Harold traducir francés
3,748 traducción paralela
Harold, biraz daha aydınlatabilir miyiz burayı?
On peut avoir un peu plus de lumière ici?
- Harold? - Pardon.
Pardon...
Teşekkürler Harold.
Super. Merci, Harold.
Sen Harold ile arabaya geç, ben de iki dakika Bill ile konuşup geleyim.
Pourquoi n'irais-tu pas jusqu'à la voiture avec Harold, je dois juste parler avec Bill une minute. Tout va bien.
Karın için fedakârlık yapıyorsun Harold.
Tu te sacrifies pour ta femme, Harold.
- Harold Jensen ile görüşebilir miyim?
- l'officier Harold Jensen.
Harold, beni anladığını söylemiştin.
Harold, tu as dit que tu comprenais.
Sylvia, ben Harold.
Sylvia, c'est Harold.
Harold, ne olursa olsun adamlarımı koruduğumu bilmeni isterim.
Mais Harold, quoi qu'il se passe, je veux que tu saches que je m'occupe de mes hommes.
Sanırım Jean onu bulmak için yola çıkmış. - Tanrım, Harold.
Jean, je pense qu'elle est allée là-bas...
- Çocuğun annesinin yanına gitmiş.
Mon Dieu, Harold. Elle s'est disputée avec la mère du gamin.
Arabanın fotoğrafını çekmek için birini göndersen sorun olmaz değil mi?
Harold. Ça t'embête si j'envoie quelqu'un prendre des photos de la voiture?
- Harold, neler oluyor? - Hiçbir şey.
- Harold, qu'est-ce qui se passe?
Harold, biraz daha aydınlatabilir miyiz burayı? - Harold?
Harold, je peux avoir plus de lumière?
- Pardon.
Harold?
- Kendinize iyi bakın.
Merci, Harold. - À plus.
Araba sağlam değil Harold.
Ce n'était pas toi.
Sen Harold ile arabaya geç, ben de iki dakika Bill ile konuşup geleyim.
Va donc dans la voiture avec Harold, je dois parler à Bill.
- Harold Jensen ile görüşebilir miyim?
Bonjour, puis-je parler à Harold Jensen, je vous prie?
- Selam Harold. - Yüzbaşı.
- Salut, Harold.
- Devam et Harold. Gölün yarım mil doğusundayım.
Je suis à 800 m vers l'est du lac.
Harold, orada mısın?
Harold, tu es là?
Harold durum nedir?
Harold, tu me reçois?
- Uyuşturucu bulundurma. Senin eleman arabayı buraya çekmiş.
Harold, le chauffeur de ton criminel est là.
Harold sanırım ben birine çarptım.
Je crois que j'ai percuté... j'ai percuté quelqu'un.
Yaşlı görünüyorsun Harold.
Tu as l'air vieux, Harold.
Brian biraz garipti. Baban da bildiğin erkekti işte.
Brian était bizarre, et Harold était célà ¨ bre.
Etkilendim Harold. Adamın kaburgalarını kırmışsın.
Tu lui as brisé quelques cà ´ tes.
- Sen deli değilsin. - Harold. Bunu duymanın zor olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est difficile à entendre.
- Tanrım. Gördüğün üzere Harold, eğer yapman gerekeni yapıp onu tutuklasaydın şimdi elimizde en azından bir adres olurdu.
- Voyez-vous, Harold, si vous l'aviez arrêté, comme vous le deviez, on aurait au moins une adresse.
Merhaba David, ben Harold.
Salut, David. C'est Harold.
Ne oldu Harold?
Que se passe-t-il?
İyi hissettirdi. Eve dönerken Harold'u, lisede görüştüğüm biriyle konuşurken gördüğümü zannettim.
Je me sentais bien, mais en revenant, j'ai cru voir Harold devant la maison, qui parlait avec une connaissance de la fac.
- Evet. Ama sonra Harold sadece komşumuzdan bir şey aldığını söyledi. Bu yüzden belki de bunu uydurmuş olabilirim.
Oui, mais Harold a dit que c'était le voisin, donc il se peut que j'aie tout inventé.
Harold bir şey olmadığını söyledi. Olsa bana neden söylemesin?
Harold m'a dit qu'il ne s'était rien passé.
Harold yalan söylemez.
Ce n'est pas un menteur.
Araba sağlam değil Harold.
Rien ne va.
- Harold, durumlar nasıl?
POLICE D'ÉTAT DU NEW JERSEY - Oui? - Harold!
- Harold? - Bir saniye bakar mısın?
Harold.
Gerçekten kusura bakma Harold. - Tabi. - Biz de emir kuluyuz.
Désolé, Harold.
Teşekkürler Harold.
Super.
Bir köpeğe çarptım.
Non, Harold.
- Libby.
- Je t'écoute, Harold.
"Harold artık benimle konuşmuyor" demiş.
Il dit : "Harold ne me parle plus".
- Şerif yardımcısı Jensen değil mi?
- Harold?
Harold?
- Oui, qu'y a-t-il?
Harold, ne oldu?
Harold, que se passe-t-il?
- Harold!
O.K.!
Bana yalan söylemez.
Harold ne me mentirait pas.
Yalan söyle Harold. Bir kez daha yalan söyle.
Mens-moi, Harold.
Harold?
Harold?