English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hyper

Hyper traducir francés

1,555 traducción paralela
Biraz kırmızı et için ölebilirim.
J'ai hyper envie de viande rouge.
Bu çok klas olur.
C'est hyper classe.
Eğer bende süper gerçekçi bir robot kız yaparsam Onu aynı senin gibi Yaparım.
Si je pouvais fabriquer un robot hyper-réaliste, je voudrais qu'elle soit comme toi.
Sadece hızlı kırmızı bir ışığı takip etmen gerekiyordu.
C'est juste suivre une lumière rouge hyper rapide.
Hiper iletkenlik mi yoksa mezon graviton evirmesi mi?
L'hyper conductivité ou l'inversion de masse des gravitons?
Bugün ekstradan dolu çünkü Ashton Kutcher...
Mais c'est hyper plein car Ashton Kutcher a lancé un défi à...
DNA incelemesi birkaç gün sürebilir ama durumun aciliyetini gözönüne alarak bütün sperm örneklerini 37 saatte inceledim.
Une analyse ADN peut prendre plusieurs jours, mais étant donné l'hyper urgence du l'enquête, j'ai analysé tous les échantillons de sperme en seulement 37 heures.
Dr. McNamara... lüks arabalara birçok güvenlik özelliği konuyor.
Dr McNamara, ces voitures de luxe sont hyper sécuritaires.
Bu hayatımızın en önemli anıydı ve biz pas geçtik.
C'etait un moment hyper important dans nos vies et on l'a foiré.
Şimdiden çok gerideyim.
Hé bien, je suis déjà hyper en retard.
Yemek yapıp, sahilde yürüyorlar ve kontrol edilemeyen bir hıçkırıkla ağlıyorlar.
Aime cuisiner, marcher sur la plage, est hyper sensible.
Süper çok ciddi olması gerekir. Ona söylerim.
On dirait qu'il faudrait qu'il passe à la vitesse super-hyper sérieux, hein!
Evet. Çok iyi.
Ouais, elles sont hyper cool.
- Çok disko tarzı.
- C'est hyper disco!
Yirmi dakika kendini çok önemli hissetmeni sağlayacak.
Ca te fait te sentir hyper importante pendant 20 minutes.
Daha büyük patlama için.
Hyper-puissant, comme explosif.
Millet nasıl alıyor inanamazsın.
Ça se vend hyper bien.
Kısa bir zaman önce, radarımız 3 Goa'uld aracının hiperuzaydan çıktığını belirledi.
Monsieur le Président, nos radars spatiaux viennent de détecter trois vaisseaux Goa'ulds sortant de l'hyper-espace.
Dünya'nın atmosferine yakın bir yerde hiper uzaydan çıkman gerek.
Vous devez sortir de l'hyper-espace aussi près que possible de l'atmosphère terrestre.
Bir izci gemisi hiperuzaydan çıktı ve gezegenin güney kutbuna doğru yola koyuldu.
Un vaisseau-cargo est sorti de l'hyper-espace et s'est dirigé vers le pôle Sud de la planète.
Hiper uzay jeneratörü çalışmıyor.
Le moteur d'hyper-propulsion ne démarre pas.
- Hayır. Olmamız gereken yerde hiper uzaydan çıktık.
Non, nous sommes sortis de l'hyper-espace juste où nous le voulions.
Çoğalıcıların gemisi hiper uzaya girdi.
Le vaisseau des réplicateurs est entré en hyper-espace.
- Hiper uzayda silahlarım çalışmaz. Kalkanlar da öyle.
Les armes de mon vaisseau ne fonctionneront pas en hyper-espace, les boucliers non plus.
geri.. gerzek... gerizekalı.
Très nulle. Hyper nulle.
Baksana, gerçekçi katliam ve vahşet seviyeleriyle dolu 16 seviye eti kemiği parçalayan 24 farklı silah Artı bol miktarda çıplak sahne. "
Écoute : "ll y a seize niveaux de meurtres hyper réalistes et de mutilations à vif. " Vingt-quatre armes pouvant déchirer la chair "et de la nudité gratuite."
Birinci raunt çılgın güzelin.
Premier round pour la maboule hyper sexy.
- Evet, çok eğlenceliydi.
- Oui, hyper fun.
DİKKAT - HİPER SOĞUTMA ÜNİTESİ
attention unité HYPER RÉFRlGÉRANTE
Sana söylememek beni rahatsız etti.
J'étais hyper mal de te cacher des choses.
Burada 40 kişi bekliyor, çok ateşliler.
Mais... Il y a une quarantaine de gars hyper remontés qui attendent.
Böyle fazla şevkli bir ajanla karşı karşıya bile olsam aramaktan vaz geçirmek için bir kaç yöntemim vardı.
Même face à un policier hyper zélé, j'avais plusieurs méthodes pour faire échouer une fouille.
Devasa bir hiper an var ve her şey bu anın içinde oluyor.
Il y a ce gigantesque hyper-moment où tout se passe.
Eric çok gergin oluyor. Teneke Adam gibi.
Et ils rendent Eric hyper nerveux, une vraie pile électrique.
Romantik bir film kiralarım.
Je louerai un film hyper romantique.
Richard'ın soluk alma makinesi.
Richard fait de l'hyper ventilation.
Ve hepsi bu Simon. Bu kadar kolay.
C'est hyper simple, Simon.
Onu fabrikada görmelisin. Sanki orası onu iki kat daha kararlı bir hale getirdi.
Tu devrais le voir à la fabrique, il est hyper déterminé.
Hiper konsantre C vitamini.
- Un nouveau test. Des vitamines C hyper concentrées.
Gelenlerin kokusunu alıyor. - Bizi tanıştır. - Hayır.
C'est pas une grosse boîte, mais elle est hyper connue.
Bu lanet çocuklar tehlikeli.
Ces mômes sont hyper dangereux.
Yani en azından aynı yerde çalışıyoruz.
Au moins à l'hyper, on bosse ensemble...
Maçoluk kadın gibi gözükmelisin diyor.
Être hyper-viril, c'est ressembler le plus possible à une femme.
Metalde garip şey bir tarafta inanılmaz kadınsı tipler, diğer tarafta da üzerine yapışan pantolonlardan gözüken mallarıyla çok erkeksi tiplerin olması.
Ce qu'il y a de curieux dans le heavy metal, c'est qu'on a ces hommes très efféminés, d'un côté, ou des hyper-virils, moulés, regardez la protubérance dans mon pantalon,
'Hypergraphia'gerçek bir şey, değil mi?
Hyper graphie. C'est quelque chose, non?
Tatlıdan bayıldı.
Euh... Hyper-Glycémie.
Bu hiper-tetiktir.Sıradan değil, travmatik stres hastalığı.
C'est de l'hyper vigilance. C'est courant dans les troubles de stress post-traumatique.
Peyton'da mı bir fantezi?
Ces filles virtuelles sont hyper souples, enlèvent tout à la cire, elles sont excitées à tout moment, et sont tout à fait fausses.
Çok kötü hissediyorum.
Je suis hyper mal.
Daha iyi olamazdı. Sınıfın en iyisiydim.
Oui, vraiment hyper bien.
- Ne olmuş!
- Il fait hyper jeune.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]