Hagen traducir francés
377 traducción paralela
Hagen bunu dün halletti.
Mes leçons de chant. Hagen s'en est occupé hier.
Hagen'in müzik sevdiğini bilmiyordum.
Je ne savais pas qu'Hagen était mélomane.
- Günaydın Bay Hagen.
- Bonjour, M. Hagen.
- Söyleyin Bay Hagen'in odasına gitsin.
- Envoyez-le chez M. Hagen.
- Tamam Bay Hagen.
- Oui, M. Hagen.
Olur, Bay Hagen.
- Oui, M. Hagen. - Mille dollars?
Bay Hagen?
M. Hagen?
Bay Hagen, bunu yapamayacağım.
M. Hagen, je ne peux pas.
Orlin, ben Bay Hagen.
Orlin, M. Hagen à l'appareil.
Ne biçim iş Hagen.
Je suis dans un sacré pétrin, Hagen.
- Bay Hagen, Bay Janoth sizi aşağıda bekliyor.
M. Hagen, M. Janoth vous demande en bas. C'est très important. Merci.
Bill Hagen ve bir sürü şahit bulacaktır.
Bill, Hagen et une douzaine d'autres.
- O'Brian ile aşağıdaki bekçilere söyleyin.
- Dites-le à O'Brien et aux gardiens. Oui, M. Hagen.
Hagen'den bir tane alalım.
On peut en prendre une à Hagen.
- Hagen'in eline nasıl geçti?
- Comment Hagen l'a-t-il trouvé?
Bu işi niye Hagen'in üzerine yıkmıyoruz?
Pourquoi on ne mettrait pas ça sur le dos d'Hagen?
Janoth'u örtmeye o kadar uğraştılar ki, Hagen'i çırılçıplak bıraktılar.
À force de vouloir couvrir Janoth, ils exposent complètement Hagen.
" Hagen, Joseph.
" Hagen, Joseph.
Stephen Hagen.
Stephen Hagen.
- Hagen'in odasındayım Bay Janoth.
Je suis dans le bureau de M. Hagen.
Siz ve Hagen gelir gelmez burada olacak.
Il sera là dès que vous arriverez ici, M. Hagen et vous.
- Bay Earl Janoth, Bay Steve Hagen.
- M. Earl Janoth, M. Steve Hagen. - Comment allez-vous?
- Bay Hagen.
- Comment allez-vous?
- Adamımız Bay Hagen'dir.
- Notre homme est M. Hagen.
Bu Hagen'in konutu.
La demeure de M. Hagen.
Teşekkür ederim.
Merci, M. Hagen!
Kardeşim Tom Hagen.
Mon frère, Tom Hagen. Kay Adams.
Ağabeyim Sonny, Tom Hagen'ı sokakta bulmuş.
Quand mon frère Sonny était petit, il a vu Tom dans la rue.
Annen ve Sonny için bir şeyler aldım. Freddy'ye bir kravat ve Tom Hagen'a da bir Reynolds kalem.
Un cadeau pour ta mère, et Sonny, une cravate pour Freddy, et Tom a le stylo.
Tom! Tom Hagen.
Tom Hagen!
- Tom Hagen elimizde.
Nous tenons Tom Hagen.
Ben Tom Hagen.
Ici Tom Hagen.
Avukatım Tom Hagen.
Mon avocat, Tom Hagen.
- Avukatım Tom Hagen'ı tanıyor musun?
Tu connais Tom Hagen? Johnny Ola.
Hagen?
Hagen?
Onunla konuşacağım.
Eh bien, je parlerai à M. Hagen.
Kardeşim Tom'un en büyük oğlu.
L'aîné de mon frère Tom Hagen.
Annesi Theresa Hagen, Başpiskopos Gilday.
Sa mère, Theresa Hagen.
Betazed'den Andrus Hagen, Bilim Danışmanı.
Il s'appelle Andrus Hagen de Bétazed, conseiller scientifique.
- İkisini de aynı adama. Çekiçkafa Hagen diye biri.
Contre le même boxeur, Hammerhead Hagan.
Çekiçkafa Hagen mı? Senin Çekiçkafa Hagen mı?
Hammerhead Hagan?
Bu kira sözleşmesi Bay Hagen'in sözleşmeden iki gün önce Diggstown'a yerleştiğini kanıtlıyor.
Ce reçu montre clairement que M. Bass s'est installé à Diggstown 2 jours avant.
Ancak Hegan beni son zamanlarda çok sık hayal kırıkklığına uğrattı.
Mais Hagen m'a déçu une fois de trop.
Şöyle ki. Fox konuşabildiğinde hepimizin başını yakabilir. Eğer polis Hegan'ın alması gereken o kağıtlardan neyin peşinde olduğumuzu anlarsa tabii.
Quand Fox pourra parler, il risque de nous dénoncer... si la police ne saisit pas avant nos manigances d'après ces documents... que Hagen était censé récupérer.
Dürüst olmak gerekirse. Bence Bay Hegan'ımız işe yararlılığını doldurdu.
Franchement... je crois que M. Hagen a fini de nous être utile.
- Nasılsınız?
- M. Hagen.
Hagen dediğin...
Ce Hagen...
- Bay Hagen'ın.
M. Hagen.
Vaftiz oğlum Andrew Hagen.
Mon filleul Andrew.
- Çekiçkafa Hagen.
- Hammerhead Hagan.
Bay Hegan, bekliyoruz.
- M. Hagen, on attend!