English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Güvercin

Güvercin traducir francés

985 traducción paralela
Güvercin evimin kapısını açtım.
♪ J'ai grand ouvert ma maison de pigeon ♪
"Güvercin Evi" adlı bir ninni.
Ça s'appelle. C'est une berceuse.
- New Yorklular güvercin eti yemez.
Pas de pigeon pour les New-yorkais.
"İşte, genç bakire, kedi dışkıları ve güvercin kalplerinden hazırlanmış bir iksir. Alın."
"Voici, jeune femme, une potion d'excréments de chat et de cœur de colombe, bouillis à la pleine lune."
Evcil bir güvercin gibi doğrudan ve kör, nedensiz bir içgüdüye dayanan Mac Büyük Kepçe Altın madenine dönmüştü.
Tout droit comme un pigeon voyageur, et suivant un aveugle et irraisonné instinct, Mac retourna à la mine Big Dipper.
Ve şimdi de sihrimizin yardımıyla içinde harikulade bir güvercin çıkarmayı deneyeceğiz.
Je vais en faire sortir une colombe.
Belki de sizler bu şapkanın içine daha önceden bir güvercin yerleştirdiğimi düşünüyorsunuzdur.
Vous croyez que la colombe y est déjà.
Gördüğünüz gibi, August güvercin yumurtlayabiliyor.
C'est tout ce qu'il avait dans le crâne.
Henüz girmedim. Girsem bile, güvercin çaldim diye girmeyecegim.
J'y suis pas et si j'y vais, ce sera pas pour des bricoles.
Merak etme. Geri gelecek. O evcil bir güvercin.
Il revient toujours au bercail.
En büyüklerinin beyni bile bir güvercin beyni kadardı.
Même les plus grosses n'avaient qu'une cervelle de pigeon.
- Güvercindir. - Hayır, güvercin değildi.
- Peut-être un pigeon.
İki tane sinek, bir kaşık süt, pazarları da bir güvercin yumurtası verirsiniz.
Quelques mouches, une goutte de lait et peut-être un œuf de pigeon le dimanche.
Bana bir fincan süt, bir de çiğ güvercin yumurtası ve dört tane de sinek getir.
Je vais prendre une cuillère de lait, un œuf de pigeon cru et 4 mouches.
Siyah şapkalı bey hala güvercin besliyor, efendim.
Le gentleman au chapeau noir donne toujours à manger aux pigeons, Monsieur.
- Avrupa'dan yabancı bir güvercin.
- C'est un pigeon d'Europe.
Bir dakika. Güvercin nasıl casus olur?
Comment un pigeon peut-il espionner?
O güvercin kaçmasın asker.
Ne laissez pas ce pigeon s'éloigner.
Casus güvercin.
C'est un pigeon espion.
Harika, Güvercin, biftek.
Chouette. Du pigeonneau.
Ben güvercin değilim, bay Devlin.
Je ne suis pas une moucharde, M. Devlin.
Bu güvercin kaçmaya kalkıştı.
La colombe voulait s'enfuir.
Nasıl put kesilirse dişi güvercin, o da durgunlaşır oturur yerine.
Vous le reverrez doux comme la colombe.
Teninin beyazlığına bak. Genç bir güvercin gibi, pürüzsüz.
Regarde son teint d'albâtre, sa peau lisse de jeune colombe.
- Güvercin boğaya karşı.
Que le ciel la protège! Une colombe contre un taureau!
Birinci sınıf bir güvercin olacaksın. Doğru.
tu me donnes.
Kendimi bir güvercin gibi avlatmayacağım.
Ils vont m'éclater comme un pigeon!
İşte sevgili Toto, Güvercin senindir.
Ce n'est pas facile. Cette colombe est pour toi...
- İyi geceler. Edvige, güvercin... Annem bana onu geri getirdi.
Maman m'a ramené la colombe...
- Hoşçakal. Güvercin!
La colombe!
Oraya geri dön ve gösterini tamamla veya ölü bir güvercin olacaksın.
Finissez votre numéro ou vous serez un pigeon mort.
Senin iyi olduğuna sevindim, güvercin.
Content de vous voir, pigeon.
- Bir güvercin bulun yazayım.
- Si j'avais un pigeon-voyageur...
Güvercin Olmasa da, yolunacak bir kaz.
Un pigeon. Et voyageur.
Komutan, güvercin şarkı söylüyor.
La tourterelle s'est mise à chanter.
Elveda, güvercin.
À plus tard, le pigeon!
- Güvercin besliyorsun resmen.
- Nourrir les pigeons! Je te jure!
Güvercin için mi?
Le coup du pigeon?
Joey güvercin beslerdi.
Joey aussi élevait des pigeons.
Para, güvercin kadar ürkek
L'argent c'est timide comme une tourterêêlle
Bir güvercin yumurtası büyüklüğündeymiş ve onu takas etmek istiyor.
Elle a la taille d'un œuf de pigeon et il voudrait la vendre.
Ama şunu unutma, güvercin.
Mais souviens-toi.
Hey, güvercin, senin bu taraflarda ne işin var?
Ma colombe! Tu t'es trompée de quartier?
Sorun nedir, güvercin?
- Oh. - Quoi, ma puce?
Haydi, güvercin.
Viens, ma colombe.
Güvercin, dikkat et!
Attention!
Küçük Fritzie işte bu, güvercin onun, Pazartesi Evi oluyor.
Le petit Fritzie, c'est moi, y passe ses lundis.
Burası O'Brian'ın Yeri, küçük Mike'ın olduğu yer burası, güvercin.
Ici, chez O'Brien, le petit Mike, encore moi,
Güvercin avında oldu... Kolumdan gagalandım. Eminim güvercin daha kötüdür.
Permettez, madame, une fois n'est pas coutume, une petite place, dans le fond, pour quelqu'un qui est blessé.
- Biraz güvercin ağcı losyonu kullansak?
- Voulez-vous de l'hamamélis?
Güvercin!
La colombe!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]