Hatun traducir francés
2,238 traducción paralela
Hatun cidden iyi.
Vraiment douée.
Kocanın ve o hatun hakkındaki resimden bahsediyorsun?
La photo de votre mari et de la poule.
Hatun kozmonot gibi. Ben ise uzay robotu.
Elle avait un cul qui méritait mon os savez-vous que je suis le robot-cosmos
Hatun ne kadar süper olursa olsun her zaman, onu sikmekten bıkmış birileri de vardır.
Peu importe sa beauté, il y a toujours un mec lassé de la sauter.
Adam ne kadar kel olursa olsun her zaman, onun sertleşme problemiyle uğraşmaktan bıkmış bir hatun da vardır.
Peu importe sa calvitie, il y a toujours une fille fatiguée de son problème d'érection.
Bu hatun harika.
C'est une valeur sûre.
Hatun kütür kütür, değil mi?
Elle est vraiment bonne, n'est-ce pas?
- Sence hatun beğenir mi?
- Elle aimera?
Kimmiş bu şanslı hatun?
Qui est la chanceuse?
- Aferin sana. - Taş gibi hatun gerçekten.
Une vraie dame.
Adamım, yeterince hatun var etrafımda, sol, sağ ve ortada.
J'en ai quand je veux, tu rigoles?
Baş hatun olacağım ve yırtıcılığımı Latin bir numaram Paula Abdul'dan örnek alıyorum.
♪ If I said my heart ♪ ♪ Was beating loud ♪
Ve birkaç hatun ayarlayalım.
Et baiser des meufs!
Bu hatun birazdan gerçek Lester'la tanışacak.
Cette fille va bientôt rencontrer le véritable Lester.
"Victoria Justice seksi hatun" dedim.
Mais Victoria Justice est sexy, non? C'est ce que j'ai dit.
"Jason Stackhouse, çok fazla hatun siktin."
Genre : " Jason Stackhouse, tu as niqué trop de gonzesses.
Bak Blinda bir delikanlıyla, bir hatun gibi.
Blinda... embrasse un homme comme si c'était une femme!
- O hatun bal verir umarım.
Vous feriez mieux d'avoir mon miel!
Diyorum ki hatun olaylarında çalınacak kapı, sen olmayabilirsin.
Tu n'es peut-être pas l'expert des relations amoureuses.
Ağzına sağlık. Alice denen o hatun bu arkadaşlığı bozamayacak.
Car en aucun cas, cette Alice, n'affectera ça.
Şuna bir bak, başka bir hatun!
Regardez, une autre fille!
Galaksideki diğer tek hatun.
La seule autre fille de la galaxie.
O ciple dondurma dükkanlarının önünden bile hatun tavlarsın.
Y a qu'à passer devant un marchand de glaces pour ramasser les gonzesses avec ça.
Burada hatun bile kaldırabiliriz.
On pourrait se la faire.
Ben de onların arasına karışmak istiyorum. Hatun "Beşliksin" dedi.
Elle dit que je suis un cinq.
Heyecanlı hatun.
Vas-y, mec. Elle est chaude.
- Hatun nerede?
Debout! - Où est la fille?
Eğer odaya hatun attıysak kapı koluna şapka asardık.
On laissait un chapeau sur la porte de la chambre quand l'un de nous rentrait chanceux.
Vay be, eğer dışarıdaki hatun böyleyse bir de içeridekileri düşünün!
Eh, si elle est dehors, imagine celles à l'intérieur!
Siktir lan, benim hatun gelecek.
Faites pas chier! Ma meuf va arriver dans une minute.
İnsanları kandırıp bu boş bara sokmak için para alan hatun mu?
Tu parles de la fille qui est payée pour piéger des gens dans ce bar vide?
Hatun iki kişilik.
Je pense qu'on sera pas trop de deux.
Jay ve Neil söyledikleri üzere "hatun kaldırmaya" gitmişlerdi.
Jay et Neil étaient partis, comme ils le disent, "matter les chicas".
Hatun dev gibi. Dev gibi.
C'est un sacré morceau.
Gitmek istememin sebebi diğer insanların eğlenip iyi vakit geçirmesine katılmak isteyişim değil. Gitmemin tek sebebi Alison'ın tanıdığım en taş hatun olması.
C'est pas que je préfère aller à une fête qui accroît infiniment mon sentiment d'être en décalage avec le reste du monde, c'est juste qu'Alison est plus ou moins la fille la plus sexy que j'ai rencontré,
Hatun feci havalı.
C'est un pur-sang, putain!
- Vay be. Hatun güzelmiş.
- Elle est belle!
- Hey, o hatun da yok muydu orada?
Et y avait cette gonzesse aussi.
Hep Chris'in kıçında dolaşan hatun hani.
- Tu sais bien. Celle qui tourne toujours autour de Chris.
Maria sıradan bir hatun değil.
María n'est pas une de ces poupées.
Seni böyle terleten hatun kim söyle bakalım?
C'est qui la meuf qui t'emmerde?
Gerçi şöyle bir düşününce şu an kasıntı bir hatun iyi giderdi aslında.
Quoique je suis assez intéressé par le haut de forme, ça m'a l'air dans le vent.
Sadece mesai sonrası bir hatunu getirmiştim ve hatun Hendrix hayranı olduğu için ben de gitarını kaptım...
J'ai ramené une nana après le boulot... elle aime Hendrix, j'ai pris sa guitare...
Tanrım, neden her seksi hatun beni istiyor? - Çıkarın onları dışarı.
Toutes les jolies nanas me veulent?
Tanrım, ne buluyorsun bu hatun dergilerinde?
C'est quoi tous ces magazines féminins?
Çok seksi bir hatun.
Très sexy.
Dışarıda bir sürü hatun var.
Il ya beaucoup de jolies filles là-bas.
Evet, nerede hatun olmadığını biliyor musun?
Ouais, tu sais où il n'y a pas beaucoup de jolies filles?
Seni böyle terleten hatun kim söyle bakalım?
C'est qui cette meuf?
Ya hatun havaya uçursa?
Et si elle me pétait au nez?
- Hangi hatun?
- Laquelle?