English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Gözlüğüm

Gözlüğüm traducir francés

176 traducción paralela
Pilot gözlüğüm yok.
Je n'ai pas d'ailes.
- Gözlüğüm nerede? - İşte burada.
Où sont mes lunettes?
- Gözlüğüm nerede?
- Oui. Mes lunettes!
Arkada kuyumcu gözlüğüm var, onlara bakmamın bir sakıncası var mı?
J'ai une loupe d'orfévre à l'arriére-boutique. Puis-je aller l'examiner?
Gözlüğüm!
Mes lunettes!
Gözlüğüm olmadan göremiyorum... ve onu onlardan geri almalıyım.
Je ne peux rien voir sans mes lunettes, Et il faut que je les récupère.
Ateş. Gözlüğüm.
Le feu, mes lunettes!
- Gözlüğüm olmadan göremem ki.
- Mes lunettes. Je ne vois rien sans.
Gözlüğüm yok.
Je ne vois rien.
Gözlüğüm! Ben sana getiririm.
Mes lunettes!
Gözlüğüm nerede?
Elles étaient dans ma poche.
Tek gözlüğüm oydu. O olmadan okuyamam.
C'est ma seule paire.
Gözlüğüm mü? Bu çok komik.
Ma montre?
Gözlüğüm.
Mes lunettes...
Ama gözlüğüm olmadan hiçbir şey göremiyorum. - Öyle mi?
Je vois rien sans mes lunettes.
Bunlar benim gözlüğüm. İyi okuyabilirim.
Ça, c'est mes lunettes, et je lis très bien.
Şimdi de gözlüğüm düştü. Hiçbir şey göremiyorum.
J'ai fait tomber mes lunettes et j'y vois plus rien.
- Gözlüğüm! - Sallanmamaya çalış.
Essayez de ne pas gigoter!
Gözlüğüm yanımda değil.
Je n'ai pas mes lunettes.
- Gözlüğüm olmadan araba kullanamam!
- Je ne peux pas conduire sans lunettes!
Birlikte başardık. Haydi, geri gelmeden buradan çıkalım. - Gözlüğüm.
Il a utilisé des sons intéressants, comme les murmures de sa copine.
Gözlüğüm.
Mes lunettes.
Sadece tek bir gözlüğüm var.
Je n'en ai qu'une paire.
Güneş gözlüğüm, içinden hiçbir şey göremiyorum.
Je ne vois rien avec ces lunettes.
- Lensi siktir et, bana gözlüğüm lazım.
On s'en fout, de la lentille.
- Güneş gözlüğüm nerede?
- Mes lunettes de soleil!
Gözlüğüm her türlü elektro manyetik dalgalanmayı algılıyor.
Mon visor reçoit toutes sortes de fluctuations électromagnétiques.
Düştüğün zaman kırıldılar. - Kahretsin Seth, başka gözlüğüm yok!
- Elles se sont cassées.
- O benim gözlüğüm.
- Mes lunettes!
Durun, gözlüğüm.
Un moment, mes lunettes.
Gözlüğüm lâzım.
- J'ai pas mes lunettes.
Az daha yakalamıştım, ama gözlüğüm kaydı.
Je l'avais, mais mes lunettes ont glissé.
- Gözlüğüm mü?
Mes lunettes?
Nerede benim diğer gözlüğüm?
où sont mes autres lunettes?
O da değilse güneş gözlüğüm.
Ou mes lunettes de soleil!
Gözlüğüm parçalandı.
Mes lunettes. J'ai perdu...
Gözlüğüm yere düştü ve o da üstüne oturdu.
Mes lunettes aussi, elle a marché dessus.
Buna ne dersin ben okuyacağım gözlüğüm var.
Ce qu'on va faire... c'est que je vais la prendre et la lire quand j'aurai mes lunettes.
Filmlerdeki gibi olacak sandım. Bilirsin, hırs yaptıran bir müzik. Beni kalem açarken, kitap okurken, yazarken, gözlüğüm yamulmuş halde kitap yığını üstünde sızmışken gösteren bir montaj.
Je pensais que ça allait être comme dans les films : musique inspirée, plans où on me voit tailler mes crayons, lire, écrire, m'endormir sur mes livres, mes lunettes de travers car j'en porte dans mon film.
Gözlüğüm nerede? Gözlüğüm nerede?
Où sont mes lunettes?
- Lens taktım. Gözlüğüm kırıldı.
- J'ai des lentilles de contact.
- Benim şanslı gözlüğüm.
- Mes lunettes porte-bonheur.
Şanslı gözlüğüm yüzünden olmalı.
Ca doit être mes lunettes.
Gözlüğüm nerede?
Où sont mes lunettes?
Hayır, gitme. Gözlüğüm olmadan itfaiyecileri arkalardan goremem.
Serveur, il y a un bébé dans mon verre.
Gözlüğüm yok.
Qu'est-ce que c'est?
O benim gözlüğüm.
Non... je ne vois pas sans ça...
Gözlüğüm yok.
Où sont mes lunettes?
Gözlüğüm...
Mes lunettes...
Anne! Gözlüğüm kırıldı ve camı düştü!
Mes lunettes sont cassées.
gözlüğüm boyanmış!
Il y a quelqu'un?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]