Hindistan traducir francés
3,931 traducción paralela
Barmen. Shirley Temple kokteyline..... bir parmak hindistan cevizli rom doldurup üzerine limon sıkar mısın?
Barkeep, puis-je avoir un Shirley Temple s'il te plaît avec un doigt de rhum coco et un soupçon de citron?
Hindistan'a kaç.
Cours jusqu'en Inde.
Bir hindistan cevizi...
C'est... Une noix de coco.
Bir hindistan cevizi mi?
Une noix de coco?
Sihirli hindistan cevizi mi garip geldi?
Mais une noix de coco magique, c'est trop pour toi?
Şu hindistan cevizinin nasıl işe yarayacağını anlatmak ister misin?
Tu veux bien me dire comment cette noix de coco fonctionne?
Hill'in öldürüldüğü geceki Bahreyn'de ki güvenlik detayları aslında, Gurkha'ların Hindistan ordusu tarafından tutulduğunu gösteriyor.
Le détail de la sécurité à Bahrain la nuit du meurtre montre que les tueurs étaient, en fait, des Gurkhas envoyés sur ordre de l'armée indienne.
Pakistan ve Hindistan aynı sınırı paylaşan iki rakipler.
Le Pakistan et l'Inde sont des rivaux qui partagent une frontière.
Hindistan Ordusu Personel Şefi, benim akıl hocamdı.
Le chef de l'État-major de l'armée indienne. mon mentor.
Hindistan Savunma Bakanı Gurkha'ların adını temizlemem için beni buraya gönderdi.
Le ministre de la Défense en Inde m'a envoyé ici pour réhabiliter le nom des Gurkhas.
Bunun Hindistan ile olan ilişkilerimizi güçlendireceğini düşünüyor.
Elle espère renforcer nos relations avec l'Inde.
Hindistan hükümeti, onun direkt emirleri ihlal ettiğini inkar etti.
Le gouvernement indien l'a désavoué pour avoir violé des ordres directs.
Ufak biri, 1.65 cm. boyunda, koyu tenli, Hindistan'a dönmek için sahte belgelere ihtiyacı olan adamın gizli bir hikayesi var.
Petit mec, peut-être 1m65, peau sombre avec une histoire à propos d'un besoin urgent de papiers pour retourner en Inde.
Hindistan cevizine alerjim var.
Je suis allergique aux noix de coco.
Reiji bir uçakta Hindistan'a gidiyor.
- Il a pris l'avion pour l'Inde.
- Neden Hindistan'a gidiyor?
Pourquoi en Inde...
Kahveye tarçın katmayı ilk keşfettiğim yer Hindistan mıydı, Katherine?
J'ai découvert le café à la cannelle pour la première fois, pendant que... était-ce en Inde, Katherine?
Hindistan'da görev yapıyordu.
Il était posté en Inde.
Hindistan'dan dönüp ordudan emekli olmuş.
De retour d'Inde, il a dû se retirer de l'armée.
Hindistan Ayaklanması'nda genç bir askermiş.
Il était un jeune officier lors de la mutinerie indienne.
Hindistan'dan mı?
D'Inde?
- Hindistan hakkında ne biliyorsun?
Que savez-vous de l'Inde?
Avrupa ekonomisindeki düşüş Hindistan'ı da kötü etkiledi.
Parce que l'économie européenne est dans une telle pagaille, il y a eu aussi une vraie diminution sur le marché indien.
Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin ülkeleri gibi Afrika piyasasının da istikrarsız olacağını düşünüyorum.
Comme vous le disiez plus tôt, avec le Brésil, la Russie, l'Inde et la Chine comme précédent, j'ai peur que cette région se transforme aussi en bulle.
- Hindistan'daki gibi mi?
- Comme en Inde?
Lockhart / Gardner'in iddiasına göre, Alicia Florrick,... Hindistan meclisine verilen rüşvet esnasında yöneticiymiş.
