English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hıyar

Hıyar traducir francés

3,672 traducción paralela
Şu hırka giyen hıyarın söylediği parti.
C'est la soirée du gland en pull à losanges?
Hıyar ağası!
Connard.
- Hıyar herif.
Je t'emmerde!
- Gelen olmazsa hıyar gibi hissedeceğim.
Je vais passer pour un con.
Bazen hıyarın teki olabiliyorum bu yüzden özür dilerim.
Je sais que je peux être super relou. Je suis désolé.
Sana şişko hıyar dediğim için de özür dilerim.
Pardon de t'avoir si souvent traité de grosse daube.
Hıyar.
Quel con!
Giremedim çünkü koruma hıyarın tekiydi.
Le connard de portier ne m'a pas laissé entrer.
Yüzüğüm nerede? Yüzüğüm nerede, hıyar?
Elle est où, ma bague, trou de cul?
Tam bir hıyar.
C'est un vrai trou de cul.
Hıyarın tekiyim, bunu biliyorum.
Je sais, je suis un trou de cul.
Sen nasılsın bakalım tüylü hıyar?
- Ça va, petit salaud?
Seni hıyar.
Connard!
Hıyarın tekisin!
Tu n'es qu'un schmuck!
Onun bir hıyar olduğunu kim düşünüyor ki?
Qui pense-t'il être?
Çünkü tüm bu tezgahı kuran hıyarın ben olduğumu biliyor!
Parce qu'il sait que j'avais tout arrangé.
- Evet, duyuyorum seni, hıyar!
- Oui, oui, je reçois. Connard.
Sonra elinde silahla, yün maskeli hıyarın biri geldi.
Puis, un singe avec une cagoule m'a menacé avec une arme.
Sonra neler olduğunu anladı. Hıyar gibi kahkaha attı. At huysuzlandı ve üçümüzü de çamura buladı.
Dès qu'il comprend ce qui se passe, il se met à rire si fort que mon cheval se cabre et nous couvre de boue.
S * ktiğim kanguruya mı benziyorum ben, hıyar herif?
- Quoi? J'ai l'air d'un putain de kangourou d'après toi, pauvre con? Mais vous êtes qui, putain?
O hıyarı bu akşam göreceğim.
Je vais voir ce pourri ce soir.
Katışıksız hıyar bu herif! Dinle, çocuk.
Quel gros débile! Ecoute, petit.
Bu hıyar hiç susmaz mı?
Est-ce que ce crétin la ferme des fois?
Günün birinde, o hıyar, bu gazetecilik öğrencisine...
Un jour, ce crétin donnera son premier boulot
Hıyar.
Quel connard...
Bu hıyarı tanıyor musun?
Tu connais ce bouffon?
Hıyar olmak mı?
Être un con?
- Hıyar herif bok bok konuşmaya başladı.
- Il est énervé, il nous insulte.
Belki de kontrolcü hıyarın teki olmayı bırakmalısın Damon.
- Arrête de vouloir tout contrôler.
Nasıl hissediyorsun? Sen hıyarın tekisin, Costa.
T'es vraiment relou, Costa.
Gece yarısı, belki de 1 gibi bitireceğiz.
Ça devrait finir vers minuit ou 1 h, ça ira?
- Sen davetli değilsin, hıyar.
- Dégage, connard!
Kesin olarak hiçbir hırsızlık yarışmasını kazanamayacaksın.
Tu resteras pas dans les annales comme un voleur, toi.
Yarılanma ömrü 24 saat.
Elle a une durée de vie de 24 h.
Şöyle yapacağız, yarın sabah 8'de benimle buluşmanı istiyorum.
Bon, on se rencontre demain matin à 8 h.
Yarın saat 11'de yanıma gel.
Vers 11 h, demain.
- Yarın sabah 9'da.
Demain matin, 9 h.
Bu haftadan itibaren her Çarşamba gece yarısı Queen Adası rıhtımında otoparkta buluşacağız.
On se voit tous les mercredis à 12 h sur le bord de mer à Queen's Island à partir de cette semaine.
İşimiz bittiğinizde bölgenizin yarısında sizin marksist olduğunuzu düşünecekler ve diğer yarısı da başkentteki her fahişenin telefonunun hızlı arama listesinde olduğunu düşünecekler.
Bientôt, une moitié de vos électeurs vous croira marxiste. L'autre, que vous avez le numéro de chaque pute de Washington. Pigé?
- Gerek yok. 6'dan gece yarısına kadar oğlum çalıştı.
Inutile, mon fils bosse de 18 h à minuit.
Yarın, ön karar için hızlandırılmış bir duruşma ayarlayacak kadar güçlü.
Il a le pouvoir d'obtenir un jugement immédiat cet après midi.
Yarın sabah saat 11 : 00 de benimle buluş. 34.11 enlemi, 117 boylamında.
Retrouvez-moi demain matin, à 11 h, au point de latitude 34.11, longitude - 1.17.
Güzel... Yarın 8'de Cargo'da.
Demain, 8 h au Cargo.
Münih treni şu an Brignole'de. Yarın sabah 5'te yola çıkacak.
Le train pour Munich part demain matin à 5 h de Brignole.
Yarın sabah 7'de garda mı buluşacağız?
Tu vas au rendez-vous, demain matin à 7 h?
Hızlanmayacak yarın rüzgar Dur
Le vent ne soufflera pas demain
- Endişelenme. Gece yarısından sabah 4'e kadar iniş ve kalkış yapmaları yasak.
Ils n'autorisent pas de vols entre minuit et 4 h du matin.
Yarın kitaplar için buluşmamız olduğunu biliyorum ama üzerinde durup sana biraz hız kazandırmayı çok isterim.
Je sais qu'on se voit demain, mais j'aimerais qu'on soit opérationnels et qu'on se prépare. Vas-y.
Neyse, prova yarın saat tam 8.00'de.
On répète demain, à 8 h pile.
Yarın saat 2'de yine burada buluşacağız.
Nous nous retrouvons ici demain : 2114 h.
Yarın, saat 2 : 00'de.
Demain, à 14 h!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]