English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hegel

Hegel traducir francés

49 traducción paralela
Beni aldatmak kolay değil. Önce, Hegel okumaya başladım Siz "Mein Kempf" ( Kavgam ) okuyordunuz.
Pendant que je découvrais Hegel, vous en étiez déjà à "Mein Kampf".
Çünkü Müttefikler'in Hava Kuvvetleri bizden daha güçlü. Binbaşı Hegel'le bu konuyu tartıştık...
À cause de la supériorité aérienne des Alliés.
Bunlar Hegel'in sözleri zaten.
Je n'ai fait que citer Hegel.
Bruce klasik felsefe hocası Bruce Hegel felsefesi hocası Bruce pozitivist felsefe hocası ayrıca alkol sorumlusudur.
Bruce enseigne la philosophie classique, Bruce enseigne la philosophie hégélienne, Bruce enseigne le positivisme logique et s'occupe de déparasiter les moutons.
Hegel'i anlamadım, Kant'ı inceledim.
Je ne comprenais rien à Hegel, mais j'étudiais Kant.
Ben Hegel felsefesi, Bruce Aristo felsefesi öğretiyor bu Bruce da koyun ilaçlamadan sorumlu.
J'enseigne la philo hégélienne, Bruce la philo aristotélicienne, et Bruce déparasite les moutons.
David Hume kafaya dikerdi Schopenhauer ve Hegel'i
David Hume sifflait plus de brune Que Schopenhauer et Hegel
Schopenhauer ve Hegel'i
Que Schopenhauer et Hegel
İşte Almanlar geliyor. Önde takım kaptanları "İhtişamlı" Hegel.
Voici l'équipe allemande, menée par Frédo Hegel.
Kant, Hegel, Schopenhauer ve Schelling.
Kant, Hegel, Schopenhauer, Schelling.
Nietzsche ve Hegel görünüyor.
Nietzsche passe à Hegel...
Hegel gerçekliğin sadece doğal olmayan etiğin önsel bir kısmı olduğunu savunuyor.
L'Allemagne conteste... Hegel soutient que la réalité n'est qu'un a priori d'une éthique non-naturaliste.
Üçgen, tasım Kutsal Üçlü, Hegel diyalektiği, vesaire...
le triangle, le syllogisme, la trinité, la triade hégélienne.
Hegel ve Kant'ın hemşerisiydi.
Compatriote de Hegel et de Kant.
- Hegel...
Hegel...
Kant ve Hegel okumadım.
Je n'ai pas encore lu Kant, ni Hegel.
Balkanlara önce Sırplar mı yoksa Arnavutlar mı geldi onu tartışıyorlar.
Décider qui est arrivé le premier dans les Balkans... les Serbes ou les Albanais. Et, de toute façon... c'est la faute à Hegel, qui a influencé Marx.
Güzel ajanla kilisede görüşmemiz, ortağını Hegel tarzı bir doğrulama yoluna gitmek zorunda bıraktı.
L'épisode de l'église poussa le coéquipier de la belle à un acte d'autojustification hégélien.
HegeI ve Kant ve Descartes ve... ... Cüdeo-Hristiyan geIenekIerini öğrenin... ... cünkü ikinci ve ücüncü fiImde bu konuIar isIenecek.
Il va falloir réviser Hegel, Kant, Descartes... et les traditions judéo-chrétiennes... parce que tout cela est évoqué dans les 2ème et 3ème volets.
Yeah, he says they need weavers in Hegel's Port.
Ouais, il dit qu'ils ont besoin de tisserands au Port d'Hegel.
Birşekilde Hegel kapısı yaptım, ve Breyon'un babası Larone ile buluştum,.
Je l'ai les ai passé au Port d'Hegel cependant, et ensuite j'ai rencontré Larone, le père de Breyon.
Hegel Kapısındaki iniş alanına gidiyor.
En direction du terrain d'atterrissage à l'extérieur du Port d'Hegel.
Çünkü önce Marx'ı okuduğun için Hegel sana politik geliyor.
Parce qu'après avoir lu Marx, c'est sûr qu'Hegel te semblera politique.
Hegel ne der bilir misin?
Tu sais ce que disait Hegel?
- Hegel.
- Hegel.
Marcuse diyor ki, Hegel'in "Doğruluk Felsefesi", "yanlışı" ahlaki bir kategoriye yerleştirmiyor.
Marcuse dit que la "Philosophie du droit" de Hegel ne classe pas le "mal" dans une catégorie morale.
Duvarda palyaço resimleri ya da kurban fotoğraflarına saplanmış makas yok.
Il n'y a pas de peintures de malade sur les murs ni de ciseaux plantés sur des photos de victimes. J'aime le tigre. Hegel?
Hegel'in mantığına göre.
Au sens de Hegel.
- Hegel okumuş ama onu anlamamışsın.
Vous citez Hegel, mais vous l'avez pas compris.
Hegel'den nefret ederim.
J'en ai ras le bol de Hegel.
Her şeyi okuduk ama Hagel'i okumadık. Sorun bu mu?
On lit tout, mais pas Hegel... si c'est ça qui t'inquiête.
Hem şu ana kadar bayağı mantıklı gidiyor.
De plus, je trouve que ça tient debout. Comme Hegel.
Hegel'in dediği gibi. "Absürd öncüllerden mantıklı çıkarımlara."
De la logique à partir de prémisses absurdes.
Gene mi felsefe kitabı okutturdun buna? Ben değildim.
Tu lui as pas encore fait lire Hegel?
Hegel'i ve rasyonel realizmini tartışıyoruz. Peki ya sen?
On parle de Hegel et du réalisme rationnel, et toi?
O Hegel, Marx değil.
C'est Hegel, pas Marx.
Peki. Bugünkü dersimiz..
La leçon d'aujourd'hui porte sur Hegel...
Geçen dersimizde diktatörlükten bahsetmiştik o yüzden bugün Hegel ile başlıyoruz.
Au dernier cours, on a parlé de dictature ; alors aujourd'hui, on va commencer par Hegel.
Dünyadaki büyük olayların iki kez yaşandığını Hegel söylemiştir.
Un jour, Hegel a dit... que tous les grands événements historiques se produisent deux fois.
Dr. Hegel'le konuşup hemen dönmeliyim.
Je dois soigner le Dr Hegel. Je reviens de suite.
Ve ayrıca Dr. Hegel'in benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
Et tu sais ce que le Dr Hegel représente pour moi.
Dr. Hegel'e ihtiyaçlılara yardım edeceğime ve iyileştireceğime dair söz verdim.
J'ai fait la promesse au Dr. Hegel d'aider et de soigner les gens dans le besoin.
Dr. Hegel'in Five Points bürosunu devralmaya karar verdim.
Je vais reprendre le cabinet du Dr. Hegel à Five Points.
Bir an Yvonne'a tanışmamızın aşk romanı versiyonunu sunuyorsun,... şimdi de iskelede lanet olası Hegel'den maval okuyorsun.
Un moment, tu racontes à Yvonne une version romancée de notre rencontre et à présent, tu débites du Hegel à tout va.
Jaspers, Hegel, yoksa Schopenhauer mi?
Qui va sortir?
Ama Wittgenstein.
Jaspers, Hegel ou Schopenhauer?
Hegel'i geçiyor.
Archimède sur Héraclite qui efface Hegel,
Hegel ve Kant mı?
Kant?
Ya da bir Alman filozofunu okuyorsunuz. Örneğin Hegel'i.
Vous lisez un livre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]