English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Humvee

Humvee traducir francés

174 traducción paralela
Tankıma gidiyorum.
Je serai dans mon Humvee.
Bu benim Hummer'ım.
C'est mon Humvee.
Şüpheli siyah bir Hummer ile, Kaliforniya caddesinden batıya gidiyor.
Le suspect conduit un Humvee noir. Il remonte California vers l'ouest.
Evet?
- Oui? - Vous m'avez volé mon Humvee!
Hummer'ını sadece ödünç aldım!
Je te le rendrai, ton Humvee!
Ha bu arada, Humvee için iki adet ekstra geniş tampon yapıştırıcısı.
J'ai aussi besoin de gros autocollants pour un Hummer.
- Humvee ne durumda?
- Le Humvee?
Humvee. Askeri.
Véhicule militaire.
Onu ZPT'ye koyun!
Mets-le dans ce Humvee!
Siyah bir ciple kaldırıma yaklaştılar. Saat 22 : 00'dı.
Les auteurs ont longé le trottoir dans un Humvee noir à 22h20.
Ama cipin içinden gülme sesi geldi. Büyük bir gülme.
Cependant, à l'intérieur du Humvee, j'ai identifié un rire.
Cipten işlenen cinayet.
- Le meurtre. Avec Hassan et le Humvee.
- Cipi nereden bulmuşlar?
- Où ont-ils péché le Humvee?
Bunlar benim bölgemde, Indiana'da üretilmektedir.
Les Humvee sont fabriqués dans ma région, à Mishawaka, en Indiana, par...
Uzun bir Humvee.
C'est une longue Humvee, hé?
- Humvee'ye gidiyorlardı.
- Ils visaient le Humvee.
Bebeğim, gitmemiz lazım jip'te seni bekleyeceğim.
On doit y aller. Je t'attends dans la Humvee.
Ben bir Humvee sürdüm.
Je... Je suis venu en Humvee.
İnsanlar üzerinde 15 " tekerlekleri olan mini mini bir araba istemiyorlar.
Les gens ne veulent pas d'une voiture riquiqui avec des mini roues. RAMI KHOURY Conducteur d'un Humvee
Altında şu arazi tipi araçların sarısından vardı Bay Henrickson.
Il conduisait un Humvee jaune.
Neden? - Alex Joseph bu Humvee'yi ödünç aldı.
Alex Joseph a emprunté ce Humvee.
- Humvee'ye atılmış.
Il a peut-être été mis dans le Humvee.
- Humvee izleri, şerif.
- Des traces de Humvee.
- Kellogg'un Humvee'si.
Le Humvee de Kellogg.
- Sandy, Wayne Kellogg'un Humvee'sini al.
Va chercher le Humvee de Kellogg.
- Hiçbir şey yok. - Kirk'ün cesedinin Humvee'ye konulduğunu biliyoruz.
- Kirk a été chargé dans le Humvee.
- Ben Humvee'mi aldım, oraya kadar sürdüm. Ama birşey görmedim.
J'ai récupéré mon Humvee, et je suis allé là-haut, mais je n'ai rien vu.
Humvee'si vurulmuş.
Son Humvee * a été touché par une bombe artisanale.
- Yani bu Humvee düşünebilir mi?
Alors... cet Humvee peut penser?
- Ne? Yüzbaşı Seabrook'u öldürmek için kullandığın o körolası araba!
Ce satané Humvee que vous avez utilisé pour tuer le lieutenant Seabrook.
Yani 22 milyonluk elektrik cihazla donatılmış bu Humvee'de bu kadarcık bir şey arayacağız.
Donc vous êtes en train de me dire, que nous devons trouver quelque chose d'aussi petit que ça, par exemple, dans un Humvee bourré de 22 millions de dollars d'équipement électronique.
Katil bir Humvee'yi Washington sokaklarına mı bıraktık?
On a perdu un Humvee robot-tueur dans les rues de Washington.
Hadi gidip parçalanalım, gidip humvee altında kalalım.
Ma jambe a été fracassée, écrasée sous un humvee.
Kıçını o Humvee'den kurtardığımı hatırlıyor musun?
Tu te rappelles quand je t'ai sauvé la vie?
Araca ulaşıyor ve adamlarını beklemiyor bile.
Il arrive à aller jusqu'au Humvee, et il n'attend même pas ses hommes.
Bunlar Humvee'lerin geçişini bekleyen ayarlı bombalar değil.
- Non. On ne parle pas d'obus court-circuités attendant des Humvees.
Jipin arkasında.
À l'arrière d'un Humvee.
Arka girişte Cheng'in Hummer'ı duruyor.
Le Humvee de Cheng est garé derrière.
Kendime açıklamaya kalktığımda beynimi uçuruyor... elleri bağlı bir tutuklu... 3 Askerin gözetimi altındayken Humvee'nin arka koltuğundan nasıl kaçar.
Je voudrais comprendre... comment un prisonnier menotté... gardé par 3 soldats, peut s'échapper de l'arrière d'un Hum-Vee? Vous n'en avez aucune idée?
Lastik izleri de Humvee gibi görünüyor.
Les traces de pneus devant... on dirait un Humvee.
Bunu Kontrol Noktası Sıfır'daki parçalanmış bir Humvee'de bulduk.
On l'a trouvé sur le capot d'une jeep désossée au checkpoint 0.
Tamam, Beck beni bir Humvee'ye bindirdi ve ana caddeden sağa döndük Tacoma Köprüsü'nü geçene dek gitmeye devam ettik ki bu da güneydoğuya gittik demektir.
OK, Beck m'a emmené dans un 4x4 et il a tourné à droite après Main Street et on a continué jusqu'à traverser le pont Tacoma, ce qui signifie qu'on allait vers le sud-est.
Humvee, şoför, hepsi bu.
Un 4x4, un chauffeur, c'est ça.
alelacele dinleme yapmak için mükemmel aygıtlar. ama hummer Jip gibi enerji harcarlar.
C'est le parfait outil d'écoute improvisé, mais il consomme autant qu'un humvee.
Sonra ben de Hummer kullanabilirim.
Et moi, je vais piloter un Humvee. Non.
Humvee'mi sürerken nasıl film çekeceksin?
Comment tu vas filmer quand tu conduiras mon Humvee?
Üstü açık Humvee'lerle Irak'a girmek kesinlikle Bahriyelilerin işi değil.
Traverser l'Iraq en Humvees décapotables est en dehors des attributions des sections de reconnaissance.
Askerlerim sabahtan beri Humvee'yi tamir ediyor.
Mes Marines ont travaillé sur ce Humvee toute la matinée.
- Sarı Humvee'nin... sahbi lütfen... Alo, Alice...
Allô, Alice?
- Humvee belki?
Un Humvee?
humveeyle beraber gittiler.
Là dehors, ils étaient dans le Humvee.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]