English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hissedebiliyorum

Hissedebiliyorum traducir francés

2,301 traducción paralela
Daha sadece 24 saat oldu ama şimdiden taşaklarımın ağırlaşmaya başladığını hissedebiliyorum.
Vous étiez là. Ça fait seulement 24 heures, mais je sens déjà mes couilles s'alourdir.
Hâlâ amniyon kesemizin sıcaklığını hissedebiliyorum.
Je sens encore la chaleur de notre sac amniotique
Sarah Jane'in yavaş yavaş yok olduğunu hissedebiliyorum.
Je sens Sarah Jane Smith s'affaiblir.
Ama çok yaklaştım. Biliyorum, hissedebiliyorum.
c'est sûr.
Beni seyrettiğini hissedebiliyorum, ve o an gözlerimi kapalı tutmak çok zor oluyor, ama biliyorum ki gözlerimi açarsam o güzel dudaklarından içinde süzüldüğümüz tatlı pembe baloncuğu patlatacak büyüklükte laflar dökülecek.
Mais pas tout de suite. Je sens qu'elle me regarde, et c'est dur de garder les yeux fermés, mais je sais que si je les ouvre, un truc énorme va sortir de sa belle bouche et faire éclater la belle bulle rose
Hissedebiliyorum.
Je le sens.
Hissedebiliyorum.
- Je le sens.
- Evet? - Hissedebiliyorum, şey gibi...
Je le sens...
Seni hissedebiliyorum.
Je peux te sentir.
Audrey, onun dokunuşunu hissedebiliyorum.
- Je peux la sentir.
- Yok mu? Acını hissedebiliyorum.
Je sens la douleur.
hissedebiliyorum bunu.
Je le sens.
Kadehin gücünü hissedebiliyorum.
Je peux sentir le pouvoir de la Coupe...
İnternet popülaritemin tavan yapışını hissedebiliyorum!
Je sens mon indice de popularité Interweb monter en flèche!
Bakışlarını rahmimde hissedebiliyorum.
Je sens vos yeux dans mon utérus.
Onu hissedebiliyorum.
Je me sentais
Arayı kapatıyorum, hissedebiliyorum.
Je me rapproche d'eux, je le sens.
Clive, aletini hissedebiliyorum.
Clive, je sens ton érection.
Bilmiyorum ama oydu. Bunu hissedebiliyorum!
Je n'en sais rien, mais c'était lui, je le sens!
Bu inanılmaz! Onu kafamın içinde hissedebiliyorum resmen.
C'est incroyable, en fait je la ressens à l'intérieur de mon esprit.
Onları hissedebiliyorum. Yalnızlıklarını, umutlarını, hırslarını...
Je pouvais sentir leur isolation, leurs espoirs, leurs ambitions.
Silahlarının suyun altında bize doğrultulduğunu hissedebiliyorum.
Je sens leurs armes bouger dans l'eau.
Kung Fu'nun ürpertisini ensemde hissedebiliyorum.
Le frisson du kung-fu me remonte le dos.
Ama o beni arkadan yapıyor ve emin değilim ama hissedebiliyorum.
Mais en levrette, j'arrive à la sentir un peu.
Güçlendiğimi hissedebiliyorum.
Je me sens gagner en force.
Gücü damarlarımda hissedebiliyorum!
Les pouvoirs déferlent dans mes veines.
Seni hissedebiliyorum.
Je sens votre présence.
Parmaklarındaki umudu hissedebiliyorum.
Tes doigts frétillent d'espoir.
Hissedebiliyorum. Ayak uydurabilirim.
Ça donne envie de bouger.
Aradığı kiracı tipi belli. Buradaki anlaşmayı hissedebiliyorum. Tek yapmamız gereken...
Il veut des locataires particuliers, on n'a qu'à...
Bunu hissedebiliyorum.
Je le sens, c'est écrit!
Sözlerinde hâlâ kalbini hissedebiliyorum.
Je ressens toujours ton cœur dans tes mots.
Nabzı zayıf ama hala hissedebiliyorum.
- Son pouls est faible, mais je suis désolé.
Hissedebiliyorum.
Je les sens, comme s'ils étaient encore là.
Bazı şeyleri olmadan hissedebiliyorum ama nasıI ve nereden geldikleri herzaman belli olmuyor o yüzden kimle neyi paylaşacağıma dikkat etmeliyim.
Je peux ressentir des choses avant qu'elles se produisent, sans que leur manifestation dans l'espace-temps ne soit trés clair, je dois donc être attentive... à ce que je dévoile.
Evet, hissedebiliyorum.
Oui. Je le sens bien.
Düşünürken bile sanki filmlerinden birindeki beyin yiyen bir parazitmiş gibi onu kafamın içinde... -... hissedebiliyorum. - Kendini adamış bir aktris.
Elle fait tout ce que je fais, et même quand je réfléchis, je la sens dans ma tête comme un parasite dévoreur de cerveaux d'un de ses films.
- Doğru. Sen söylediğinde, hissedebiliyorum.
Quand tu chantes, je peux le ressentir.
Titreşimleri hissedebiliyorum.
Je peux sentir les vibrations.
Ne zaman arınma yapsam toksinlerin vücudumdan çıkışını hissedebiliyorum.
À chaque purification, je sens les toxines quitter mon corps.
İliklerimde bile hissedebiliyorum bunu.
J'ai un bon pressentiment.
O kıkırdağın yanında saklandığını hissedebiliyorum..
Je l'ai trouvée, celle-là, cachée derrière le cartilage.
Bunu hissedebiliyorum.
Je le sens.
Sesindeki korkuyu hissedebiliyorum.
J'entends la peur dans votre voix.
Endorfini hissedebiliyorum.
Mes endorphines parlent.
Gelin orada değil. Hissedebiliyorum.
Elle n'est pas là, je le sens.
Harika bir yıl olacak, hissedebiliyorum.
Et je pense que tu...
Audrey'nin dokunuşunu hissedebiliyorum.
Je peux la sentir.
Onun dokunuşunu hissedebiliyorum.
Je peux la sentir.
Hissedebiliyorum.
Je la sens.
Hissedebiliyorum.
Ils vont me virer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]