English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Gözlerime inanamadım

Gözlerime inanamadım traducir francés

66 traducción paralela
Ama Mösyö Duval, önce gözlerime inanamadım.
- Je n'en croyais pas mes yeux.
Ama bu yabani hayatta yerlilerin arasında sizi bulunca, gözlerime inanamadım.
En vous trouvant à bord, vous qui y retournez... je n'en ai pas cru mes yeux!
Gözlerime inanamadım.
Je n'en croyais pas mes yeux.
Teleskopumla sizi gözetliyordum ve gözlerime inanamadım.
J'ai tout vu. Je n'en croyais pas mes yeux. Êtes-vous devenus fous tous les deux?
Pazar yerinde seramiklerinizi gördüğüm zaman, gözlerime inanamadım.
Au marché. Quand j'ai vu vos céramiques... j'en croyais à peine mes yeux!
Önce gözlerime inanamadım.
J'ai d'abord été surpris.
Seni mahkeme binasının orada görünce, gözlerime inanamadım.
Quand je t'ai vu au bureau du shérif, je n'ai pas pu croire que c'était toi.
Ancak Julia'yı tekrar yanımda görünce gözlerime inanamadım.
Quelle horreur! Julia était à côté de moi.
Trenden indiğinizi gördüğümde gözlerime inanamadım.
Je n'y croyais pas quand je vous ai vu descendre du train.
Ve bugün uyandığımda gözlerime inanamadım!
Et aujourd'hui, je me suis réveillé et j'y ai pas cru.
Seni restoranda o ışığın altına görünce gözlerime inanamadım.
Et quand je t'ai vu dans le restaurant, sous cette lumière Je me suis dit waouh!
Peruğu çıkardığınızda gözlerime inanamadım.
Puis vous avez ôté votre perruque, je n'en ai pas cru mes yeux.
Gözlerime inanamadım.
Les résultats était ahurissants.
Gözlerime inanamadım, zavallı yaratık.
Je n'en croyais pas mes yeux, la pauvre petite.
" Kapıyı açtığımda ise, gözlerime inanamadım.
" J'ai ouvert, et j'ai eu du mal à en croire mes yeux.
Sizi burada arkadaşları arasında görünce, gözlerime inanamadım.
Alimentation, à votre service. Je suis M. Borenius.
O kadar sessizce ve esrarengiz bir şekilde suyun üzerine çıkıp sonra tekrar battı ki gözlerime inanamadım.
Il avait fait surface et replongé si mystérieusement que je n'en croyais pas mes yeux.
Gözlerime inanamadım.
Je n'y croyais pas.
Seni dışarıdan görünce gözlerime inanamadım.
Quand je t'ai vu, j'ai cru au bon Dieu!
Bu Margie Olmstead değil mi dedim, gözlerime inanamadım.
"C'est Margie Olmstead? C'est fou!"
Gözlerime inanamadım. İlk büyük davanız.
Dire que c'est votre première grande affaire.
Aslında seni daha sonra bıçaklayacaktı ama şu yemek kavgası başladığında gözlerime inanamadım.
Il devait me poignarder plus tard dans la cour... Quand la bagarre a éclaté au réfectoire, l'occasion était trop belle.
Gördüğüm zaman gözlerime inanamadım.
J'arrivais pas à y croire.
insanlar bakıyor... bebek harika bir oyuncu, gösteri mükemmeldi gözlerime inanamadım hayvanlar harika bir koşucudur!
Les gens nous regardent... Il court très vite,... surtout sur les surfaces rapides. Je n'en croyais pas mes yeux.
Söylemek istediğim, gözlerime inanamadım.
Je veux dire, je peux pas y croire.
Gözlerime inanamadım.
J'en croyais pas mes yeux.
O boş kafalı amigo kız yere yığıldığında gözlerime inanamadım.
Je n'y croyais pas quand cette bimbo de pom-pom girl s'est effondrée.
18 yıl sonra onu gördüğümde gözlerime inanamadım.
Mais quand je l'ai revue, 18 ans plus tard, je ne pouvais pas en croire mes yeux.
Geçen hafta odasında hiç Barbie göremeyince gözlerime inanamadım.
J'y ai à peine cru quand j'ai vu qu'elle n'avait pas de Barbie dans sa chambre.
Gazetede resmini görünce gözlerime inanamadım.
J'ai halluciné quand j'ai vu ta photo dans ce journal.
FBI listesine konduğumda gözlerime inanamadım.
Je ne pouvais pas y croire quand le FBI m'a mis sur leur liste.
Geldiğinizde gözlerime inanamadım.
J'y croyais à peine quand vous êtes arrivés.
Kelimenin tam anlamıyla gözlerime inanamadım.
Je n'en croyais pas mes yeux.
Ve o oradaydı. Gözlerime inanamadım.
Et pourtant elle était là, je n'en croyais pas mes yeux.
Gözlerime inanamadım. O dildoyu alıp da...
Quand il a mis ce gode direct dans...
Seni partide gördüğümde gözlerime inanamadım.
Quand je t'ai vu à la réception, j'y croyais pas.
Seni görünce, gözlerime inanamadım.
Je n'y ai pas cru en vous voyant.
Ama var ya seni o programda gördüğümde gözlerime inanamadım.
Je n'arrivais pas à y croire, quand je t'ai vu dans ce jeu télévisé.
.. gözlerime inanamadım. Ne kadar...
Je n'en revenais pas de...
Michael'ın orada olduğunu görünce gözlerime inanamadım.
Je ne pouvais pas battre mes cils de chauve-souris devant Michael et me sortir des ennuis.
Oraya vardığımız zaman gözlerime inanamadım.
Une fois sur place, j'en croyais pas mes yeux.
Bildiğin üzere bu akşam devlet yemeği var. Listeyi kontrol ettim ve gözlerime inanamadım. Görünüşe göre sana davetiye gönderilmemiş.
Tu sais que nous avons ce dîner d'Etat ce soir, et j'ai vérifié et je n'arrivais pas à y croire, mais il semblerait que tu n'aies pas reçu d'invitation, ce qui était un oubli,
Gözlerime inanamadım.
C'est un sacré show que tu nous as fait.
Gözlerime inanamadım.
Je vous croyais incapable de cela.
Haberlerde duydum şimdi.Gözlerime ve kulaklarıma inanamadım.
Je viens d'apprendre la nouvelle. Je n'arrive pas ˆ y croire.
Gözlerime inanamadım.
Putain, j'y croyais pas.
Gözlerime inanamadım!
J'en revenais pas.
Gözlerime inanamadım.
Tout simplement.
Washington'ı çapraz sorguya tuttuğunda gözlerime inanamadım.
- D'instinct.
Ders kitaplarında birçok kez görmüş olsam da gerçeğini görünce gözlerime inanamadım sanki.
J'ai compris que le système solaire ne nous appartenait pas.
Gözlerime inanamadım.
Je regarde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]