English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hidrojen

Hidrojen traducir francés

594 traducción paralela
Şunu dinle, " Kansere yakalanmış bir fare... dondurulmak üzre hazırlandı ve... Sıvı hidrojen vasıtasıyla - 100 derecede donduruldu.
Ecoute ça : " Une souris, largement infectée par le cancer, a été préparée et soumise au gel à 73 degrés au-dessous de zéro grâce à de l'hydrogène liquide.
Onu ve içindekileri elde etmek için çok şey feda edeceklerinden eminim. Patlayıcı jelatinler, oksijen ve hidrojen tüpleri... bu gemide Almanların işine yarayacak yığınlarca şey var hanımefendi.
Ils seraient contents, de le trouver avec sa cargaison... bouteilles d'oxygène et d'hydrogène, des explosifs, des conserves, toutes sortes de choses utiles pour les Allemands.
Oksijen ve hidrojen tüpleri hanımefendi.
des bouteilles d'oxygène.
Hidrojen, efendim.
- De l'hydrogène lourd.
Ağır hidrojen. Bu kesinlikle saçmalık!
C'est absurde!
Şey, eğer ağır hidrojen kullanırlarsa daha kompleks bir molekül elde edebilirler.
Eh bien, en utilisant l'eau lourde, on peut obtenir une molécule...
Bir sonraki hidrojen bombasına ön sıradan koltuk. Evine atılacak olan!
Vous assisterez à l'explosion atomique.
En yakın gezegen olan Jüpiter de ise dev buz ve lav tepeleri bulunuyordu ve bunların üzerleri de hidrojen kaplıydı.
Le monde le plus proche était Jupiter, avec ses falaises de lave et de glace, surmontées de flammes d'hydrogène.
Hatta bir hidrojen bombası patlamasının onu bulunduğu çevreden çıkardığı tahmininde bulunabilirim.
Je suspecte même que ces explosions nucléaires pourraient avoir éventré cette grotte.
atom ve hidrojen bombaları ve bunlara müteakiben oluşan radyoaktivite...
"Sa peur de la bombe A et des essais nucléaires " a pris un tournant inquiétant quand,
Atom ve hidrojen bombaları hakkında ne düşünüyorsun?
Que penses-tu de la bombe atomique?
Bu tamamen, hidrojen bombasının var olduğu gerçeği... ve adamın olağandışı fıtratından kaynaklanıyor.
Sauf la bombe atomique, peut-être. Et aussi le caractère insolite de cet homme.
Gazeteler, hidrojen bombası testi yüzünden olduğunu söylüyor.
D'après les journaux, ce serait dû aux essais nucléaires.
Ama hidrojen bombası diye bir şey gerçekten var.
Mais les essais nucléaires... C'est une réalité!
Yaşama şansı bile olmadan hidrojen bombasının onu öldürmesine izin veremem.
Ce petit innocent! La bombe atomique ne l'aura pas!
Dünyada hidrojen bombasından korunan hiç bir yer yok.
La terre sera grillée.
Hidrojen bombası?
La bombe à hydrogène?
Atom ve hidrojen bombalarımız daireleri imha eder mi?
Et nos armes atomiques? Seraient-elles inefficaces?
Hidrojen bombası herkesi tehdit ediyor.
Avec la bombe H, il n'y a pas de sécurité!
- Hidrojen bombası?
- Une bombe H?
El bombası atan adama ne yaparlar? Ya da havan, top, uçak bombası atana. Ya da düğmeye basıp binlerce kilometreden hidrojen başlıklı füze gönderene?
Qu'est-ce qu'ils font à un type qui lance une grenade, envoie l'obus de mortier, déclenche le tir de canon, largue la bombe, ou à celui qui appuie sur le bouton qui lance le missile armé d'une bombe H?
Ardından hidrojen bombası, neredeyse atmosferi yok ediyordu.
Et maintenant c'est la bombe à hydrogène, tout va péter partout partout!
Evet efendim, o. Q-bomb diyorlar. Hidrojen bombası, yanında çatapat gibi kalacak deniyor.
Oui, leur fameuse bombe "Q" qui enfoncerait la bombe "H".
Başkan, hidrojen bombasından daha etkili... ve 2 milyon milkarelik bir alanı yok etme gücüne sahip... yeni bir bombanın planlandığını duyurdu.
Mise en chantier d'une super-bombe... dont la puissance destructive dépasse de loin la bombe "H".
Bir soru daha. Hidrojen bombasından neden bu kadar farklı?
En quoi Elle diffère de la bombe "H"?
Hidrojen bombası mı? Bu yeni bomba quodium temellidir hidrojenden 100 kat güçlüdür.
Celle-ci est basée sur le quodium... cent fois plus puissant que l'hydrogène.
