la voyais à l'occasion.
Görebildiğim kadarıyla yok.
Rien d'apparent.
Görebildiğim kadarıyla ufaklık iyi görünüyor.
Ton manche tient la forme.