English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ I ] / I don

I don traducir francés

719 traducción paralela
I don't know, you don't know. "
l don t know, you don t know.
Özgür olmadigim için mi mutsuz olup olmadigimi bilmiyorum, yoksa mutsuz oldugum için mi özgür olup olmadigim bilmiyorum.
- I don t know if l'm unhappy because l'm not free or if l'm not free because l'm unhappy.
Anlar mısın, anlamaz mısın bilmem Jerry ama ki umarım anlayabilirsin ;
- C'est le problème éternel des anciens Grecs. - I don t know if you are able to understand it, Jerry.
But I don't have to take the job.
je peux aussi bien m'en aller.
That's very nice, Lieutenant, but I don't think Palancio- -
Merci, mais je crains que Palancio...
I don't want to stop at all
♪ I don t want to stop at all ♪
Bakın bakalım yapıyor muyum!
See if I don t!
- Bilemiyorum. - Bilemiyorum.
Je sais pas, i don t know
- Bilemiyorum.
"I don t know".
Listen, sweetheart, this may be butting in where I don't belong but don't you think someone should say something?
Je me mêle peut-être de ce qui ne me regarde pas, mais il faudrait en parler. Des saignements de nez?
"I don't know him."
"I don t know him"
- Oraya dokunmayacağım.
- I don t want to open up that can of worms.
" yaşamaya devam etmenin başka bir yolu var mı, bilmiyorum... sensiz
" I DON'T KNOW ANOTHER WAY IT COULD GO I'M LIVING MY LIFE...
If I don't hear from General Stuart by this evening, l'm gonna send word out to him.
Si je n'ai pas de nouvelle du général Stuart ce soir, je lui enverrai un message.
I don't think they knew until now what they were up against.
- Merci. Je ne pense pas qu'ils savaient à quoi ils se confrontaient.
"You got me so I don't know what I'm doing"
Tu m'as tellement que je ne sais pas ce que je fais.
"You got me so I don't know what I'm doing"
Tu m'as tellement que je ne sais pas ce que je fais
# Ama salata ile omleti Ne yapacağımı hala bilemiyorum. #
# But I don t know what to do with those tossed salads and scrambled eggs #
I don't want to kill you, Commander, but I will.
Je ne veux pas vous tuer, commandant, mais je le ferai.
- I don't know anything...
Arrêtez, Quark.
I don't want to hurt anyone.
Je ne veux de mal à personne.
I don't give a damn about Klingon philosophy.
Je me moque complètement de la philosophie klingonne.
You think I don't know that?
Croyez-vous que je l'ignore?
- I don't want to disturb him.
- Je ne veux pas le déranger.
I don't want to.
Je n'ai pas envie.
I don't want you staying here any longer than you have to.
Je ne veux pas que tu restes ici plus de temps qu'il ne faudra.
- She's stable, but I don't know how much time she has.
Je l'ai stabilisée, mais j'ignore combien de temps elle a.
Babası da öyle biriydi "İsveç Don Juan'ı" diye lakabı vardı... İsveç'i dolaşmış...
Son père était surnommé le Suédois car sa spécialité était de courtiser les Suédoises.
- Don Pedro oğlunun salıverilmesi karşıIığında en iyi atlarından 30 tane gönderecek.
Don Pedro vous fera livrer 30 de ses meilleurs chevaux si vous libérez son fils.
Keşke şu anda Don Jarvis'i görebilseydim.
Et si je pouvais voir Jarvis!
I don't really care for one.
- Sûre?
Yeşil bölgeyi tuttur ve ben de senin şapelin için 3,000'i gözden çıkarayım.
Si elle atterrit sur le green, je vous fais un don de 3000 $.
Gene'i böyle tanıdım. Hala seyahat ediyor, şarkı söylüyor, müzikallerde çalışıyordum. Ajansımdan bir telgraf geldi, "Eve dön,'Star Trek'i çekiyorlar," diyordu.
Ensuite, il fallait que je relie ces sons à un signifiant, pour que je puisse avoir l'air d'être en train de dire quelque chose.
Don Salluste, yarın Madrid'i terk edeceksiniz.
Don Zalluste, fous quitterez Madridt demain.
Don't stop me now'Cause I'm havin'a good time
♪ Don't stop me now ♪ ♪'Cause l'm havin'a good time ♪
Al şu çantaları.
I don t suppose you would remember me
Evet, biraz güzellik görmek istiyorsan, arkanı dön. Çünkü İri Buldok Joe Klecko arkandaki Pete'i kullanıyor. Joe, değil mi?
Mais si tu veux voir quelque chose d'agréable, retourne-toi... parce que Gros Bouledogue Joe Klecko... est au volant du camion qui estjuste derrière toi.
Bill'i geri alacaksın. Yeteneği kabul edersen hala zaman var.
Tu seras réunie à Bill si tu acceptes le don.
How am I supposed to fuck you in the ass if you don't cooperate?
- ( Chanté ) Mais alors quand je recule... comment veux-tu que je t'encule?
Giz'i al, geri dön ve bir çeşit ışık düğmesi bulmaya çalış.
Prends Gizmo et essaie d'allumer les lumières.
Şahsi görüşüm Baba, Dominic'i kapının önüne koydu.
" Le Don a dû trouver Dominic sur le pas de sa porte
- Umarım. Beni nasıI kötü hissettireceğini çok iyi biliyorsun.
Tu as vraiment le don de me couper en plein elan.
Don Cabeza, bu çocuğun bir hayvan olduğuna nasıI kanaat getirebildiniz?
Comment pouvez-vous traiter cet enfant d'animal?
Soul Train'i gördün mü?
Tu connais Don Cornelius?
So don't you sit there slack jawed, buggy eyed I'm here to answer all your midday prayers
Remonte la mâchoire T'as l'œil hagard J'exaucerai tes prières
Çocukken, o kadar fakirdik ki "satılık değil" i bir marka zannederdim.
Quand j'étais petit, on était si pauvre, que, pour moi, "don de l'Etat", c'était une marque.
Ama "Papa Don't Preach" i söylediğinde ondan nefret ettim.
Mais après "Papa Don't Preach", j'ai décroché.
Beyler, size Don Francis'i tanıstırmak istiyorum.
Les gars, je vous présente Don Francis.
Sizlere Dr. Don Francis'i Atlanta'dan Hastalık Kontrol Merkezi'nden... başlangıcından beri salgınla savaşan kişi tanıştırayım.
Je vous présente le Dr Don Francis du CDC à Atlanta qui lutte contre cette épidémie depuis le début.
- I sure don't mean to imply you, sir. No.
- Je ne dis pas que c'est vous, monsieur.
HG yanımdan geçerken ıslıkla It Don't Mean a Thing'i çaldı!
It Don't Mean a Thing.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]