Aslında babam hidrojen bombasını bunu tetiklemek için kullandı. Tüm Kuzey Amerika'yı havaya uçurabilir.
Une seule bombe suffirait pour faire sauter l'Amérique du Nord.
Amberly, Hidrojen Silahları.
Hammerley.
Sturka, Hidrojen Silahları.
Sterker.
Biyolojik silahlar, hidrojen bombaları, gaz ve o tür şeyler.
Toutes ces armes, ces bombes, ces gaz. Je ne suis qu'un maillon de la chaîne.
Helyum, hidrojen ve metan gazları.
De l'hélium, de l'hydrogène et du méthane.
Evet, madem gündeme getirdiniz, söyleyeyim, katkı maddesi 3 parça karbon, 5 parça hidrojen, 1 parça nitrojen, 3 parça da oksijendendi.
Oui, ma foi, maintenant que vous le dites, il se composait de... 3 mesures de carbone, 5 d'hydrogène, 1 de nitrogène, et 3 d'oxygène.
"Hidrojen ise patlayıcı olup, tahrip gücü atomunkinden de fazladır."
Il y a l'hydrogène, très explosif et plus destructeur que la puissance atomique.
3 numaralı görgü tanığı : atom ve hidrojen bombası üzerine çalışmaları olan, yaşayan en zeki, Nobel ödülü sahibi, Amerikalı fizikçi, Dr. Boden.
Témoin n ° 3 : le Dr Boden, physicien, Prix Nobel, spécialiste de la bombe atomique. Le scientifique le plus brillant au monde.
Ama şu makine Paul, hidrojen gücü mü üretiyor?
Mais cette machine, marche-t-elle à l'hydrogène?
Hidrojen bombası.
La bombe à hydrogène.
Eğer 50 tane hidrojen bombasını alır kobalt chlorium G ile kaplarsanız patladığı zaman, mahşer günü etkisi yapacaktır.
Si vous recouvrez 50 bombes H de chlorure de cobalt G, quand elles explosent, elles produisent un linceul mortel.
Ayrıca her uçak, düşman hedeflerini bombalamak üzere... iki tane 20 megatonluk hidrojen bombası taşıyor.
Et chaque avion transporte aussi 4 bombes à hydrogène de 20 mégatonnes... destinées à exploser au-dessus des cibles ennemies.
Hele ki hidrojen bombalarıyla.
Pas avec une bombe à hydrogène.
Önleme havuzu dizaynı, hidrojen birleştiricilerini zayıflattığı için koruma kabındaki izolasyon isteminde oluşacak bir erime, çöküşü hızlandırır.
Le pool de compression risquait d'empêcher la recombinaison de l'hydrogène, entraînant un défaut d'isolation et l'effondrement du réacteur.
Büyük oranda Dr Radcliffe sayesinde hidrojen atomlarındaki füzyonun ve buna benzer dünyadaki bütün enerji kaynaklarının kontrolü kayda değer düzeyde her gün daha da yakınlaşıyor.
C'est à lui que nous devons le contrôle de la fusion des atomes d'hydrogène. Cette source d'énergie devient plus proche chaque jour.
"Atom ve Hidrojen Bombalarına karşı protesto"
'Manifestation contre les bombes A et H'
"Konsey Atom ve Hidrojen Bombalarına Karşı"
'Comité contre les bombes A et H'
Atmosfer, oksijen, hidrojen.
Atmosphère : oxygène-azote.
Amonyum hidrosülfat, benzidin, hidrojen süperoksit,.. ... bakır tozu, saf su,..
Sulfure d'ammonium, benzidine, eau oxygénée, poudre de cuivre, eau distillée.
- Oksijen ve hidrojen tabanlı itiş sistemi.
Rétro-système oxygène-hydrogène.
Yukarıda adı geçen Kiichi Nakajima'nın eşi olan dilekçe sahibi, geçen yılın Haziran ayında kocasının... atom ve hidrojen bombaları ve bunlara müteakiben oluşan... radyoaktivite konusunda vehme kapıldığını fark etmiştir.
La demande a été déposée au nom de Toyo, épouse de Nakajima Kiichi. "Kiichi, mon époux, " depuis l'été dernier,
Sürekli hidrojen bombasını düşünüp duruyorum... ama yapabileceğim tek şey düşünmek!
Tout le temps.
HİDROJEN BOMBASI GERÇEĞİ İNSANLIĞI YOK EDECEK BİR SİLAH
La terrible réalité des essais nucléaires
HİDROJEN BOMBASI HER ŞEYİ YOK EDEBİLİR
BOMBE-H : LE MONDE PEUT S'AUTO DETRUIRE
Hidrojen bombası atılmış, ben de ölmemişim. Ama omzuma tozu bulaşmış.
J'étais couvert d'une poussière mortelle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]