Lockhart / Gardner prétend qu'Alicia Florrick était la responsable à l'époque du pot-de-vin donné au Conseil Indien.
Hindistan'da Smokey Bear yok mu? Yok.
- Il y a pas Smokey l'Ours, en Inde?
Biraz Hindistan cevizi ekledim.
J'ai ajouté de la noix de muscade.
Geçirdiğim yıldan sonra, biraz güneş, kum ve bir Hindistan cevizinden soğuk huzur yudumlamak muhteşem olacak.
Après l'année que j'ai passé, un peu de soleil, de sable tout en sirotant une noix de coco sera incroyable.
Hindistan'da kendim gördüm.
Je l'ai vu moi-même en Inde.
Hindistan'a gittiniz mi?
Vous avez été en Inde?
Raj Hindistan'da büyümüş.
Raj a grandi en Inde.
Gelecek ay Hindistan'a taşınıp, evleneceksin.
Le mois prochain tu pars en Inde et tu vas te marier.
Hindistan mı?
Inde?
Çünkü Hindistan geleneklerine göre, ailene yeni bir ilişkiden bahsettiğinde onları abartılı hediyelere boğmalısın ki şimdi alamayacaksınız çünkü Charlie işi bozdu.
Parce que... tu connais les traditions indienne quand tu annonces à tes parents que tu es dans une nouvelle relation, tu es censé les combler d'abord de cadeaux extravagants, que vous n'aurez pas parce que Charlie à tout révélé.
En azından Hindistan'a taşınmamış olursun.
Eh bien, au moins tu n'auras pas à partir en Inde.
Güven fonunu kaybetmekten mi yoksa Hindistan'da yaşamaktan mı bahsediyorsun?
Tu parles de perdre ta pension ou de vivre en Inde?
Eğer bunu yapmazsan, beni Hindistan'a gönderecekler.
Si tu ne le fais pas, Je vais être envoyée en Inde.
Evet. Ben arabamı alıyorum. Sen de hindistan cevizi, fincan ve kapak.
Oui, je prends ma voiture, tu prends de la noix de muscade et un Tupperware.
Hindistan cevizi unuyla yapılmışsa bana uyar ama başka tahıllardan yapılmış şeyi yiyemem.
Ça me va si c'est de la farine de noix de coco. Mais si c'est de vrais grains, je ne peux pas.
- Bana baksana sen! - İki tane hindistan cevizi suyu istemiştim!
Hé, j'ai commandé deux verres de jus de noix de coco.
Kusursuz Noel'e giden yol hindistan cevizi, pasta süsü hatta gözyaşlarıyla döşenmiş olabilir.
La route menant à un parfait noël est parsemée de muscade, glaçage... Et parfois des larmes.
İlk hasta Hindistan'dan mı geldi?
Le patient zéro venait-il de |'Inde?
Hindistan'a girebilirsem, nereden başlamalıyım?
Si je peux aller en Inde, 0U dois-je aller?
Hindistan tam bir kara delik.
L'lnde est un trou noir.
Fransa, Amerika, Hindistan, Asya ya da Avustralya'ya gidebilirsiniz.
Que tu ailles en France ou en Amérique En Inde, Asie ou Australie
Kahramanın nasıl göründüğünü hayal edemediği için şu an takıldığını söylüyor ama kızı Judy'e seslenmek için "ışıltı" ya da "hindistan cevizi" gibi çeşitli isimler bulma konusunda sıkıntı yaşamıyor.
Elle bloque en ce moment car elle ne visualise pas le visage de son héros. Mais elle a toujours un petit nom pour sa fille Judy comme oisillon, noix de coco et... Susucre!
"Hindistan hâlâ harika diyorlar."
"Ils célèbrent la grandeur de l'Inde."
Yaşasın Hindistan.
Jai Hind, Monsieur.
- Yaşasın Hindistan.
- Jai Hind.
Hindistan cevizi Hindistan cevizi. # O, merhaba Lynn.
Bonjour, Lynn.