Görmüyorum traducir francés
4,159 traducción paralela
Onu çok uzun zamandır görmüyorum onu bu şekilde yakınımda tutuyorum.
Je ne l'ai pas vue depuis un moment. C'est ma manière de la garder près de moi.
Çözülmüş ya da kabullenilmiş bir yas gibi görmüyorum.
Une perte n'est jamais résolue ou acceptée.
Aaron Monroe'dan bahseden bir söz görmüyorum.
Je ne vois nulle part mention d'Aaron Monroe.
Onun ruh hâlinin iyileşmesini görmüyorum.
Ma venue ne l'égalera pas.
- Evet, ben de görmüyorum.
Je ne vois rien non plus.
İki yıldır onu görmüyorum.
Je ne la vois plus depuis deux ans.
- Hiç destek görmüyorum.
Je ne reçois aucun soutien.
Hayır, ben öyle görmüyorum.
Je ne le vois pas ainsi.
Ben de çocuğumu dünkü banyosundan beri görmüyorum.
Je n'ai pas vu mon enfant depuis... ooh, le bain d'hier.
Ben hiçbir benzerlik görmüyorum.
Je crois pas.
Halüsinasyon görmüyorum.
Je ne suis pas en train d'halluciner.
Hobbs'u kurbanım olarak görmüyorum.
Je ne considère pas Hobbs comme ma victime.
Boktan başka bir şey görmüyorum.
POur tout dire, je ne vois rien d'autre que de la merde épineuse dans ses propos.
Burada bir değer görmüyorum.
Je ne vois aucune valeur.
Ben öyle görmüyorum.
Et bien, je ne le vois pas du tout comme ça.
Evet, Hanson'ı epeydir görmüyorum.
Je ne l'ai pas vu depuis un bout de temps.
Ama sonra, dürüst olmak gerekirse, oldukça kızdım çünkü kendimi bir zorba ya da başka bir şey olarak görmüyorum.
Mais ensuite j'ai vraiment été en colère. Car je ne me vois pas du tout comme un persécuteur ou autre chose.
Onu bir kaç gündür görmüyorum ve endişeleniyorum.
Je ne l'ai pas vu depuis quelques jours et je m'inquiète pour elle.
Uçmayı bilmiyorum ve Maddie hala gibi vizyonlar da görmüyorum.
Je ne vole pas. Je n'ai pas de visions comme tante Maddy.
Görmüyorum...
Je ne vois rien...
Hiçbir bok görmüyorum. - Tamam.
Je ne vois aucune put * de chose.
Görmüyorum!
Je ne la vois pas!
- Korkutma taktiğine girmeye gerek görmüyorum.
Ne prenez pas cet air grave.
Büyütecek bir durum görmüyorum.
Je ne vois pas où est le problème.
Ben kendimi yabancılarla dolu bir odaya kabul edilmiş olarak görmüyorum. Ben komşumla yattım onun votkasına ulaşmak için.
Je ne me voyais pas reconnaître devant une salle remplie d'étrangers que j'avais couché avec mon voisin pour sa vodka.
Ah, onu görmüyorum.
Je le vois pas.
Gözlerindeki kanın ardında ilgi çekecek bir şey görmüyorum.
Je ne vois rien d'intéressant derrière le sang dans vos yeux.
- Birkaç gündür onu görmüyorum.
Je ne l'ai pas vue ces derniers jours.
Bir yıldır görmüyorum onu.
Je l'ai pas vu depuis genre un an.
- Henüz görmüyorum.
Pas encore.
Ben görmüyorum.
Ah non, je n'y arrive pas.
Hayır, hiçbir şey görmüyorum.
Non, je vois rien du tout.
İyi bir çalışan olduğunu düşündüğüm için iyi bir referans mektubu yazdım,... ama onu bir leydi hizmetçisi olarak görmüyorum.
Je lui ai écrit une bonne référence parce qu'elle était travailleuse, mais je la vois mal en femme de chambre.
Kesinlikle doğum başlamamış çünkü herhangi bir kasılma görmüyorum.
Ok, bon, ce n'est vraiment pas le travail qui commence, car je ne vois aucune contraction.
Hiç sinir lifi görmüyorum.
Je ne vois aucune fibre nerveuse.
Şiddeti hoş görmüyorum.
Je n'approuve pas la violence
Biliyorum, demin de aradım ama Şerif Romero'nun devriye arabaları yollamaya devam ettiğinden emin olmak istedim çünkü bir süredir ortalıkta araba falan görmüyorum.
Je vous rappelle pour m'assurer que le shérif Romero patrouille toujours autour de la maison, parce que je n'ai vu passer aucune voiture depuis un moment.
Artık rüyamda çay görmüyorum.
Je ne rêve plus de thé à présent.
Hiçbir şey görmüyorum.
Je ne vois rien.
Boktan baska bir sey görmüyorum.
Que dalle!
Gözlerine bakınca tanıdığım çocuğu görmüyorum artık.
Je l'ai regardé dans les yeux, ce n'est plus le garçon que j'ai connu.
Ben zaten senin üstünüm ve seni tehdit olarak görmüyorum. Ve eğer beni tehdit olarak görüyorsan üzgünüm çünkü öyle hissetmene gerek yok.
Je suis déjà ton ainée, et je ne me sens pas menacé par toi, et je suis désolé c'est le cas pour toi, parce que tu n'as pas à te sentir menacée.
Onu hiçbir yerde görmüyorum.
Je ne le vois nulle part.
Carly'ye çıkma teklif ettiğini görmüyorum
Je ne te vois pas demander à Carly de sortir.
Ben ölüleri görmüyorum...
Non, je ne vois pas les mort, ou...
Bunun gibi üst düzey devlet donanımlarını çok görmüyorum.
Je n'ai pas vu beaucoup d'appareil high-tech du gouvernement comme celui-ci.
Tahta ayakkabılar görmüyorum.
Je ne vois aucune chaussures en bois.
Suda hiç kan görmüyorum.
Il ne voit pas de sang dans l'eau.
Senin Tanrının halkımızı umursadığını görmüyorum.
- Je ne vois pas ton Dieu s'occuper de notre peuple.
Kimseyi görmüyorum.
Je ne vois personne.
Ben görmüyorum.
Moi pas.